“Doğallık” mı dediniz?

Foxlife’ta yayınlanan Glee, New Girl ve Touch ile FX’te yayınlanan American Horror Story (ikinci sezon itibariyle adı American Horror Story Asylum olan) dizilerin oyuncularıyla buluşmak için buradayım.

Ekim civarı buraların en güzel zamanları. Sıcak ama bayıltmıyor, gece olunca soğuğu da can acıtmıyor. Yalnızca alışık olmayan bünyede çöl iklimi bir hayli arıza yaratıyor. Cilt kuruması, jetlag ve iklim değişikliğinden ötürü bünye şaşması olarak özetleyeyim.

Hâl böyle olunca Elle’e makyajsız poz veren Beren Saat’e şaşmamak elde değil.

Yolda okudum röportajını, buraya gelirken. Pek hoş olmuş lakin kendisine şunu sormak isterim: Bre kardeş. Los Angeles jetlag’inden nasıl kurtuldun? Makyaj yapınca bile saklanamayan, içi su dolu ten rengi market torbasına dönüşen o göz altlarına ne yaptın.

Bak, dünyanın farklı yerlerine adapte olmanın sırrını keşfettin de söylemiyorsan bozulurum ha. Bizde burada bünye şaştı, hasta yatıyoruz. Dolayısıyla bırak makyajı, Dr. 90210 gelse beni kurtaramaz.

Öyle bir durumdayım ki, evvelki gece şiş gözler, havuç burun ve üşütmekten şişmiş yüzümle Halloween kutlamalarına makyajsız katıldım, kimse yadırgamadı.
“Aa zombi gelmiş, ne hoş bir makyaj” deyip geçtiler.

Tabii bize her gün Halloween değil, o yüzden haftanın diğer günleri bir hayli zor geçiyor.

Söyle Beren, ne kullanıyorsun? Ne sürüyorsun yüzüne, bilelim.

Bu saaten sonra kadının imajı değişmez

Genetik açıdan şanslı bir dostumuz Beren. Hem güzel hem de “doğal görünme makyajı” yapması gerekmiyor.

Tabii erkekler diyecek, bre Habitus, “nedir o doğal görünme makyajı?” diye.

Anlatayım. Doğal görünme makyajı, kadınların normalde Beren Saat duruluğunda görünmek için yaptıkları gözaltı kapatıcı+hafif fondöten+allık+rimel+dudak rengi rujdan oluşan bir beşlidir. Sabahları duşumuzu alıp bu uygulamaları yaptıktan ve bir süre cildin bu maddeleri yemesini bekledikten sonra Malibu sahillerinde poz verecek duruma ancak geliyoruz. Beren Saat’in Bihter halleri de başımıza dert açmıştı vaktiyle hatırlar mısınız? Erkekler, kadınların evde dizleri çıkmış eşofmanla gezmesine tepki göstermeye başlamış, “biz de 7/24 seksi kadın isteriz” diye ayaklanmışlardı. Şimdi de “makyajsız güzel kadın istiyoruz” demesinler.

Erkekler, arkadaş ve eşlerinin yanaklarını ve dudaklarını öpmek suretiyle hayatları boyunca kilolarca makyaj malzemesi yemek zorunda kalıyorlar, hayatlarının sonuna kadar böyle olacağının farkında değiller tabii.�

Makyajsız olmuyor arkadaş. Üstelik “makyajsızlık” bir trend olmayacak, çünkü tüketim dünyası, kendi yarattığı imkansız kadın imajını bu saatten sonra değiştirecek değil.

Daha önce dünyada birçok örneğini gördüğümüz makyajsız çekimler, markaların “olduğun gibi güzelsin” çalışmaları o imkansız kadın imajını sürdürmeye yarıyor bir bakıma. Doğal olmaya çalışmak için de çok fazla ürün satın alıyorsunuz.

Sonra “doğallık” konusu bir anda ortadan kayboluyor. Kimse ne olduğunu bile hatırlamıyor. Vakit geçince ve bünyeniz-cildiniz yorulunca da, ardından sıra yine “doğallığa hücum”a geliyor... İşte bu böyle sürüp gidiyor...

Moda ve kozmetik gibi, müşterisi kadınlar olan iki dev sektör, kendi bindiği dalı kesmez. Haliyle böyle çekimler sadece “tatlı bir anı” olarak kalacak hafızalarımızda, daha da ötesinde bir durum yok, telaş etmeyiniz!

Beren’e daldık, Los Angeles’ı da yarına konuşuruz artık...