Yok aslında aramızda bir fark

Hepimiz insanız değil mi?

Haberin Devamı

Hayatta kalabilmek için benzer temel gerekliliklerimiz var. Yemek yiyoruz, su içiyoruz, düşünüyoruz, üretiyoruz, ürüyoruz, hissediyoruz.
Esasında birbirimizden pek bir farkımız olduğunu söyleyemeyiz.
Peki farklılıklarımız nereden geliyor?
Düşüncelerimizden. Yetiştiriliş biçimimizin temelini oluşturduğu bir hayat çizgisinden. Hayata bakışımızın çeşitliliğinden.
Fakat bunların hiçbiri, birimizi daha az, birimizi daha fazla insan yapmıyor.
Hepimiz aynı yerden geliyoruz, aynı yere gidiyoruz.
Öyle değil mi?
Hani ilkokul arkadaşlarınız vardır ya, eskiden can ciğer kuzu sarması olduğunuz.
Veya ne bileyim, ortaokul, lise yıllarında kardeş gibi yaşadığınız fakat sonraki yıllarda nadiren telefonlaştığınız...
Yıllar geçtikçe, insan büyüdükçe farklı yerlere savruluyorsunuz.
“Her şeyimiz ortak” dediğiniz insanla gün geliyor konuşacak iki laf bulamıyorsunuz.
Çocukluk, ilk gençlik geride kalmış...
Hayata beraber başladığınız arkadaşlarınızla, yol ayrımı vakti geldiği zaman hepiniz başka sokaklara sapmışsınız.
İlgi alanlarınız, düşünceleriniz, fikirleriniz, bakışınız değişmiş... Haliyle, artık birbirinizin dilinden konuşamaz, can ciğer olduğunuz zamanlardaki gibi anlaşamaz olmuşsunuz.
Ne oluyor? Laf yerindeyse “ayrılıyorsunuz”. İleride birbirinize Facebook’tan kuru kuru “Nasılsın?”lar yazacaksınız. Can ciğerlik müessesesinden geriye kalan bu kısa muhabbet olacak.
İşte, insanın hikayesi de aşağı yukarı bu mekanizma ile çalışıyor aslında.
Çocukken birbirinin aynı gibi görünen bir sürü mini mini birey, büyüdüklerinde birbirlerinden siyah ile beyaz kadar farklı düşünen, hisseden ve yaşayan insanlara dönüşüyorlar.
Bu doğal farklılık, tarih içinde “Olmasa, dünya daha yaşanılır bir yer olurmuş” dedirten çirkinliklere de sebep olmuş şüphesiz.
Vaziyet, ırkçılığa evrimleşmiş mesela. Kadınla erkeğin ayrımına evrimleşmiş.
Bir başka dönem öyle evrimleşmiş ki, farklı dinlere inananlar birbirleriyle ölesiye savaşmış.
Liste uzayıp gider. Gelelim bugüne.
İnsanların birbirlerinden farklı olan iç dünyalarının bugün evrimleştiği yerde ne yazık ki siyasi çıkar yatıyor artık.
Biz “Yok aslında birbirimizden farkımız” dedikçe birileri, aynı ülke içinde yaşayan farklı kitleleri birbirine düşürmeye çalışıyor.
Sebep? Çünkü orada kişisel/kitlesel bir menfaat var.
Bakınız, pazartesi günü Kadıköy-Kartal metrosu.
Durağın birinde, çarşaflı genç bir kadın, bebeği ve eşiyle metroya biniyor.
Gençlerden biri fırlıyor yerinden, derhal kadına ve bebeğine yer veriyor.
İnsanlar birbirlerini anlamasalar da, saygı gösteriyorlar.
Birlikte yaşıyorlar, aynı havayı soluyorlar.
Birbirlerine sorgusuz sualsiz İNSAN gibi davranabiliyorlar.
İnsan böyle böyle anlara şahit olduğunda...
Ayrıştırıcı, kindar, “Sizi birbirinize kırdırmadan ve buradan siyasi rant çıkarmadan rahat edemeyeceğim” dili insana bir kere daha çok...
Ama çok tuhaf geliyor.

Yazarın Tüm Yazıları