Paylaş
Her gün binlerce liseli genç okulu bırakıyor. Ve çoğu okulu bırakma kararını daha orta okulda vermiş oluyor. Çoğunun bırakma nedeni okulu sıkıcı bulmaları, angaje olamamaları.
ABD’de 826 National adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş var. Bu kuruluş düşük gelirli topluluklardan gençlerin okuma-yazma becerilerini ve bu yolda kendilerine güvenlerini kazanmaları için onlara yardımcı oluyor.
San Francisco, Los Angeles, Seattle, New York, Boston, DC, Michigan ve Chicago’da birer 826 merkezi var.
Bu merkezlere dışarıdan baktığınızda çocuklara ve çocuk ruhlu yetişkinlere hitap eden birer mağaza görüntüsüyle karşılaşıyorsunuz. New York’takinin tabelasında Süperkahramanların Tedarik Dükkanı yazıyor. İçeride ise X-ray gözlükler, klonlanma sıvısı, yer çekimi galonları, pelerin etiketli ürünler satışa sunuluyor.
Michigan’dakinin adı Robot Tamir Dükkanı. Boston’daki Koca Ayak Araştırma Merkezi. San Francisco’daki Korsan Dükkanı. Los Angeles’taki Zamanda Yolculuk Marketi. Chicago’daki Casus Dükkanı. Seattle’daki Uzaya Yolculuk Dükkanı.
Dışarıdan ilginç bir görüntü veren bu dükkanlar yoldan geçenleri içeri çekiyor. Dükkana daldığınızda da 826 yaratıcılığınıza hitap ediyor. Ve aldığınız her ürün, diyelim ki bir kutu uzaylı hammaddesi, ücretsiz eğitim programlarını desteklemiş oluyorsunuz.
Mağazaların dip tarafında gizlenmiş bir kapı da başka bir odaya açılıyor. Bu odada gönüllüler çocuklara ücretsiz özel dersler veriyor ve yaratıcı atölye çalışmaları düzenliyor.
Birebir ilgi bir çocuğun hayatını doğrudan değiştiriyor. 6 bin 826 National gönüllüsü, her yıl bu merkezlerde 29 bin çocuğun hayatına dokunuyor.
Bu ilgi çekici dükkan konseptini yaratmadan önce, San Francisco’daki ilk merkezin önüne “Ücretsiz ders verilir” yazılı bir tabela koymuşlar. Kimse içeri girmemiş. Bunun üzerine çocukları oraya çekebilmek için daha eğlenceli olan bu fikri hayata geçirmiş, dükkanları daha davetkar kılmışlar.
Dükkanların gizli odalarında her gün 50-60 öğrenci ücretsiz eğitim alıyor. Burası ne okul ne de ev olduğu için çocuklar kendilerini rahat hissediyorlar.
Konseptin ardındaki esas fikir, çalışıyor da olsalar bu deneyimin çocuklar için eğlenceli olması.
Odanın her tarafında koltuklar var, çocuklar buralarda oturup okuma yapıyorlar.
826 National’ın verdiği eğitim programlarının tümü çocukların yaratıcılığını pekiştirmek üzerine kurulu.
Bir grup gönüllü öğretmen ve illüstratör eşliğinde iki saat boyunca hikayelerini yazıyor. Hikayelerinin tamamen uydurma olması gerekiyor. Yani mesela, Sünger Bob’un maceralarını yazmalarına izin verilmiyor. İllüstratörler de hikayelerine eşlik edecek çizimleri yapıyor. Öğrencilerin yazar fotoğrafları çekiliyor ve hikayelerinin arka kapağına iliştiriliyor. Böylece bir kitap yazmış oluyorlar ve kitabı evlerine götürebiliyorlar. Bunun bir çocuğu nasıl teşvik edeceğini düşünün...
Eğitim sistemini iyileştirmenin, en azından bir destek atmanın harika bir yolu bence 826’nın yaptığı.
Hele de bizimki gibi eğitim sisteminin çuvalladığı, yaratıcılığın müfredatın yakınından geçmediği ülkelerde örnek alınmalı.
Paylaş