Paylaş
Şimdiki nesil bilmez ama bizim kuşaktakiler hatırlarlar.
‘He man’ diye bir çizgi film kahramanı vardı.
‘Güç bende artıııııııııkkkkkkk!’ dediği anda…
‘He man’ kötülere karşı savaşır, gücünü onlarla mücadele etmek için kullanırdı.
Zayıfları ya da güçsüzleri ezmek için değil, onların yanında olmak için…
Ya günümüzde böyle mi?
Hayır, tam tersi…
Güçlü olanlar zayıfları ezmek, onları yavaş yavaş yok etmenin yolunu ararlar devamlı.
Hatta bunun, en doğal hakları olduğunu düşünürler.
Özellikle de güçlü ülkeler…
Olaya da, güçlü ve iyi toplumlar dünyadaki zayıf toplumları onların iyiliği için kontrol etmeli mantığıyla yaklaşırlar.
Oysa sözde iyilik adına güç kullanmak toplumsal ya da bireysel süreçte faşizmi yaratır!
Barış yerine savaşlar - nükleer saldırılar, silahsızlanma yerine silahlanma, daha katı ve yaptırıcı kurallar…
Bu, 11 Eylül olayından sonra tüm dünyada etkisini daha da göstermeye başladı. Dünyada özellikle Amerika’da 11 Eylül saldırısı ile gelişen terörizm paranoyası ve bu olayla birlikte artan faşizan eğilimler…
Yani bir nevi güç kullanarak demokrasiye kavuşturma çabası!
Güç kullanarak demokrasi!
Bu bir şeyi daha çağrıştırmıyor mu size?
Neyi?
Bir erkeğin gücünü kullanıp bir kadını elde etme mücadelesini!
Delice seven ya da gözünü kıskançlık bürüyen bir erkeğin kadına uyguladığı yaptırımlar...
İlk kez 2005'te Londra'da Bush Theatre'da, sonra çeşitli ülkelerde sahnelenen, Dennis Kelly'nin yazdığı ‘Sondan Sonra’ adlı oyun, Emre Kınay yönetmeliğinde işte bu iki konuyu iç içe geçirerek işliyor.
‘Bir İstanbul Masalı’ dizisiyle tanıyıp sevdiğimiz Ahu Türkpençe ve tiyatronun usta oyuncularından Emre Kınay; güç, yaptırımlar ve faşizmi anlatan bu oyunda sahnede yıldızlaşıyorlar adeta.
Ahu’yu izlerken gözlerime inanamıyorum. Performansı, oyunculuğu çok başarılı… Evet dizilerdeki oyunculuğu beğeniliyor çoğu kişi tarafından ama sahne başka, bambaşka.
‘Sahne, oyuncular için er meydanıdır’ derler ya. İşte bu oyunu izlerken er meydanında bir ahu görüyorum.
Jestleri, mimikleri, uyumu ve oyunculuğuyla daha da güzelleşen ve de yıldızlaşan bir ahu; Ahu Türkpençe. Oyunun sonunda, er meydanındaki bu ahuya yürekten alkışlarımla madalyasını takıyorum. Sadece ben değil, salondaki herkes…
Toplumsal ya da bireysel süreçte güç kullanmanın faşizmi yarattığı maalesef bariz bir gerçek.
‘Sondan Sonra’yı izleyerek, bu gerçeğin zamanla hangi güce kapıyı açtığını ve aslında kimin kazandığını görmek, anlamak, düşünmek…
Oyunu izleyip salondan çıkarken şu soru vardı aklımda. Dünyada, toplumda, hayatta asıl kazanan aslında güçlüler mi?
Yoksa…
08 Mayıs 2010 Cumartesi 20:45
16 Mayıs 2010 Pazar 16:00
Duru Tiyatro
Esat Işık Cad. No:84 Moda
Tel: 0216 338 56 36
Paylaş