Paylaş
Yazık ki kurgu değil, gerçek ve hikâye Samsun’da geçiyor.
Samsun, mükemmel bir coğrafyaya sahip -batısında Bafra, doğusunda Çarşamba ovaları- kendini besleyen tarımıyla ünlü bir kent.
Bu coğrafyaya bahşedilen, 30 kilometrelik harika bir sahil bandı var. Bu bandın sonunda da, Kızılırmak’ın Karadeniz’e döküldüğü yerde Kuş Cenneti.
Şimdi bu bant üzerine Samsun Büyükşehir Belediyesi yol yapmaya karar verdi, “Bandırma Vapuru-Kuş Cenneti Sahil Yolu” adlı projenin yapımına başladı.
Proje yerel halk ve kent dışından gelen insanların denize girdiği Atakum’dan 19 Mayıs ilçesine kadar devam eden sahilde yürütülüyor. Burası, Türkiye’nin en uzun kumsal sahili.
Yöre halkının kıyılardan yararlanmasının engellenmesi bir yana, ekolojik denge de bozulup kıyı tahrip ediliyor.
Dolgu çalışmalarında kıyı kenar çizgisi ve hatta kimi yerde suya düşen kıyı çizgisi ihlal ediliyor. Dereköy’de yapılan balıkçı barınağından sonra barınağın doğu kısmındaki sahilin ekolojik dengesi bozulmuş ve kumsal yok olmuştu. Daha yeni sahil kendine gelmeye başlarken, sahil yolu yapımıyla yeniden yok ediliyor.
*
Kıyı Kanunu’nun 4. maddesinde kıyı çizgisi, kıyı kenar çizgisi, kıyı, sahil şeridi tanımlı. Aynı kanunun 5. maddesine göre kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık. Kıyılarda öncelikle kamu yararı gözetilir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. 6. maddede “Kıyılarda kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz, kum çakıl alınamaz, moloz, toprak, cüruf gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez” denir. 7. maddede doldurma ve kurutma yoluyla arazi kazanımı, usul ve esasları düzenlenmiş ve ekolojik özelliklerin dikkate alınarak yapılması gerektiği yazar.
Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 18. maddesinde ise “Sahil şeritlerinde uygulama imar planı olmaksızın hiçbir yapı yapılamaz” denir.
*
Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen projeyle bu sahil hiçbir yasa ve kural tanımadan, bilimsel görüşler alınmadan, “Yaptım oldu” zihniyetiyle yok ediliyor.
Kıyı çizgisi, kıyı kenar çizgisi gibi hukuki kavramlar dikkate alınmadan dolgular yapılıyor. Bunlar ihlal ediliyor; hatta kimi yerlerde deniz doldurularak inşaat devam ediyor. Sahil yolunun sahil şeridinin ilk 50 metrelik kısmında yapılması hukuken mümkün değil. İkinci 50 metrelik kısımda mümkün ama bunun için ilgili yasalarda öngörülen düzenlemeler yapılıp izinler alınmalı. Burada bu düzenlemeler yapılmadığı gibi gerekli izinler de alınmadı.
Şu anda belediye suç işliyor.
*
Hangisine üzülmeliyiz bilmiyorum...
Bir daha geri alınamayacak olan sahile mi? Heba edilen, uzun yıllarda oluşmuş olan kuma mı? Yazın insanların akın ettiği ve artık yapılamayacak olan deniz sefalarına mı? Sürekli denizi doldurarak faaliyet yapan belediyeler yüzünden denizden uzaklaştırılan kentliye mi? Yoksa içerisinde 300’e yakın kuş türü barındıran, Milli Park ilan edilmiş, kimi türlerin göç yolu olan Kuş Cenneti’nin sonunun başlangıcına mı?
Paylaş