Paylaş
Benim kötü tecrübemi alın, 1000’le çarpın, buyrun size Faruk Tınaz örneği.
Bir sabah gazetede gördüm.
İlk tepkim “Faruk Tınaz kim?” idi. Cehaletimi mazur görün.
İkinci tepkim ise “Hangi saf evinde yüz binlerce euro saklar?” oldu.
Malum günlerdir herkes bunu konuşuyor.
Faruk Tınaz beyefendinin evine maskeli hırsızlar girmiş, kasadaki euro’larını, dolarlarını, karısının mücevherlerini çalıp gitmişler.
Önce çalınan miktarın 1 milyon TL dolaylarında olduğu söylendi, sonra bu rakam 700 bine indi. En son rakam, Vatan’ın haberine göre 165 bin euro ve 55 bin dolar; bir de mücevherler.
Faruk Bey, Uğur Dündar’ın programında rakam vermek istemedi, gerekli bilgiyi emniyete ve sigortacılarına bildirdiklerini iletti. Ve ekledi: “Abartıldığı kadar değildi. Çoğu karımın tasarruflarıydı.”
Nereden tasarrufu acaba? Mutfak harçlıklarından mı?
Ve yine aynı soruya geliyoruz:
İnsan bu kadar yüklü miktarda parayı neden bankaya yatırmaz, neden başka türlü değerlendirmez de evindeki kasasında tutar?
Bu normal mi sizce?
Birkaç bin TL’den değil, birkaç yüz bin TL’den bahsediyoruz.
Bu işte bir tuhaflık var.
Hadi en mantıklısından en uçuğuna seçenekleri sıralayalım. Bunlardan biridir diye iddia etmiyorum ama aklıma başka bir şey de gelmiyor...
Ülkemizde Allah korumuş olsa da bildiğiniz üzere son krizde yurtdışında bir sürü banka battı, birleşti, devletler tarafından el konuldu. IMF istedi ama mevduat güvencesi artmadı. Acaba bu yüzden Faruk Bey’in bankacılık sistemine inancı mı kalmadı?
Faruk Bey sanat dünyasının seçkin üyesi... Nota ve şarkı biriktirmesi normal de... Banker değil ki, nakit tutsun, kapısını olmadık saatte çalana faiz karşılığında borç versin. Bu kadar yüksek meblağı evde hangi iş için saklıyordu sorusu mühim.
Polisliğe özeniyor değilim, polis muhabirliği bile yapmadım. Ama filmlerde eve girenler eşi rehin alıp kocayı para toplamaya gönderirler. Bu uçuk senaryo bile evde binlerce euro saklanması kadar mantıklı gelmiyor mu size?
Malum yabancı masaldır, küçük çocuk düşen dişini yastığının altına saklar. Ertesi sabah kalktığında dişinin yerinde perinin bıraktığı parayı bulur. Müjdeler olsun ki bizdeki diş perileri sadece TL ile değil, dövizle de çalışıyor, yastık altından euro ve dolar fışkırıyor.
Kasa rekoru Ankara’da
Evde yüklü meblağda para bulundurma deyince akla doğrudan Sinan Aygün geliyor. Hatırlarsanız, 2008’de Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve 14 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Aygün’ün evinde sakladığı 2,5 milyon euro’ya el konulmuştu.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) görevlileri, Aygün’ün Beysukent’teki evine gelip parayı teslim almış ve kaynağını araştırmak üzere el koymuştu.
Aygün, bu parayı babadan kalma dükkanının satışından ve kızının düğününde toplanan altınlardan elde ettiğini söylemişti. Soruşturma sırasında para Aygün’e iade edildi. Ne diyelim, herhalde dükkanı sattıktan sonra Aygün’ün bankaya uğramaya fırsatı olmamıştı.
Tarihten bir çıkın
Yastık altı parası siyasette de çok tartışıldı. Hatta bazı siyasiler için can simidi oldu desek yeridir. Hatırlayacaksınız, 10 yıl kadar önce eski başbakanlardan Tansu Çiller’in mal varlığını araştıran Meclis komisyonuna Özer Çiller sürpriz bir açıklama yaptı. Özer Bey, eşinin mal varlığındaki kara deliği kayınvalidesinin çıkınından temin edilen servete bağladı.
Çiller’e göre çıkından 880 cumhuriyet altını, 570 bin dolar ve 670 mark çıktı.
Özer Bey, “Tansu Hanım bunları annesinin ölümünden sonra evde bir çıkının içinde bulmuş” dedi. Bu servetten kayınvalidesi Muazzez Çiller hayattayken haberleri olmadığını söyledi.
Çiller, kayınvalidesinin mirasını “Her Türk’ün yaptığı gibi o da bir çıkında saklamış” sözleriyle açıklarken “Bizden de gizlemiş. Miras bizi de şaşırttı” diye konuştu.
Özer Çiller’in, eşiyle mal birliği rejimini benimsediklerini söylediği ve çıkın içinde bulunan mirası kendisinin nakde çevirdiğini ve paylaştıklarını söylediği de öğrenildi.
Paylaş