Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine

ETRAFTA bir liste dolaşıyor.

Haberin Devamı

“2013’te dünyada neler oldu?” diye.
Bakınız olanlara:
kHiggs bozonu (Tanrı Parçacığı) bulundu.
kBeyin hücrelerinin ölmesini engelleyen protein bulundu.
kÜç boyutlu yazıcı ile canlı kalp ve kulak üretilip canlıya nakledildi, çalıştı.
kKanat çırparak uçan mikro robot böcek üretildi.
kParmak ucu kadar hassas, 8 bin transistörlü suni deri üretildi.
kBükülüp esneyebilen pil üretildi.
kMoleküller hareket ettirilip dünyanın en küçük çizgi filmi yapıldı, elektron mikroskobuyla gözlemlendi.
kMaymunlara kafa nakli yapıldı, kafalar farklı bedenlerde yaşadı.
kİnsan deri hücrelerinden alınan kök hücrelerden yeni nesil fare üretildi.
kSibirya’da mağarada 50 bin yıl önce ölmüş olan kızın parmak kemiğinden gen haritası çıkarıldı.
kCuriosity adlı keşif aracı Mars’a yumuşak iniş yaptırıldı, gezegende daha önce yaşam olduğu ve su yataklarının bulunduğu keşfedildi.
kİneklerden alınan kök hücreleri jöle benzeri büyüme malzemesi içine yerleştirilerek yapay et üretildi ve yendi.
kFare beyninin üç boyutlu yapısı mikroskobik ayrıntılarla başarılı şekilde incelendi. Otizm ve şizofreni tedavisi için umut doğdu.

*

Haberin Devamı

Yukarıdaki listenin mimarları ağırlıklı olarak ABD, onun dışında Avrupa ülkeleri ve Japonya.
Listenin sonuna da “Türkiye’de duble yollar yapıldı” diye bir madde eklemişler.
Güler misiniz, ağlar mısınız...
Bilime, teknolojiye yatırım yapmak yerine nefret söylemi soslu, din sömürüsü baharatlı siyaset yapıp ülke vizyonunu “ara eleman” hedefine kilitlerseniz...
En fazla yol, köprü ve içi boş adalet sarayları yaparsınız.
Yani dünyanın yüzyıl gerisinden gelirsiniz.
Tüm yatırımlarınızı üç-beş oy fazla almaya ve ranta endekslerseniz, bu ülkeyi yerinde bile saydıramaz, geriletirsiniz.

*

Ben bu yazıyı seçim günü yazıyorum. Siz okurken belediyeleri kimlerin aldığı belli olacak.
Önümüzde iki seçim daha var.
Sonra birden Türkiye değişmeyecek. Belli ki doğru Türkiye şekillenene kadar önümüzde zorlu bir süreç var. Ve bu süreçte yine iç siyasetten, ayak oyunlarından, hırstan, inattan, baskıdan, yasaklardan kafamızı kaldıramayacağız. Yine vakit kaybedeceğiz.
O arada ihtimal o ki dünya yeni buluşların altına imza atmış, yeni âlemler keşfetmiş olacak.
Biz yine bizi “ara elemanlığa” mahkûm edenler yüzünden olup biteni birkaç yüzyıl geriden izleyeceğiz. Seyircisi olacağız.
Dileyelim de bir gün bu ülkeyi ve şehirleri duble yollara “eser” demeyen, dünyanın en devasa betonlarını dikmekle değil, kafalı toplum yaratmakla övünen birileri yönetsin.
Biz de o dönemi ucundan yakalarsak ne âlâ.

Yazarın Tüm Yazıları