Paylaş
Yazılarıyla hepimize her zaman iyi gelen, içimizi aydınlatan Yonca Tokbaş’a el sallıyorum, beni her zaman gülümsetebildiği; hepimize, tüm okur ve dostlarına yaşam enerjisi kaynağı olduğu için.
Yonca geçen gün Instagram’da “böcek kurtarma aparatını” gösterdi takipçilerine, “Belki hoşunuza gitmeyecek ama” notunu düşerek...
Üzeri kapanabilen bir faraş ve fırçası...
Evine giren böcekleri bu şekilde “kurtararak” doğaya salıyor.
Malum, eve böcek girdiğinde pek çok insanda bir gazeteyi kıvırıp böceği dümdüz etme refleksi vardır. Genelde konu haşarat olduğunda çözüm “yok etmek”tir ya, daha ötesini düşünmez çoğu insan...
Durduk yere bir canlıyı öldürmenin acayipliğini görmeyiz.
Bize zarar vermeyecek ama hoş görünmeyen bir böceği niye öldürüyoruz, bunu düşünmüyor kimse, o refleks o kadar içlere yerleşmiş ki...
Tabii hayvanlara ve insanlara işkencenin dahi neredeyse “sıradan haber” olarak değerlendirildiği bir dönemde bu tip konular biraz naif kalıyor galiba...
Kalıyor ama bir yandan da toplumsal olarak akıl sağlığımızı böyle naiflikler koruyor.
Naiflik de değil bu aslında, durduk yere bir canlıyı öldürmenin acayipliği sıradanlaşmış, kendini evrenin merkezine koyan insanoğlu yüzünden. “Engel” gördüğü ne varsa hepsiyle savaşmaya alışmış... Bu bir insan da olsa aynı, zararsız bir böcek de olsa aynı...
Yonca paylaşımına şu notu düşmüş: “Savaşarak sadece bizim kaybettiğimizi anladığımdan beri; ilaçla öldürmek için uğraşırken sadece kendi kendimizi öldürdüğümüzü gördüğüm ve yerine yaşatmaya karar verdiğim, bir de arıları tanıdığım gün hayatın da önemini başka türlü anladığımdan beri karafatma dahil hiçbir canı öldürmüyorum!”
Bu da benim yöntemim
Yonca’nın bu paylaşımını gördükten sonra gülümsedim.
Böyle düşünen ve hisseden iki kişi olmadığımıza da eminim.
Yonca böcekleri faraşla kurtarıyor; işte bu da benim kullandığım yöntem: Üzerine bardak kapatmak.
Şöyle; böceğin üzerine bardak kapatıyorsunuz, bardağı kaldırmadan altına ikiye kıvırdığınız bir A4’ü veya kalınca bir kağıdı itiyorsunuz ve bardağı ters çeviriyorsunuz.
Balkona veya pencereye çıkıp bardağın üzerini açıp böceğe hoşçakal diyorsunuz.
Bu yöntemle hem “çok bacaklı dostlarımıza” (evet, kediye köpeğe “tüylü dostlarımız” diyorsak böceklere de böyle diyebiliriz) hem zarar vermiyor, hem de temas etmemiş oluyorsunuz.
Doğayla savaşmadığınız, güzel bir hafta sonu olsun!
Paylaş