Eskişehir’de öğrencilik yıllarını geçirmiş arkadaşlarım yıllardan beri anlatır durur.
Efendim bu kadar öğrenci dostu bir şehir olur muymuş, hayatlarının en güzel senelerini geçirmişmişler, keşke bir daha öğrenci olsalarmışmış... Ben maalesef bu muhabbetlere pek ortak olamam. Üniversite bir yana, önce aklıma lise 3 gelir bir kere. Yarabbi, ne kabustu. Ara sıra kendimi rüyamda lise üniformasını giymiş sınıfta oturur ve bir türlü mezun olamazken görürüm, kan ter içinde uyanırım. Dolayısıyla “Öğrencilik yıllarına dönüş” benim için ancak bir gerilim filmi ismi olabilir. Ben bir ara size lise son travmalarımı anlatsam ya. Oof of. Hatırladıkça eğitim sistemimize olan sinirim katlanıyor adeta...
Neyse efendim, karıştırmayayım şimdi, bu öğrencilik yıllarını çılgıncasına özleyen arkadaşlarım üniversite yıllarımızda Eskişehir’i o kadar ballandırırlardı ki “Acaba Anadolu Üniversitesi’ne yatay geçiş mi yapsam” diye düşünmüşlüğüm dahi vardır.
O yıllardan bu zamana dek görme fırsatım olmadı bu şehri. Ne büyük ahmaklık. Binsene arkadaş trene. Dört saatçik yolu gitsene, merakını gidersene!
Nihayet bu hafta sonu Rock’n Dark Müzik Yarışması’nın Eskişehir ayağı vesile oldu da düştük yollara. Yoksa pek büyük sandığımız küçük dünyalarımızın şehri ıstanbul’dan ayrılacağımız yok...
Rock’n Dark hayırlı bir iş yapıyor bu arada. Genç müzisyenlere “Kendinizi, müziğinizi göstermek için ıstanbul’a gelmelisiniz” demiyor, Anadolu’nın farklı şehirlerini dolaşıyor ve kendi çabalarıyla müzik yapmaya ve ayakta kalmaya çalışan rock janrına ait müzik yapan ve icra eden yeni yetenekleri ortaya çıkarıyor. Eskişehir’in şampiyonu 21 Gram oldu ama bu son eleme değildi. Daha Rock’n Dark çok şehir gezecek, çok yetenek “toplayacak”. Büyük final nisanda İstanbul’da olacak.
Bu arada Manga, Rock’n Dark finallerinin olduğu geceler konser veriyor. Toplanan kalabalığı anlatıyorlardı da inanmıyordum. Manga’yı ıstanbul’da çok izledim ama böyle bir izdihamı gerçekten hiçbir yerde görmedim. Manga ıstanbul dışında her nerede konser verse, gişenin önünde yüzlerce metre kuyruk oluşturmayı başarıyor, konser mekanını doldurup taşırıyor! O gece 222 Park’ta da izdiham vardı... Size tam 200 metre kuyruk olduğunu ve konseri 2000’e yakın kişinin izlediğini söylesem... Yer olmadığı için dışarıda bir dolu insanın kaldığını söylesem... Bizim ıstanbul’da gördüğümüz, büyük resmin sadece bir parçası. Anadolu’daki diğer şehirlerde neler oluyor, insanlar nasıl çıldırıyor Manga için, siz bir de onu görün!
Manga’yı müsaadenizle yeni efsanemiz olarak ilan etmek istiyorum!
Bizim Woodstock Eskişehir’de olsun!
Eskişehir’de Mirkelam, Atiye gibi isimlerin menajerliğini yapan Süheyl Atay’la karşılaştım. Buraya Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile görüşmek ve aklındakileri anlatmak için gelmiş. Aslında bir nevi “Eskişehir’e sadakat” projesi peşinde. (Kendisi de Eskişehirli bu arada) Amacı, burada daha çok organizasyon, daha çok konser, daha çok etkinlik düzenlemek ve “Türkiye’nin Woodstock”u olarak tanımlanabilecek büyük ve uluslararası bir festival projesini hayata geçirmek. Başkan, fikri yüzde yüz destekliyor. Hatta Büyükerşen, Kent Park’ın bu iş için son derece uygun olacağını söylemiş.
Kentpark’ı hatırlarsınız hani geçen sene çok konuşulan, Eskişehir’e “deniz” getiren yapay plajın olduğu alan.
Büyük bir festivali Eskişehir’de, hatta Kent Park’ta düzenlemek son derece akıllı bir iş bana kalırsa.
Bu yakın bir zamanda olsa... Sırt çantalarını hazırlayıp trene binsek, festival alanında çadır kursak, yeniden 20’lerin başlarındaymış gibi yaşasak... Güzel olmaz mı?
Alternatif hafta sonu planı
Bu arada Eskişehirli gençler gerçekten çok şanslıymış, kıskandım. 222 Park gibi bir konser mekanı ıstanbul’da bile yok yahu. Yalnız havalandırma meselesini çözmeleri lazım. Gecenin sonuna doğru tavan yapan sıcak ve karbondioksit oranı bizi helalleşme noktasına getirdi. Manga için konserin sonuna kadar direndim.
222 Park’ı bilmeyenlere kısaca anlatayım, eski göz ağrımız Park Orman’ın etkinlik yapılan kısmının, havuzsuz ve ince-uzun bir alana yayılmış versiyonu gibi düşünün. ınsanın içinde olan fakat pek dışarı çıkma fırsatı bulamayan “burada kesin bir organizasyon yapmalıyız” hislerini kabartıyor. Burası 2003’te Doors Park olarak açılmış, el değiştirince ismi de değişmiş.
Bu arada, siz Habitus okurlarına farklı bir gece gezmesi planı önereceğim. Aslında Cuma-cumartesi planı olabilir bu. Ben de benzer bir program yapmış bulundum bu hafta sonu ve süperdi. Diyorum ki, bu mekanlardan birinde konser olduğu hafta sonu gündüz trenle Eskişehir’e gidin, bir gece otelde kalın ve size garanti veriyorum, bir gece -otelde konaklama dahil- ıstanbul’da harcadığınız kadar harcar ve her zamankinden farklı bir gece yaşarsınız.
Zira bilenler bilir, Eskişehir’deki (neredeyse) her şeyin fiyatı ıstanbul’dakinin neredeyse yarısı.