Paylaş
Önce “Ya ben zaten bu arkadaşın ne yaptığını Twitter’da okuyorum, neden bir de ertesi gün 2. baskı olarak gazetede okuyayım” demiş, twitlerden haber yapma konusunu biraz manasız bulmuştum.
Fakat şimdi düşünüyorum da, bu Twitter iyi oldu yahu.
Neden biliyor musunuz?
Onun sayesinde kafadan uydurma haber yapanlar, hatta haber çıkaramıyorsa haber yaratan anlayış değişmek zorunda kalacak.
**
Önce şu “yalan haber” meselesini eşeleyelim...
Düşünün, çok ünlüsünüz ve bir sabah uyanıyorsunuz, gazetede söylemediğiniz sözler yazılmış, en yakın arkadaşınızla resminiz “sevgili” diye basılmış... ınsan delirir yahu.
Hele ki bugüne kadar magazine çok malzeme vermiş biri ise söz konusu şahıs daha da fena. ışte bu insanlar artık kendilerini korumak için başka türlü davranıyor. Bir açıklama yapmak için yanıp tutuşsa bile konuşmuyor.
Herhangi bir uydurma haber söz konusu olduğunda artık ağızlar bantlı çünkü her laf bir tehlike. Üstelik mesele sadece uydurma haber de değil. Muhabir kişi, “haber”i çeşnilendirmek için üstüne bir de kendi anladığını yazar, şöhretli x kişisi daha da yanlış anlaşılır, sonra al başına belayı... Bu da çok sık oluyor.
ışte bu sebeple artık kendini kameraların önüne atmaya sevdalı olmayan birtakım insanlar artık 3 maymunu oynamayı tercih ediyor.
Bunu bir bakıma da akıl sağlıklarını korumak için yapıyorlar.
Aslında 3 maymunu oynamayı tercih ediyorlardı demek, geçmiş zaman kipi kullanmak daha doğru olur çünkü artık işler değişti.
Yalan haber çıkan şöhret sahibi kişi artık kendi alanında bunu anında düzeltme şansına sahip. “Fakat efendim ben öyle demedim” demek için bir yayının ona fırsat tanımasını beklemek zorunda değil.
Açar Twitter hesabını, yazıverir “o iş öyle değil böyle”, hop, anında binlerce hayrana mesaj gitti bile!
Henüz buna uyanmayan, teknolojiden kaçan ünlülerimize önemle duyurulur...
Kumbaracı 50 ve son durum
Perşembe günü Kumbaracı50’nin durumuyla ilgili olarak “tek yangın merdiveni sıkıntısı olan tiyatro salonu o muydu ve alınan kararların son durumla ilgisi yok mu” minvalinde bir yorum yapmıştım.
Hemen o gün Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan aradı ve meselenin esasını uzun uzun anlattı. Televizyonlarda hikayeyi dinlediniz ancak konuyla ilgili yazdığım için şu yaptığı açıklamayı kendi dilimle anlatmayı bir borç biliyorum.
Öncelikle Kumbaracı50 kasım ayında açılmış ancak ruhsat için başvuru 7 Ocak’ta yapılmış. Demircan “Açık olmayan bir yerin kapanması nasıl söz konusu olabilir, ruhsat için bir ay önce başvuruldu” diyor. 22 Ocak’ta belediye görevlileri tiyatroya gittiğinde eksiklerin tamamlanmadığını görüyor ve 8 şubat’a kadar süre veriyor. Ruhsat için gerekli koşullar yerine getirilmediği için tiyatro mühürleniyor. Bu sırada ismi lazım olmayan gazetenin “haber”i yayınlanıyor. ıki olay arasında doğal olarak alaka kurulduğu için sanki Beyoğlu Belediyesi’nin bu hareketi “haber” ile bağlantılı olarak görünüyor.
Demircan durumun böyle olmadığının altını çiziyor, hatta “Biz kendi kültür yayınımıza ‘Yala ama Yutma’ oyununu koymuşuz, karşı olmak bir yana desteklemişiz, dolayısıyla çıkan tatsız provokatif haberlerle tiyatronun ruhsat için gerekli koşulları yerine getirmediği için mühürlenmesinin alakası yok” diyor.
Demircan tiyatro sahiplerinin yarın yangın merdivenini yaptıracağını söylediğini aktardı, dolayısıyla hafta başı itibariyle Kumbaracı50 tiyatrosu resmi olarak iş yapma hakkına sahip olacak.
Paylaş