Biliyorsunuz, kameraların önünde kocalarından “Falan bey” ya da “Filan hanım” diye bahseden birtakım şöhretli insanlar bulunmakta.
Eşi yanı başında duruyor ama birbirleriyle beş dakika önce tanışmış gibiler, henüz “siz”den “sen”e geçememişler, kırım kırım kırılıyorlar, saygıda kusur etmiyorlar. Buyurunuz, en son Ebru Gündeş, yanı başında duran kocasına “Reza Bey” deyiverdi. Çok merak ediyorum, hayat arkadaşlarından kamera önünde “az tanıdık” gibi bahsetme halleri bir bizde mi var yoksa bu global bir hareket ve bizi de mi tesiri altına aldı? Misal, Angelina Jolie, kocası Brad Pitt yanındayken “Mr. Pitt çocukları çok sever” diyor mudur? Ne bileyim Heidi Klum, “Seal Bey ergenken sivilce problemi çekmiş” diye beyanlarda bulunuyor mudur... Diyorum ki, hazır “Kocam bey” kalıbına bu kadar alıştı bizimkiler, evde de uygulamaya devam etsinler. Hiç öyle aşkımdı, sevgilimdi, kocacımdı, uğraşmasınlar. Kocalarına evde “bayım” diye hitap etsinler. Sabahları uyanınca “Günaydın bayıma” desinler. Değil mi efendim? Hitap biçimleri demişken, bir de “bebek” meselesi var ki dağlara taşlara. “Elif bebek”, “Can bebek” gibi. Madem insanları hayatının başında yaşlarıyla sınıflıyor ve adlarına “bebek” ve “nine/dede” sıfatları ekliyoruz, ara yaşları da doldurmalıyız bence. Ne bileyim, “Zeynep ergen”, “Ayşe yetişkin”, “Can orta yaşlı” gibi.
Karrrrrdeşim
Hanım/bey ve bebek meselesi bir yana, gün boyunca sokakta kulak misafiri olduğumuz hitap şekillerine de bakmalı esas. Mesela erkeklerin “Karrrdeşim” demelerine... Kardeşim kelimesi, iki erkeğin telefonda görüşürken kullandıkları hitap biçimidir. Bir erkeği bir erkek tanıdık aradığında “Alo” yerine “Buyur karrrdeşim” tercih edilir. Sevgili ortamlarında da pek faydalı bir sözdür bu karrrdeşim. Telefon çaldığında kadın tarafı “Ay kim arıyor acaba” diye hop oturup hop kalkarken “karrrdeşim”i duydu mu rahatlar. “Karrdeşim” enteresan laftır. Hem dostanedir, babacandır, öte yandan kulak çeken tarafı da vardır. “Ben senin dostunum, güvendesin” diye sırt sıvazlarken, bir yandan da “kork benden” diye gizliden gizliye mesajı verir. Bu mesajların oranı, erkeğin kiminle konuştuğuna bağlı olarak değişir.
Cim ve cım...
Erkeklerin “Karrrrdeşim”i varsa, kadınların da “-ciğim, -cığım”ları var. Samimiyetleri olmayan insanlar, birbirlerinden talepte bulunacakları zaman, kibar olmak maksadıyla isimlerinin sonuna mini bir ekleme yaparlar. “Ayşe’ciğim, şu dosyayı alır mısın” gibi. Cim-cım’sız diyalog eksik gibidir. Kimi zaman “canım” kelimesinden de destek alınır. Sanal ortamlarda sesli harflerden tasarruf edilir, canım, “cnm”a dönüşür. Bu cim-cım meselesinde, eğer ortada bir talep yoksa gerginlik vardır. Mesela kadınların ofisteki münakaşaları cim’siz-cım’sız olmaz. “Zeynep’cim bunu daha önce konuşmuştuk” gibi. Eğer isminizin sonunda cim ve cım yoksa, bilin ki ipler kopmuş demektir. Kadınlar arası “cim, cım” kullanımı öylesine yaygın ki, mesela ben artık ismimin Melike’ciğim Karakartal olduğunu düşünüyorum.