Paylaş
Maç günü evlere kapanan binlerce insan yaşar bu ilçede.
Çünkü insanın başına ne geleceği belli olmaz.
Bu ilçenin sakinleri, kaza kurşunu yemek, holiganların arasında kalıp taciz edilmek veya içinde bulundukları aracın yine holiganlar tarafından sarsıldığı anları yaşamak istemezler.
Evlerine kapanırlar, camları ve perdeleri sıkı sıkı örterler ve evlerinin pencerelerden en uzak yerine sığınarak maç tantanasının dinmesini beklerler. Bazen, “evin kuytu noktasında beklemek” gibi önlemler abartılı bulunur.
Fakat son yaşadığımız derbi gününü göz önüne alacak olursak, böyle kritik günlerde “savaş koşulları” yaşayacağımızı, hayati tehlike geçene kadar da bu koşulların geçerli olacağını kabul etmiş bulunuyoruz.
Öneriyorum; valilik, belediye bu semtin girişine “Maç günleri sokağa çıkmayınız, çocuğunuz zarar görebilir, kendinizi ve ailenizi hayati tehlikelerden korumak istiyorsanız, stattan ve stat çevresindeki 1 kilometrelik alandan uzak durunuz” uyarısı assın. Zira başınıza bir hâl gelirse, bunun bir telafisi yok.
Başına bir hâl gelmemiş şanslıların “vah vah” demesinden veya televizyonda “ibretlik görüntü” olarak yer almaktan başka bir şeye yaramaz başınıza gelenler. Kimsenin aldığı bir ders olmaz, her defasında aynı sahneler tekrarlanır.
Halimize bakın: Geçen hafta derbi günü gözaltına alınan 47 kişinin arasında doktor, mühendis, öğretmen ve şirket yöneticisi birtakım “efendi” adamların bulunduğu haberini almıştık biliyorsunuz...
Ne acayip işse bu, insanı canavara dönüştürüyor. Parkta köpeğini gezdiren tatlı adam, dolmuşta yanınıza oturan kulaklıklı genç, her gün vapurda gördüğünüz üniversite öğrencisi, çocuğunun elinden tutup okula götüren baba...
İnce zevkleriyle övünen yönetici, insanların hayatını emanet ettiği doktor, bir mühendis, hatta bir öğretmen söz konusu futbol olunca, gözleri bir anda körleşiveriyor.
Zaten “atarlı” bir toplumuzdur malum, kavga etmeye, otomobillerimizden inip efelenmeye, sokakta ters bakan adamı dövmeye hazırızdır.
“Futbol” gibi bir tetikleyici söz konusu olduğunda bırakın kim olduğumuzu, bizi insan yapan özelliklerimizi de geride bırakıyoruz...
Şimdi ne olacak?
İnsanlıktan umudu kestiğimiz günlerden biriydi geçen pazar.
Ters çevrilmiş polis arabalarına, yerinden sökülüp stada fırlatılmış koltuklara, savaş alanına dönmüş Kadıköy’e bakıp derin bir iç çekmeyeniniz yoktur herhalde.
Peki ne olacak şimdi?
Anlatayım size ne olacağını...
Bir sonraki önemli maç gününe kadar hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edeceğiz...
Bir dolu “medeni” insan, hayata karşı öfkesini içinde biriktirmeye devam edecek.
Arada trafikte “atar” yapacak, arabasından inip diğer aracın sürücüsünün üstüne yürüyecek...
Sinirlendiğinde karısını, çocuğunu sopalamaktan hiç çekinmeyecek...
Maç günü geldiğinde ise içinde birikmiş ve her gün azalacağına artan o irini akıtmak üzere stadyuma gidecek...
Biz de evlerimize kapanıp bu deliliğin geçmesini bekleyeceğiz...
Paylaş