Bir süredir, Bilgi Üniversitesi’nde yaşanan “Porno tezi skandalı”nı izliyoruz. Skandal derken, yanlış anlaşılma olmasın, “Bir üniversitede ödev olarak porno çekilmesi” değil mesele, üniversitenin akademisyenlere muamelesi.
Odalarına baskın yapıldı, bilgisayarlarına el koyuldu. Yüzlerce başarılı tasarımcı ve sanatçı yetiştirmiş akademisyenlere “pornocu”, hadi, daha da ileri gideyim, “El altından porno çekip satan kopya cd’ci” muamelesi yapıldı, iki gün önce üniversiteyle ilişikleri kesildi. Üniversite, projeye onay veren öğretim görevlileriyle ilgili suç duyurusunda bulundu. ¡ ¡ ¡ Bana kalırsa dava açan/açacak tek taraf İstanbul Bilgi Üniversitesi olmamalı. Okullarından, öğrencilerinden, işlerinden olan akademisyenler, haklarını aramak için kolları sıvamalı. Fakat mesele şu ki, her iki taraf da dava sebebi konusunda “biraz” zorlanacak. Çünkü okul yönetiminin söylediğinin aksine, ortada işlenmiş bir suç yok. Öncelikle, her kültürde eşit olarak yer bulmayabilir, toplumsal yaşamın içinde açık ve rahatça yer almayabilir lakin pornonun, video kültürünün büyük bir parçası olduğunu biliyoruz, bunu bir kenara koyalım. Büyük bir endüstri olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla video üzerine eğitim alan bir şahıs, dünyanın farklı yerlerindeki farklı üniversitelerde de yapıldığı gibi, bu konuya eğilebilir. Bu bir suç değildir. Türk Ceza Kanunu’na göre meselenin suç olarak değerlendirilmesi için pornodan para kazanılması ya da yayıncılığının yapılıyor olması lazım. Sanatsal ve akademik amaçla çekildiyse, izlendiyse suç kapsamına girmiyor. Sanatsal ve akademik nedenlerden ötürü video çekilmesine müsaade etmek, videoyu bir ödev olarak değerlendirmek ve not vermek de suç olmuyor. Peki “Bu neyin faturası?” diye sormak lazım. Bu mesele nerelere varır bilmem ama akademisyenlere yapılanlar en hafif tabirle ayıptır.
Akademisyene pornocu muamelesi!!
İşin insanın içini acıtan kısmı nedir biliyor musunuz? Akademisyenler, kendilerine dava açıldığı zaman, uğradıkları haksızlık bir yana, “pornocu olmadıklarını” ispatlamaya çalışacaklar. Benim erkek olmadığımı ispatlamaya çalışmam gibi bir şey bu. Akademisyenlerin düşürüldüğü duruma bakar mısınız? Hani çocuk pornosu ticareti yapan adamlar vardır, polis baskın yapar, bilgisayarına el koyar, adamı tutuklar... İşte bu muamele yapıldı öğretim görevlilerine. Bilgisayarlarında harıl harıl porno arandı. Bilgi Üniversitesi bu katı, bu haksız uygulamayı acil durum planı olarak yürürlüğe soktu ama yapılanların doğruluğu/uygunluğu daha uzun süre tartışılır. Tartışılmayacak bir şey var ki, o da Bilgi Üniversitesi’nin adının “Bir öğretim üyesi ve iki öğretim görevlisine sahip çıkmak bir yana, görülmemiş bir adaletsizlik yapan kurum” kalacak olması...
Not: Görsel İletişim Tasarımı ile Fotoğraf ve Video bölümlerinin eski öğrencileri, eski akademisyen ve öğretim görevlileri arkadaşlarını www.tepkivecagri.com adresinde destekliyorlar. Olayla ilgili tüm gelişmeler http://bilgileaks.tumblr.com/ adresinde, tepki mailleri ise http://bilgivcdogrencileri.tumblr.com/ adresinde yer alıyor.