Bir emekli maaşı çok mu?

Kum püskürtme yöntemiyle kot taşlama işinde çalışan bir işçi daha hayatını kaybetti. İdris Oral, Türkiye’de silikozis hastalığından ölen 50’nci kişi. Daha onun gibi yüzlercesi var. Ve ölümü beklerken tek dilekleri malulen emekli olmak.

Haberin Devamı

Silikozis hastalığının Türkiye’de aldığı 50’nci can, 28 yaşındaki İdris Oral’ınki oldu.

2005’te askerden döndükten sonra hastalığını öğrendiğinden beri, yedi yıldır hastane hastane dolaştırılan Oral, nihayetinde iki aydır tedavi gördüğü Bingöl Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

Silikozis hastalığının müsebbibi adından da anlaşılacağı üzere, kum püskürtme yöntemiyle kot taşlama.

Hâlâ bunun ne olduğunu bilmeyenleriniz varsa... Hava kompresörlerinin kot kumaşını beyazlatmak için basınç altında kum üflediği yıpratıcı ve aşındırıcı işlem olarak tanımlayabiliriz.

Kum püskürtme geleneksel olarak metal ve seramik çalışmalarında kullanılan bir yöntem. Doğal kum, silis mineralini içeriyor. Aşındırıcı maddenin yüzde 1’den daha az silis içermesi kaydıyla AB ülkeleri (ABD’de bu oran yüzde 0,5) kum püskürtme işleminin yapılmasına müsaade ediyor. Ve koruyucu giysileri şart
koÅŸuyor. Çünkü silis tozuna maruz kalanlar kaçınılmaz olarak silikozis hastalığına yakalanıyor.Â

Dönelim Türkiye’ye...

Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi’ne göre, Türkiye’de kum püskürtme iÅŸleminde kullanılan kum yüzde 80’lere kadar silis içeriyor.  Â

Türkiye’de ilk kez silikozis hastalığı kum püskürtme işlemiyle 2005’te ilişkilendirildi. Bir doktor, kot atölyelerinde çalışan özellikle erkek işçilerin hastalığa yakalandığını fark etti. Daha önceden bu işçilere yanlış teşhis konuyor, tüberküloza yakalandıkları düşünülüyordu. O zamana kadar silikozis madenlerde, inşaatlarda, cam ve seramik üretiminde çalışanlarla özdeşleştirilen bir hastalıktı.

Silikozis öyle lanet bir hastalık ki, iyileşme ihtimali yok ve kişinin kum püskürtme işlemiyle ilişiği kesildiğinde dahi hastalık ilerliyor. Hastalığın ileriki aşamaları kişiyi sakatlıyor ve öldürüyor.

İşçiler artık doğru düzgün nefes alamadıkları için ölüyor ve hastalığın henüz bilinen bir şifası yok.

Altı ay kum püskürtme atölyesinde çalışan bir işçi bile bu hastalığa yakalanabiliyor.

Özellikle 2000’lerin başında Türkiye’de jean’ler küçük merdiven altı atölyelerde kum püskürtme yöntemiyle ağartılıyordu. Farkındalığın artması ve yürütülen kampanyalar sonucunda, 2009’un mart ayında Sağlık Bakanlığı kum püskürtmeyi yasakladı.

Son 10 yıl içinde 8 bin ila 10 bin işçinin kum püskürtme yöntemiyle kot taşlama işinde çalıştığı tahmin ediliyor. Bunların çoğu sigortasız. Yabancı uyruklular ile çocuklar ise kaçak çalıştırıldı. Tahminlere göre 4 ila 5 bin tanesi silikozis hastalığına yakalandı. Ancak birçok işçi riskten haberdar dahi değil.

Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi, hastalığa yakalanan ancak 550 işçiye ulaşabildi. Bu sayının düşük olmasının nedenlerinden biri de bazı işçilerin Romanya, Moldova, Azerbaycan ve Gürcistan’dan gelen göçmen işçiler olması.

2010’da Sağlık Bakanlığı sosyal güvenlik durumu her ne olursa olsun, tüm silikozis hastalarının ücretsiz sağlık hizmeti almasını sağlayacak bir yönetmelik çıkardı.

Ancak bu sorunu çözmüyor. İşçiler kum püskürtme yöntemiyle kot taşlama işinde sigortasız çalıştırıldıkları için emekli maaşı alamıyor.

Devlet madem silikozis hastalığını tanıdı, kum püskürtme yöntemiyle kot taşlama işinde çalışanların ücretsiz tedavi görebilmesi için gerekeni yaptı, yine bu nedenle bu işçileri malulen emekli etmeli.

Bunun iş kazasından ne farkı var?

Bu hastalığa yakalanan yüzlerce kişi evlerinde ya da hastanelerde ölümü bekliyor.

Onlara bir emekli maaşı çok görülmemeli.

Yazarın Tüm Yazıları