Bunları biliyor muydunuz?

Bir trafik yazısı ile daha karşındayım sevgili gözü dönmüş Habitus okuru. YİNE Mİ YETER YAHU YETER dediğini duyar gibiyim.

Haberin Devamı

Hayır efendim, yetmez. Okuyacaksın. Onu sürücü kursuna para verip bir şey öğrenmeden trafiğe çıkmadan önce düşünecektin.
Evet, ne diyordum, trafik. Bakınız geçen hafta neler öğrendim. (Gerçek verilerdir, kesin bilgi.)
- Sadece İstanbul’da 700’den fazla sürücü kursu bulunuyor. Bu sayı, tüm (bakın TÜM diyorum), AB ülkelerindeki sürücü kursu sayısından fazla.
- Direksiyon başına geçtiğinde karakter değişimi geçiren sürücüler, toplam sürücülerin yüzde 70’ini (bakın yüzde 70 diyorum) oluşturuyor. Yani normal koşullarda “Merhaba ifinim, nasılsınız? İyi günler, teşekkürler” diye nazikçe sohbet eden, kadınlara mağrur bir ifadeyle kapı açan (gözler aşağı, gururlu bir gülümseme, göğüs öne, sağ el “buyrun”) yol veren beyefendi trafikte gözleri fır dönerek “yürüsene ulan, **pu **gu, öküz oğlu öküz, ben senin gibi araba kullananın t* ***na ***yım” küfürlerini sallayarak slalom yapan bir canavara dönüşüyor.
- Sadece bu sene alkol muayenelerinden dolayı ehliyetlerine el koyulan sürücü sayısı 270 bin. Vahim olan, ehliyetleri alınan sürücülerin yüzde 90’ı araçlarını kullanmaya devam ediyor.
- Bu cuma itibariyle yollara 600 fahri trafik müfettişi eklendi. Yani sol şeritten 300 km/s ile gelerek selektör yaptığınız, yaya geçidinde üzerine sürdüğünüz, çöplerinizi camdan boca ederken sizi uyarana “Sana ne ulan” yanıtını verdiğiniz, slalom yaparken teğet geçip yüreğine indirdiğiniz insanlar fahri trafik müfettişi olabilir, size ceza yazabilir. Cengaverlik yaparken aklınızın bir köşesinde bulunsun. Ha ben söyleyeyim de sonra, yok ben yapmadım demeyin.
En kötü ihtimal cezayı yediğinizde fahri trafik müfettişine de bir okkalı küfür sallayıverirsiniz, olur, biter n’olacak canım...

Haberin Devamı

İtiraf

- Demokrasiyle yönetilen (yav he, he) bir ülkede demokrasi paketinden bahsediyor olmak “Evet, bu ülkede demokrasi elbette yoktur, ancak bizim uygun gördüğümüz kadar olabilir” itirafı değildir de nedir?
- Koca koca adamların birtakım uzak ülkelere yalnız gittiklerinde çocuk yaştaki kızlarla birlikte olması, “Toplumsal statümüz gereği otobüse binip kadınları taciz edemeyeceğimiz için tuhaf dürtülerimizi uzaklarda bastırmak zorunda kalıyoruz” itirafı değildir de nedir?

Haberin Devamı

Korkuyorum...

- Pek yakında “4 çocuk yetmez, 20’den önce anne olmak şart” cümlesini söyleyecek birileri olmasından...
- “Hamile kadın sokağa çıkamaz, beyinin aracıyla şöyle bir dolaşır”lardan, “Kadınla erkek eşit değildir”lerden sonra elin iyice yükselmesinden ve devlet televizyonundan “Kadınlar haddini bilsin, sokağa çıkmasın, okumasın, çalışmasın”lara kadar uzanan yorumlar silsilesi duymaktan...
- Bilgiden, bilimden iyice kopup hararetle tartıştığımız konuların sadece birtakım ruhani meseleler olacağı günün yakın olmasından... (O gün geldi sanki?)
- Uyanık “kişisel gelişimci”lerin (o da neyse) “Gezi olaylarının
farkındalık yansımaları”, “Üçe kadar say, nefes al ve diren”, “Renkli merdivenlerin iyileştirici etkileri” gibi kitaplar çıkarıp kapaklarına dev kellelerini basmak suretiyle billboard’larda yer almalarından...

Yazarın Tüm Yazıları