Paylaş
Yoksa sen de mi bezelyeye bizilyi, erkeğe irkik, pembeye pimbi diyorsun?
Yoksa sen de mi dahi anlamındaki da’yı önceki sözcükten ayıramıyorsun?
Sana teessüflerimi bildiriyor, derhal tdk.gov.tr adresine girip bakmanı öneriyorum.
* * *
Farkında mısınız bir yabancı dil öğrenirken gösterdiğimiz özeni Türkçe konusunda gösteremiyoruz.
Mesele sadece ıngilizce sözcükleri Türkçeye katıp “tikice” yaratmak ya da herhangi bir konuda ahkam keserken “fakat bu sözcüğün de tam karşılığı yok ki” demek değil. Çok, çok basit konularda bile yanlış öğrenilmiş alışkanlıklarımızı sürdürmek konusunda ısrar ediyoruz.
Hemen bir örnekle konumuzu somutlaştıralım: Bir firmanın dondurulmuş bezelye reklamı. Saymadım kaç kere ısrarla bezelye değil, “bizilyi” diyor. Kapalı e ile okunmayacak bir sözcüğü; yanlış bir okumayı her gün o reklamı defalarca izleyen televizyon seyircisinin kafasına mıhlıyor.
Bakınız Hakkı Devrim, “Vurgu hatası hassas bir konu. Alfabede, yazı dilinde tüm sesli harflerin nasıl okunacağı işaretlerle belirtilmediği için sıklıkla hata yapılıyor. Ne yazık ki bizim alfabemiz dilimizi doğru telaffuza yardımcı olmuyor” diyor. Eh, bu noktada siz, “bizilyi” diyen annenizden, “pimbi” diyen öğretmeninizden öğrendiğinizi devam ettiriyorsunuz. Yanlış da orada başlıyor.
Türk Dil Kurumu başkanı Prof Dr. şükrü Haluk Akalın da Hakkı Devrim’in sözlerini destekliyor: Türkçede farklı seslerin yazı dilinde tek bir harfle karşılandığı durumlar var. Elbette söyleyiş biçimimizi yerel şiveler, bölgesel özellikler şekillendiriyor, doğru sanılan yanlışlar konuşma diline yerleşiyor.
En çok yapılan hatalardan birini de örnek veriyor: “Gençlik”e açık e kullanarak ve neredeyse e harfini a’ya dönüştürerek “geançlik” denmesi... Kadın değil, neredeyse a’yı ı’ya yaklaştırarak “kıdın” denmesi...
Bunların hepsi yanlış.
Yanlıştaki ısrarın sebebi ne
Bugüne kadar söyleyişlerinde bir standart olmamasından ötürü bu yanlışların dile yerleştiğini söylüyor Akalın. “Televizyon ve radyolara belki de okullardan bile daha çok ödev düşüyor” diyor.
Haklı... ıster yetişkin ister çocuk olsun, televizyondan bir laf duyduk mu yerleşiyor, sonra düzelt düzeltebilirsen...
Tabii bir sözcüğün nasıl okunması gerektiğini Türkçe sözlüğe bakarak anlayamazsınız. ışte bu noktada “Seviyorum seni internet, seviyorum seni teknoloji” demek istiyorum.
Bakınız Türk Dil Kurumu şahane bir iş yaptı ve sesli Türkçe sözlüğü kullanıma açtı. Bu pek teknolojik sözlük ile artık sözcüklerin söylenişi konusunda “Bir standart yok ki, belki benimki doğrudur” cümlesi altına sığınamayacak kimse. Türkçede olan tüm sözcüklerin doğru okunuşlarını www.tdk.gov.tr adresinden dinleyebiliyorsunuz.
“Ay ne uğraşacağım şimdi” diyorsanız size son darbemi vuracağım...
Konuşmanız ve yazı diliniz üstünüze giydiğiniz kıyafetten daha önemli. Her bitişik yazdığınız “de” (dahi anlamındaki tabii) puanınızı düşürüyor. Bayan; hatta baaaaaayan diyorsanız hanenize eksi 50 puan yazılıyor.
Maaarul diyen adamla yemeğe sadece bir kere çıkılıyor.
Yazı dili de çok çok önemli. Hele ki internette sosyalleşme devrinin insanları için durum daha da vahim. Karizmalar öyle bir çiziliyor ki toparlamak mümkün değil...
Hâlâ “Anlaşıyoruz ya kardeş, teferruat önemli değil” diyenlerdenseniz bir daha düşünün...
Hiç anlamam
90 km/s hızla gittiğimiz otoyolları, yağmurun küçük göletler oluşturmasına elverişli olarak yapmayı becerebilenleri...
Kışın bile ter kokmayı başarabilenleri...
Adidas eşofman, kapüşonlu üst ve kasket giyip bunu Louis Vuitton monogram çanta ile tamamlayabilenleri.
Ormanda görseniz çita pençesi sanacağınız elleri, daha doğrusu uzamaktan doğal kıvrım almış 4 santimlik tırnakları olan dişileri... Sevgili kadınlar, unutmayınız ki tırnakların “güzel”den “iğrenç”e geçmesi arasında iki milim var, dikkat!
Paylaş