Paylaş
Neden kredi kartı bir “bela” ve kurtulamıyoruz?
Cevap basit: Kredi kartıyla harcamanın kolaylığı ve “bedava” algısı...
Kasiyere ATM kartı bile uzatsanız, alışveriş esnasında “nakit para verme acısı”nın ortadan kalkması, “para harcadım” gerçeğini ortadan kaldırıyor.
Sizi biraz zorlayan bir meblağı ödemeniz gerektiğinde nakit verin, bakın nasıl hissediyorsunuz... Bir de aynısını kartla deneyin.
Kart uzatırken pek dokunmayacak...
Fakat nakit öderken içinizdeki teyze “Gittii... Gitti paralar” diye dizlerini dövecek...
İnanmıyorsanız deneyin.
Üstelik, reklam ve pazarlama yöntemleri tuzağı büyütüyor.
“Size bir kart veriyoruz, içine de bir sürü para koyduk, harca harca bitmez, geri ödemeniz gerekmiyor, valla bedava” diyor reklamlar. Koca bir yalanı pazarlıyorlar.
Sıcak para harcamanın acısının ortadan kalkması ve “kredi kartı bedava alışveriştir” anlayışının yaygınlaşması sayesinde bugün en “ihtiyacım kadar harcıyorum”cu adam bile fazla para harcıyor.
Sonuç: Milyarlarca borcun altında çaresizce ezilenler... Kredi kartı borcunu bir başka kredi kartıyla kapatanlar...
Kredi kartı kullanmayın demek yerine “kredi kartını doğru pazarlayın, bedava alışveriş algısını yok edin, batağa kat çıkmayın” demek daha akla yatkındı.
Tabii “beğenmediğini yok et” ülkesinde, “akla yatkınlık” uzun bir süredir bizim buralara pek uğramıyor.
Bir başkadır benim memleketim
Devlet tecavüzcüye, palasıyla sokakta terör estirene ceza vermezse...
Adaleti uygulayacak merci, suçluyu ödüllendirirse...
Vatandaşı koruyacak, kollayacak güç, ona düşman kesilir, canına kast ederse...
Karşıt görüş bildirmek “suç” sayılacak hale geldiyse...
Hukuksuzluk, hukukun yeni tanımı olduysa... Olmakla kalmayıp sıradanlaştıysa...
Önemli pozisyonlarda bulunan pek önemli şahsiyetler, vicdanlarını gücü ellerinde tutabilmek adına satmışsa... Üstelik bir de ağızlarından “ahlak” kelimesi düşmüyorsa...
Hizmet etmek için yönetici koltuğuna oturmuş devlet adamları, herkesi kendilerine benzetmek amacıyla siyaset yapıyorsa... Kendilerine benzemeyenleri düşmanları olarak görüyorlarsa...
Taciz sıradanlaşmış, tecavüz normalleşmiş, üstelik ağızlarından “ahlak” kelimesi düşmeyenler, bunlardan bahsetmeye kalkan kadınların “başını ezmeye” ant içmişse...
Eşeğe biner gibi otomobile binenler size takla attırıp kaçıyorsa... Yaya geçitlerinde üzerinize araç sürülüyorsa... “Slalomcu sürücü” şehir kültürünün içine yerleşmiş bir tanım ise...
“Başıma bir iş gelse, devletim beni korumaz” endişesi baş göstermişse...
2013 yılında Türkiye’de yaşıyorsunuz demektir.
Benzinin 5 TL’yi geçmesinin hayatımıza olası etkileri
Artık düğünlerde, görümce elinde takı torbası gelinin peşinden gezmeyecek. Bidon taşıyabilecek güçlü akrabalar tercih edilecek...
Benzinci dostlar “hediyelik benzin kartları” piyasaya sürecek. Fakat düğünlerde gelinle damada hediye edildiğinde eşe dosta hava basarken pek işe yaramayan bu kartlar pek rağbet görmeyecek... Havalı “bidonla benzin hediye etme” geleneği kök salacak...
Bisiklet satışları patlayacak... Ancak kredi kartı kullanmamamız yönünde telkin söz konusu olduğu için alışverişte yeni yöntemler denenecek... Mesela taksitli takas yöntemi... Takas mafyası gündeme gelecek...
Obezite tarih olacak... Her yere yürüyerek, bisikletle, tramvay, metro ve diğer toplu taşıma yöntemlerini kullanarak giden vatandaş kas yapacak. Çakı gibi, eski sporcular gibi olacak (doping kullanmayanlarından...)
Paylaş