Sorular-Cevaplar

Peki. Madem annenizi dinlemediniz... Arkadaşınızı dinlemediniz... Ofisteki, kafedeki, restorandaki, sokaktaki insanların size olan bakışlarını yanlış anladınız; dedikoduları kulak arkası ettiniz... Belki beni dinlersiniz!�

Soru 1: Çok yüksek platformlu ve sivri topuklu ayakkabıyla güzel görünürüm, değil mi?

Hayır. Topuktan 45, tabandan 20 santim yükselten ayakkabıları kadınların çoğu “Ay çok güzel gösteriyor, bacakları uzatıyor” zannetmekte, fakat bu ayakkabılar, “Yaralı ceylan yürüyüşü” olarak adlandırdığımız bir yürüme şekline neden olmaktadır. Şimdi, eğri oturalım, doğru konuşalım. Bacak uzamasına uzuyor ama bu uğurda bacağı sakatlamaya değer mi?

Hem bacak boyu uzuyor diyorsunuz fakat sekerek yürümeye mecbur kalınca, otururken sergilediğiniz o narin haliniz ayakta iken “Sirkte iki uzun çubuk üzerinde yürümeye çalışan palyaço” görüntüsüne dönüşebiliyor. “İnsani boy” topuk ile rahat yürümek, zarif bir duruş yaratmak yerine ayağa bir çift örs takmak, striptizci ayakkabısı giymek niyedir?

Kilomuzu, saçımızı, yüzümüzü, ten rengimizi, her şeyimizi değiştirebiliyoruz ama boyumuzu uzatamıyor ya da kısaltamıyoruz. “Ayağının altına meyve kasası koymuş” efekti yaratmak yerine boyumuzu sevmeyi öğrenmek daha kolay değil mi?

Soru 2: Farklı görünmenin yolu asimetrik kesim saçlardan ve çeşitli yerlerini yeşil, mavi gibi renklere boyamaktan geçer, değil mi?

Hayır. Şimdi nasıl 80’lerdeki fotoğraflara bakıp gülüyorsak, 20 yıl sonra da asimetrik ve tuhaf renklere boyanmış parçaları olan saçlara güleceğiz. “Ah ben ne yapmışım, ne gereksizmiş, güzel bir yana, değişik bile değilmiş” diyeceğiz.

Sevgili ressam, dansçı, sanatsever dostlarım. Çok rica ediyorum. Yapmayınız, etmeyiniz. Biz sizi “normal saçlarla” da severiz. Bir gün, simetrik ve doğal renkli saç modellerini tercih ederseniz, merak etmeyin, sizi “sürüye” dahil etmeyiz. Gıyabınızda konuşurken “O çok değişik, ilginç, benzersiz bir insandır” deriz.

Twitter’da neler sevilmiyor?

Twitter’ın farklı maksatlar için kullanılmasından sıkılan bir ben değilim elbette... İşte, Twitter’da “Peki siz nelerden sıkıldınız?” diye sordum, gelen cevapların arasından şunları seçtim:

@le_gande: Sadece günaydın ve iyi akşamlar yazıp, Twitter’ı imsakiye olarak kullananlardan.

@tarkankaynar: Her gün kendini kasıp ilginç tweet atacağım diye doğallığını ve beynindeki fosforu burada tüketenlerden.

@pinkfreud: Tespit yapayım takipçim artsın, reklam gelsin beni keşfetsinler vs. kafasıyla yavan yavan espriler yapanlardan.

@oguzyavas_: Aşk şudur, yok efenim budur tarzı yazı yazanlardan.

@zeynepokyay: Twitter’ı Foursquare gibi kullanıp, gittiği her yeri yazanlardan.

@canciftci1: Hilal Cebeci’yi görmek için Twitter açanlardan.

@kanatakar1: Herkesin kendini gazeteci sanmasından. Eskiden “sizi Uğur Dündar’a şikayet ederiz” diyenler şimdi “Twit atarım ha” diyor.

@fake.miyim_name.im: Normalde olsa gidip konuşmaya korkacağı ünlüleri sanal ortamda görünce, her gereksiz tweet’ine cevap veren tiplerden.