Ebru sergileri neyimize yetmiyor!

SİZE son 3 yıldan sanatta sansür vakaları seçtim.

Haberin Devamı

Seçtim, çünkü hepsini sıralamaya kalksam değil bu köşe, bu gazete sayfası dar gelir.
Buyurun, okuyun, devamında konuşalım.


*


-Adana Ceyhan Kaymakamlığı Gezi’ye vurgu yapan ‘Çarşı Pazar Geziyorum’ adlı oyun için salon tahsisini iptal etti.
-Pamukkale Üniversitesi’nde Gençlik Filmleri Festivali kapsamında galası yapılacak Ali İsmail belgeseli Rektörlük tarafından iptal edildi.
-‘Yüzleşme’ adlı sergideki Paris’te öldürülen üç PKK’lı kadının resmedildiği tablolar TBMM yetkililerince kaldırıldı.
-Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası için tasarlanmış kadın ve erkek figürlü heykeller kaldırıldı. Rektör danışmanı “Kırmak istedik, başaramadık” yorumunu yaptı.
-23. İstanbul Sanat Fuarı Artist 2013’te 66 sanatçının katıldığı ‘Müdahale Var mı?’ adlı bölüme müdahale edildi.
-Trabzon’da suyun ticarileştirilmesini, nükleer santral ve HES’leri konu eden ‘Çevre’ temalı karikatür sergisi, belediye başkanı tarafından gece yarısı operasyonuyla kaldırıldı.
-Bursa Fotofest’te sergi katılımcısı Eda Kum’un eşcinsel bireyleri işlediği fotoğrafları sakıncalı bulunarak sergi komitesi tarafından engellendi.
-Londra Olimpiyatları’nı yayınlayan TRT’nin spikeri, John Lennon’ın Imagine şarkısının sözlerini canlı yayında Türkçeye çevirirken şarkının “No Religion too” (Dinler de olmasın) kısmını makasladı.
-Kentsel dönüşümü anlatan ‘Ekümenopolis’ belgeselinin Enez’deki gösterimi son anda kaymakamın ‘sözlü talimatıyla’ engellendi.
-Savcılık, Eskişehir Tepebaşı Belediyesi sergi salonunda açılan Ucube-Ebucu adlı serginin ressamları ve organize edenler hakkında ‘dini değerlere hakaret’ suçundan soruşturma başlattı.
-Kütahya Dumlupınar Üniversitesi kampusunda bulunan aslan ve kartal figürlü heykel, Ermenistan Cumhuriyeti armasına benzediği iddiasıyla kaldırıldı.
-Batman’da Yılmaz Güney Film Festivali kapsamında 1992 Cizre Newroz’unda yaşananları anlatan ‘Bir Başkaldırı Destanı: Berivan’ adlı belgesel filmin gösterimi ‘Türk milletinin birlik ve beraberliğini bozucu ve PKK propagandası yapan unsurlar içerdiği’ gerekçesiyle valiliğin kararıyla yasaklandı.


*

Haberin Devamı


Bu arada galerilere saldıranlar, sanat eserlerini parçalayanlar, sanatçıları yargılayanlar, tehdit edenler oldu.
Klasikler makaslandı, şiirler değiştirildi, filmler gösterilmedi ya da +18 damgası yedi. Sansür katlanarak arttı.


*

Haberin Devamı


Elbette sanatta sansür bu iktidarla başlamadı, hep vardı.
Ancak giderek tehlikeli bir hal alıyor. Zira bir tür yıldırma politikası güdülüyor.
Sanatçılar hedef haline getiriliyor, otosansür teşvik ediliyor.
Sanat politikadan soyutlanmak isteniyor. (Hem de modern sanat tarihini bir siyaset tarihi gibi okumak mümkün iken.) Örneğin özne Kürt sanatçılar olduğunda yaptıkları çokça sanat olarak değil, terörizme teşvik olarak lanse ediliyor.
‘Müstehcen’lik keza... Ahlaki değerleri tehdit ediyor (!)


*


Bir ‘toplumsal hassasiyet’tir gidiyor. Canı isteyenin her sansürü, saldırıyı meşrulaştırmak için kullandığı bir kavram oldu çıktı bu.
Bazen Altın Portakal’da bir küfür şeklinde beliriyor...
Bazen Goethe’nin hayatını anlatan tiyatro oyunundaki ‘Yatmak’ sözcüğüyle.
‘Milli ve toplumsal değerler’i silah olarak kullananlar neyin sanat olduğuna ve olmadığına karar veriyor. Sansürlüyor, hedef gösteriyor, yasaklıyor ya da yargılıyorlar.
Sanatçı çıkarmamak adına çok doğru bir yoldayız.
Böyle giderse bir süre sonra mecburen ebru sergileriyle yetineceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları