Paylaş
Aşırı vücut dili kullananlardan
“U2 konseri inanılmazdı” derken bile modern dans figürleri yapan siz sevgili “vücut dili” insanları. Pandomim sanatçısı mısınııız, maestro musunuuz, yoksa İhsan Varol mu.
Alt tarafı basit bir cümle kuracaksın bu ne tiyatro be arkadaş.
Ayrıca İhsan kardeşime buradan seslenmek isterim. (Hani Bloomberg HT’deki Kelime Oyunu var ya, o programın sunucusu) Sırf kendisine “o elleri oynatma” demek için ben de o yarışmaya katılacağım. Yemin ediyorum yarışmayı izlerken başka şeye bakamaz oldum. Annemle babam da hastası ha, ne zaman eve gitsem bizim salonda İhsan kardeşim, ellere jimnastik yaptırmakta. Bizimkiler dizisinde Katil (Aykut Oray), Sabri Bey’e(Mehmet Akan) “Komşum oynatma o elleri, hasta etme vatandaşı” derdi ya, hah, işte ben de aynısını sana diyorum sevgili İhsan kardeş. Gemi halatlarıyla, izci düğümleriyle (kesin onu bile açar), o da olmadı zincirlerle bağlayacağım bileklerini, o derece taktım.
Saç savuran kadınlardan
Uzun ve kabarık saçlı bir kadın gördüğün anda kaçmalısın ama…Oldu da mecbur kaldın, mesela bir ATM önünde, para çekmek için o “saçlı”nın arkasında durmaktasın… Eliyle saçlarını arkaya doğru atmaya başladığında, takip mesafesi bırak derim sevgili aslanbaş Habitus okuru.
“Saçlı kadın” tehdidi altında olduğumuz bir diğer tehlikeli yer de kalabalık kulüp ve barlar. Oradaki olay da seksi görünme çabasından ötürü malum. Saçlarını adeta headbang yaparcasına savuran bir takım kadınlardan yeterince uzakta durmazsanız “saç ile kırbaçlanma” duygusunu tatmanız gayet mümkün.
Hem insanın kendi saçı dışında başka bir saç ağzına girmemeli bence. Şu hayatımda saç savuranlar yüzünden vücuduma epey bir keratin girmiştir. Başkasınınki yani.
Kafadan aşağı parfüm boşaltanlardan
Seda Sayan mısıııın, Gülben Ergen misiiiin, sahneye mi çıkacaksın arkadaş. Ayak bileğinin arkasına de sürmeyiver. Boğulduk burada. Yanında durabilmek için biyokimyasal tehditlere dayanıklı gaz maskesi şart.
Topuk sesleriyle kafa şişirenlerden
Zemini halı kaplı olmayan ofislerde, efendim, sürekli bir Haçlı Seferleri atmosferi yaşanmakta. Bütün gün takada tukada çevrenizde dolaşan, ayakkabısının topuğuyla çenesine çenesine vurmak istediğiniz o kadına merhaba deyiniz. Yemin ediyorum, resmen o topuk çivisi sesi kimi kadınların karakterlerinin bir parçası olmuş. Niğbolu Savaşı’nda at koşturur gibi ses çıkaran bu kişilerle çalışmak mecburiyetinde kalan tüm ofis insanlarına sabırlı günler dilerim. Bakınız uyarıyorum, sevgili süvariler, gece evlerinize gizlice girecek, topuklarınıza halıfleks yapıştıracağım.
Bayramda isyanlarda olan ergenlerden
Hani akrabalarından, ailenin büyüklerini ziyaretten, el öpüp iki “bizim zamanımızda” muhabbeti dinlemekten kaçıyorsun ya.
Seni pataklarım sevgili bayram ziyaretlerinden sıkılan Habitus okuru.
Sana bakınca adeta ergenlik yıllarımdaki Melike’yi hatırlıyor, “el öpmek çok saçma bir şey bence peeh, hatta bayramlaşmak da öyle siz büyükler saçmalıyorsunuz” dediğim zamanlara geri dönüyorum. Git ergenliğini başka gün yaşa kardeşim.
Bak söylüyorum, bayramlar, hezeyan vakti değildir. Dedeler, nineler, babalar ve anneler şimdi senden sevgi ve ilgi bekliyor. 30 sene sonra yalnız kalıp el öpecek insan aradığında sorarım ben sana bu günleri. Bak vallahi, dinle beni. İnsana büyüdükçe bir “bayram bilinci” geliyor, orası kesin. 10 sene öncesinde sipsivri bir takım hareketlerle saçmalayıp ebeveyn kalbi kıran Habitus ablanız bile kuş tüyü yastığa dönmüş, siz hala eve misafir gelince uyuyor numarası yapıyorsunuz. Sizleri kınıyorum.
Paylaş