Siyasetçi eşleri tabii ki topluma rol modeli oluşturuyor. Sadece lafla, eylemle, hayır işleriyle değil, giyip çıkardıklarıyla da. Michelle Obama yerli kıyafetleriyle sektöre 2.7 milyar dolarlık katkı sağladı. Bizde de biraz ekonomik düşünme zamanı gelmedi mi sizce?
Harvard’da 1922’den beri çıkan bir dergi var: Harvard Business Review.              Derginin son sayısında enteresan bir analize yer verilmiÅŸ: First Lady Piyasalara Nasıl Hareketlilik Getiriyor. David Yermack adlı analist üşenmemiÅŸ, ABD’nin first lady’si Michelle Obama’nın giydiÄŸi markaların maddi deÄŸerlerine nasıl katkıda bulunduÄŸunun ÅŸemasını çıkarmış. Yermack’ın grafiÄŸine göre Michelle Obama bir markanın kıyafetini giydiÄŸinde, o markanın veya o markayı satan büyük maÄŸazaların borsadaki hisseleri ani ve ciddi yükseliÅŸe geçiyor. First Lady’nin giydiÄŸi markalarda normal ÅŸartlarda olmayan yüksek kârlar gözleniyor ve sıradan piyasa dalgalanmalarıyla bunun izahı mümkün deÄŸil. Rakam istiyorsanız, o da var. Ä°nsana pek gerçekçi gelmiyor ama ben uzmanların yalancısıyım. Buyrun:       Â
Michelle Obama Kasım 2008 ve Aralık 2009 arasında 2.7 milyar dolarlık piyasa yarattı. Yani borsaya, markalara, mağazalara ve tasarımcılara toplam bu kadar para kazandırdı.
Bu tarihler arasında Michelle 189 kere halkın önüne çıktı ve aralarında J.Crew ve Gap gibi markaların olduğu 29 halka açık şirketin ürünlerini giydi. Giydiği bir kıyafetle her defasında ortalama 14 milyon dolar katkı sağladı,
Daha da önemlisi etkisi hemen geçmedi, bir kıyafeti giymesinin rüzgarı borsada üç hafta kadar hissedildi. Bu kadarla kalsa iyi... First Lady’nin tercih etmediği markalar da zarar ediyor. Yermack’ın analizine göre Michelle’in giymediği 27 rakip markanın hisseleri yüzde 0.4 oranında değer kaybetti.
Bu rakamlar abartılı olabilir. Önemi yok. Sonuçta ortada bir ivme olduğu kesin. Bu anlamda da Michelle Obama, gizli gündemini yürürlüğe koydu ve sonuç aldı. Önemli olan bu. First Lady, kocasının yemin töreninde giyeceği kıyafeti hazırlamak için sırada bekleyen Oscar de la Renta veya Donna Karan gibi büyük markalara, tanınmış isimlere sığınmayıp Küba asıllı Isabel Toledo imzalı bir kıyafet giymişti. Balodaki kıyafet seçimiyle de gelecek vaat eden Tayvan asıllı ABD’li genç tasarımcı Jason Wu’ya destek atmıştı. İş burada kalmadı, ilerleyen zamanlarda uygun fiyatlı Amerikan markalarını üzerinden çıkarmadı. İşte gizli gündemi buydu, amacı sadece güzel görünmek için giyinmek değil, giydikleriyle, bilinçli kıyafet seçimleriyle Amerikan modasını kalkındırmaktı. Yermack’ın analizine bakılırsa ABD First Lady’si Amerikan moda sektörü adına çok başarılı bir işe imza attı. Bizde mesela Emine Erdoğan türbanı bağlama stiliyle kitleleri peşinden sürükledi. Hali hazırda var olan ‘şulebaş türban stili’ni kitleselleştirdi. Köyden şehre kadınların büyük çoğunluğu başını Emine Hanım gibi bağlar oldu. Yani Michelle Obama gibi bir stratejiyle first model yarattı, ama ekonomiye bir katkısı var mı orası bilinmiyor...
Ecevit’in mavisi Çiller’in kuşburnu
Türkiye’de liderlerin yarattığı modalar yok değil. Ben daha doğmadan Ecevit mavisi gömlekler seçim meydanlarında CHP bayrağı gibi dalgalanıyordu. Diğer yandan Ecevit’in özdeşleştiği diğer bir aksesuvarı olan kasketi mavi gömleği kadar tutmadı. Tansu Çiller’den hatırlamaya değer ne kaldı derseniz... Moda düşkünleri önce beyaz kıyafetlerini hatırlar. Hemen herkes de kuşburnu çay merakını. Başbakan Erdoğan ise altın çileği herkese tanıttı.