Paylaş
Öte yandan her sene moda haftasını takip eden birçok kişi, geçen yıl organizyondaki sorunlar nedeniyle yaka silkmiş, gelecek senelerdeki moda haftalarını dışarıdan, haberlerden izleriz, bu çekilecek işkence değil” demişti.
Organizasyonda manzarayı özetleyecek olursak, bir örnek: Defile öncesi Vogue ekibi alana toplu giriş yaparken etrafta bekleşen insanlar Malkoçoğlu filminde Cüneyt Arkın’dan dayak yiyen figüranlar gibi savruluyordu. Sebebi ekibin hali ve tavrı değil elbette, görevlilerin davranış biçimiydi. Savrulanların arasında Türk moda sahnesinde hatırı sayılır kişiler de vardı. Bu ve benzeri durumlar tüm konuklarda tepki yarattı... Ve moda haftasına karşı soğukluk.
Diğer bir yara: Yer sorunu. Bu tip organizasyonlarda yeterlilikleri pek göz önüne alınmadan görevlendirilen kişilerin kapıdan Elvis Presley girse tanımayacak halleri, eğer gelen magazinden tanınan bir kişi değilse, her gelenin yer krizi yaşamasına sebep oldu.
Bunun yanı sıra defile teyzeleri, manken görmeye gelmiş çok ünlü işadamı, popo gücüyle ön sırada kendine yer açan sosyetikler, defileleri iş icabı izlemeye gelenleri bir hayli yordu.
Bu sebepten ötürü “Coco Chanel mezarından kalksa moda haftasını izlemeye gitmem, dışarıdan takip ederim” diyecek bir güruh oluştu.
Bunun üzerine Vogue’un sponsorluğundan ötürü Türk moda dergileri moda haftasını takip etmeme kararı alınca “Houston, bir sorunumuz var” demek şart oldu.
Televizyonlar ve gazeteler sayesinde moda haftasının yeterince haberi yapılacak elbette fakat böyle bir organizasyon söz konusu olduğunda meseleye bir bütün olarak bakmak gerekiyor.
“Moda için önemli bir adım”, “Eskiden hayaldi, artık gerçek oldu”, “En büyük katılım bu sene oldu” diyorlar, alkışlıyoruz, tebrik ediyoruz,
10 sene sonra herkesler “Paris Moda Haftası mı? O da ne? Ben bir tek İstanbul Moda haftası bilirim arkadaş!” desin istiyoruz ancak şunu kabul etmekte fayda var: Pantolonu gösteren ütü, moda haftasını gösteren organizasyonun bütünü.
Sensation nedir ne değildir?
- Bu sene One Colony, Sensation’u Türkiye’de ilk defa düzenliyor. Tema “Wicked Wonderland”. Yani bir geceliğine “Harikalar Diyarı’ndaki Alice olacaksınız, sizi başka bir dünyaya ışınlayacağız” diyorlar. Mekan Ataköy Atletizm Arena, DJ’ler ise Mr. White, Dennis Ferrer, Fedde Le Grand&Deniz Koyu, Sunnery James&Ryan Marciano, Juan Sanchez&Daniel Sanchez.
- Daha önce Amsterdam’daki Sensation’da bulunduğum için söylüyorum, bu etkinlik, daha önce gördüğünüz “clubbing” etkinliklerine benzemiyor. İnsana “paralel dünyaya geçiş yaptık herhalde” dedirten bir görsel şovdan bahsediyoruz.
- Bu etkinliğin mucidi ID&T organizasyon şirketinin ortaklarından Duncan Stutterheim, şirketin kurulmasına yardımcı olan kardeşi Miles’ı trafik kazasında kaybettiğinde dostları cenaze törenine beyaz kıyafetlerle katılmış.
İşte, onun anısını yaşatmak için bu parti serisine böyle bir kural getirmişler. “Beyaz giymek” meselesinin kaynağı bu olsa da, clubbing meselesinde varolan “kaos” duygusunu dengelemek, algılarla oynamak için düşünülmüş bir numara gibi geliyor insana.
- Sensation’da “başrol” ne müzikte, ne şovda, ne ortamda ne de beyaz kıyafetlerde. Hepsi bir bütün ve tüm bunlar bir araya geldiğinde bir gece için sizi yaşadığınız hayattan tamamen soyutlama, başka bir gezegene götürme iddiasında olan bir parti ortaya çıkıyor. Cumartesi kaçırmayın derim.
Paylaş