Paylaş
Bu ne biçim nisan sevgili yaza hasret kalmış Habitus okuru. Kasım mı, şubat mı belli değil. Valla havanın keyfi bilir, ben yazı getirdim. Tüm kışlıklarımı bir dolaba tıktım, şimdi kaldı mı gardıropta sadece incecik elbiseler. Donuyorum ama olsun. Yün kazak, hırka giymeyi reddediyorum. Hep biz mi havaya uyacağız kardeşim, biraz da hava bize uysun.
“Çılgın proje” esprilerinden:
Bazen düşünüyorum da, Twitter’da böyle hazırda bekleyen adamlar var. “Gündem kaynasa da üstüne espri patlatsak” diyen. Birinin ölümü de, çılgın proje de “espri üretmek” için aynı malzemeyi veriyor onlara. Hayli tuhaf bir husus.
“Altın Çilek”ten:
Yahu bu ne güzel işmiş. Kadınları can evinden palavrayla vur, sonra cepleri doldur. Ben de seneye sırf sosyal deney yapmak için “Bronz Armut” çıkaracağım. Bakalım başıma neler gelecek.
Siyasetçilerin kavgalarından:
Öyle bir noktaya geldiler ki, insanın “memleket meselesi için” kavga ettiklerine inanası gelmiyor. Bazen iyimserliğim tutuyor, yok diyorum, adamlar çalışıyor. Fakat son zamanlardaki tartışmalarda memleket meselelerini tamamen unuttular, “kim daha enteresan tanımlama yapacak” yarışına girdiler. Pardon, başa dönelim, siz ne için kavga ediyordunuz?
“Ay ben magazin
sevmem” yalanından:
Seviyorsunuz, seviyorsunuz, bal gibi seviyorsunuz! Evde gizli gizli magazin programlarını izliyorsunuz, Twitter’a “Kim ne yapmış, kimi mention etmiş kontrolü yapmak için giriyorsunuz. “Cool” görünmenin anahtarı “ay magazin iğrenç” demekten değil, doğru ve iyi kaynaktan bilgi alıp yaygara koparmamaktan geçiyor. Her konuda geçerli tabii bu.
ÖSYM’den:
Bu kurumun, bu kadar rezaletten sonra istifa etmeyen bir başkanı var. Öğrenciler isyanda, ne yapacaklarını bilmez haldeler. Artık öyle bir hale getirdi ki bizi, ALES’teki hatalı kitap skandalı patladığında hiç garipsemedik. Bu da anormalliği kanıksadığımız anlamına geliyor...
Bu diziye ihtiyacımız var!
Bir süre önce “yalvarıyorum, şöyle ağlamalı zırlamalı olmayan, normal insan ilişkileri içeren, şiddet barındırmayan, tecavüzsüz bir dizi yok mu arkadaş, yetti canıma” demiştim. Bakınız, “Sihirli Annem” hızır gibi yetişti.
Muhakkak hatırlayacaksınız, “Sihirli Annem”, herkes tarafından izlenen bir diziydi. Tekrarlarını bile izledim, size o kadarını söyleyeyim.
Şimdi de eskiden olduğu gibi herkesi ekran başına toplayacağına eminim.
Neden mi? Çünkü birbirini seven bir aileyi, sadık bir eşi, herkesin birbirini koruduğu, kolladığı, ailenin, komşunun, arkadaşın birbirinden ayrılmadığı bir dünyayı anlatıyor “Sihirli Annem”...
Yani ekranda pek görmediğimiz; ekranı bırakın gerçek hayatta bile birçok kişinin özlemini çektiği bir hayatı anlatıyor bu dizi. Bu yüzden çok seviliyor.
Tekrar aramıza hoş geldin “Sihirli Annem”...
Paylaş