Paylaş
Tatil zamanı atılan otel reklamları...
Operatörünüz vasıtasıyla numaranızı reklam ve tanıtım mesajlarına kapattırsanız bile eksik olmayan tanıtım-indirim mesajları...
Vaktiyle hiç üşenmemiş, bu telefon tacizcileriyle tek tek uğraşmış, baş edemediklerimi de telefonumda yasaklı numaralara eklemiş, böylece hem arama hem de SMS sayısını kayda değer bir biçimde azaltmıştım.
Hiç kimsenin insan hayatından çalmaya hakkı yok, burası bir gerçek.
Fakat bu konuda yanımızda duran bir yasa yok.
Ruh halin senin vaktini çalanlara savaş açmaya müsaitse, yaşanacak diyaloglar esnasında söz konusu olacak sinir harbine katlanabiliyorsa uğraşacaksın...
Hoş, telefonu tanıtım SMS’lerine kapattırmak da çözüm değil, hastane gibi yerlerde internet üzerinden bir hizmet kullanmak isterseniz, size gönderilen şifreyi alamıyorsunuz mesela.
O esnada her şey dahil otel reklamı bir aralık buluyor, her nasılsa ulaşıyor telefona...
Ben uğraştım ve çözdüm sayılır fakat bir de “uğraşılmamış” bir telefona bakalım:
İki haftada bir düzenli olarak babamın telefonunda “temizlik” yapıyorum.
Son haftalarda her seferinde temizlediğim mesaj sayısı 70...
Bu kadar kısa sürede gönderilmiş YETMİŞ adet reklam mesajından bahsediyoruz.
Kendi bilgisi ve isteği dışında telefonunu 70 tanıtım mesajıyla herhangi bir insanı meşgul edebiliyor firmalar, tacizin boyutunu bir düşünün....
Dün güzel haber nihayet geldi, bu tacizi önlemeye yönelik yasa çıkıyor.
Bundan böyle işletmeciler tarafından, sundukları hizmetlere ilişkin olarak abone ve kullanıcılarla, önceden izinleri alınmaksızın otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle pazarlama veya cinsel içerik iletimi gibi maksatlarla haberleşme yapılamayacak.
Tabii insan ister istemez “Burada nasıl bir açık bulacaklar ve bu taciz sürecek” endişesi taşıyor.
Malum, kanun kural tanımaz insanların ülkesinde yasa çıkıyor diye sevinmek naiflik sayılır...
Yasa çıkıyor ancak telefon numaraları bir ticaret unsuru olmayı sürdürüyor.
Bir operatörün esnafa yönelik hazırladığı reklam SMS’i atma kampanyası reklamı halihazırda reklam kuşaklarında dönüyor şu anda.
Biz de hem operatörlere, hem de potansiyel müşterilerine soralım madem: Bu çağda, herkesin yaka silktiği bir mecradan olumlu geri dönüş alabileceğinizi düşünüyor musunuz sahiden?
İrem Derici’ye alkış
Yetenek yarışmalarının esas fonksiyonu olan “yetenekleri ortaya çıkartma” misyonundan uzakta olduğu, sadece jüri üyelerinin popülerliğini ve güncelliğini korumaya hizmet ettiği meselesi malumunuz artık.
Bu yarışmalar sadece günlük reytinge, yayıncı/yapımcının para kazanmasına ve jürinin “Evet, ben şu anda tutulan, güncel bir kişiyim” sağlamasına yarıyor. Gerisi, yani yarışmacılar tam anlamıyla meze...
Bu programlardan çıkan yetenekler söz konusuysa, kırk yılda bir kişi kalıcı olabiliyor bu sayede.
Türkiye’de bu tür yarışmalardan çıkmış ve kelimenin tam anlamıyla “almış yürümüş” kaç kişi sayabilirsiniz?
Vaktiyle çok konuşulan isimlerin adı bile geçmiyor, kariyerinde hızla zirveye yükselen ve ülkesinin (ABD) sağlam yetenekleri arasında saygın konuma erişen Carrie Underwood gibi müzisyenleri veya Oscar’lı Jennifer Hudson gibi müzisyen/oyuncuların eşdeğeri sayılabilecek yetenekler hızla harcanıyor.
Hal böyleyken, çizdiği yolda ısrarla kalan, “yarışmacı” kimliğine asla yaramayan bu düzende zirveye oynayan ve başaran biri olduğunda biz izleyenlerde “Nihayet hak yerini buldu” hissi ortaya çıkıyor.
İrem Derici, 2011’de sadece Hülya Avşar’ın sandalyesini çevirdiği O Ses Türkiye’de yarıştı.
Bugün ona “dönmeyen” isimlerle aynı ligde top koşturuyor, hatta daha fazla dinleniyor.
Her alanda olduğu gibi müzik sektöründe de doğru reklam ve PR’ın rolü şüphesiz önemli...
Fakat müzikle yaşayanlar, bunun aslında bir “yarış” olmadığını bilir.
Yetenekli bir kadının hak ettiği yere gelmiş olması ve bunu koruması sevindirici.
Eminim İrem Derici uzun seneler sonra da bugünkü gibi gündemimizde olacak.
Bizden ona koca bir alkış.
Paylaş