Paylaş
Karakterler birbirlerinin iç dünyalarını anlamaya çalışırken veya birbirleriyle acımasızca uğraşırken, yanlarında durup o anlara, konuşmalarına şahit olmak...
Satırların arasında gezinirken romana dair bir koku duymak, bir renk görmek, bir ses işitmek...
Atmosferin içine hapsolmak...
Yazarın yarattığı atmosferden büyülenmek ve kontrol edilemez bir “Orada olmak isterdim” arzusu hissetmek...
Romanlar sinemaya uyarlandığında, hayalimizde canlandırdığımız sahneler yönetmenin romana bakışıyla benzerse, tarifsiz bir tatmin yaşarız.
Mesela Patrick Süskind’in “Koku”su (Das Parfum)...
Stephen King’in “Sadist”i (Misery)...
Veya Alexandre Dumas’nın “Monte Cristo”su...
Scott Fitzgerald’ın “The Great Gatsby”si...
Kitaplarını okurken hayal ettiğim dünyayı beyazperdede görebildiğim ve çok etkilendiğim filmlerden...
İyi bir romanın iyi çekilmiş film halinden daha fazla duyguları tetikleyen tek ihtimal, romanın mekanlarına seyahat etmek...
Yazarın hayal dünyasını ateşleyen; hikayelere, karakterlere dair ilk fikirlerin filizlendiği yerlerde gezmek...
İlgili şehirleri, evleri, sarayları, sokakları dolaşmak...
Benzer hisler besleyen kitapseverleri bir araya getirmek üzere, Prontotour, yazarlarla kitap turları düzenlemeye başladı.
İlk tura, yazar Gülşah Elikbank’la beraber “Yalancılar ve Sevgililer” romanının mekanları ve karakterlerinin Transilvanya’da izini sürmeye davet edildik.
Tarihe “Kazıklı Voyvoda” olarak geçen Vlad Tepeş başta olmak üzere romanın baş kahramanı Maya’ya katıldık, Romanya’nın büyülü şatolarında, gizemli tarihi şehirlerinde adım adım dolaştık...
Maya’yı İstanbul’dan Romanya’ya kayıp amcasının izinden seyahat
ettiren gizemin
peşinden gittik.
Elikbank, 2004’te henüz yazar olmayan fakat yazarlık dürtüsü taşıyan bir genç kadın olarak ilk defa bir iş gezisi sebebiyle Romanya’ya gelmiş.
Drakula mitiyle özdeşleşen zamanın acımasız yöneticisi Vlad Tepeş ile yolları ilk defa burada kesişmiş.
Romanı “Yalancılar ve Sevgililer”de, bir hayal kahramanı olarak “Drakula” meselesine girmeksizin, “Bir insanı bu kadar zalimleştiren sebep nedir” sorusundan yola çıkarak ele alıyor Vlad Tepeş’i.
“Drakula” değil “yaralı birey”
Eşzamanlı olarak iki hikaye akıyor romanında, biri aldığı gizemli mektupların ardından Romanya’da kaybolan amcasının peşinden giden Maya’nın, diğeri ise aynı mekanda yüzyıllar öncesinde hüküm sürmüş Vlad Tepeş’in öyküsü...
Kötü ve zalim bir adam olarak altı çizilen tarihi bir karakterin yaralarını kazıyor Elikbank.
Romanda tüm kahramanlarının ruhunu eşeliyor ve “İnsan ruhu neden arızalıdır?” sorusunun yanıtını, karakterler üzerinden veriyor.
Yanıtı mı?
Bazen satırların arasında, bazen de iç dünyanızda buluyorsunuz bu soruların cevaplarını...
Prontotour’un “Yazarlarla Kitap Turları”nın başka konukları da olacak.
6 Ekim’de Ayşe Kulin, Bosna Hersek’te “Sevdalinka”yı yaşatacak, 2017’de Yekta Kopan, okurlarla beraber “Kafka”nın izini Prag’da sürecek, Tuna Kiremitçi ise Selanik’te kitabını “yaşayan sayfalar”a döndürecek...
Bu yolculuk benim için şatoların gizli geçitlerinde, dar merdivenlerinde, Transilvanya Alpleri’nin tepelerinde; Sinaia, Braşov gibi kentlerin sizi asla bırakmayan ürkütücü ve büyülü atmosferinde kitap okumayı başka bir deneyime dönüştüren bir maceraydı.
Kaçırmayın derim.
Paylaş