İstanbul dünya kenti olma yolunda ilerlerken, dünyaca ünlü tasarımcılara ve tasarımlarına da mükemmel bir hazine yaratıyor.
Geçtiğimiz hafta İstanbul'a gelen birbirinden ünlü dört tasarımcı, Ross Lovegrove, Karim Rashid, Piero Lissoni ve Andree Putman hem şehre hayranlıklarını dile getirdiler, hem de çeşitli etkinliklere katılarak Türk insanının tasarım nabzını tuttular. Onlar İstanbul'u fethetti, İstanbul onları...
Geçen hafta İstanbul'da yoğun bir tasarımcı trafiği vardı. Şehre gelen tasarımcıların hepsi de, başarıları uluslararası arenada tescillenmiş, kendileri birer marka olmuş ünlü isimlerdi: Vitra için yeni bir koleksiyon hazırlayan Ross Lovegrove, Gaia&Gino için yaptığı tasarımlarla kalbimize taht kuran Karim Rashid, ödüllü İtalyan mutfak markası Boffi'nin baş tasarımcısı Piero Lissoni ve Christofle için hazırladığı "925" isimli takı koleksiyonunu tanıtan Andree Putman.
Türk markaları, dünya markası olma yolunda adımlarını hızlandırırken bazı koleksiyonlarında yabancı tasarımcılarla çalışmayı tercih edebiliyorlar. İşin ilginç yanı, çalıştıkları uluslararası tasarımcıların kendilerinden istenen bu koleksiyonları hazırlarken doğrudan İstanbul'dan etkilenmeleri. Üstelik bunu yaparken Türk ritüel ve geleneklerini folklorik değil, modern bir üslupla yeniden yorumluyorlar.
Örneğin Ross Lovegrove'un Vitra için tasarladığı İstanbul serisi, İstanbul'da suyun akışından, akışkanlığından ve duygusal özelliklerinden ilham alarak gerçekleştirilmiş. İstanbul'u ziyaret ettiğinde Türk seramik ve banyo kültürüyle yakından ilgilenen Lovegrove, Türkler'in etnik yapısından, mimarisinden ve adetlerinden ilham alarak yeni bir perspektif geliştirmiş. Osmanlı geometrisini ve hat sanatını inceleyerek bunları hem grafiksel, hem akışkan olabilen, organik ve yüksek duyarlılığa sahip sanatlar olarak değerlendirmiş. Ross Lovegrove'un İstanbul'dan çok etkilenmesi ve şehri "farklı kültürlerin birleştiği bir açık müze" olarak nitelendirmesi, yeni koleksiyonun da isim kaynağı olmuş.
YALIN ÇİZGİLER ÖN PLANDA
Koleksiyon ve Gaia&Gino'nun davetlisi olarak İstanbul'a gelen tasarımcı Karim Rashid de, "Küçülen Güzel Dünyamızı Şekillendirmek" başlıklı konferansında İstanbul'a hayranlığını şu sözlerle dile getirdi: "Gaia&Gino için hazırladığım ilk koleksiyonu, manzarasından, insanlarından, yemeklerinden ve kültüründen ilham aldığım İstanbul'a ilk ziyaretimde tasarladım. Örneğin, Morphescape aksesuarları, tek bir dalgalanmanın sürekli devam ettiği ve yemek masasında ihtiyaç duyulan her noktayı ayıran seramik bir yüzeydir, böylece her fonksiyonun modüler olarak bitiştirildiği, bütün bir masaya sahip oluyorsunuz. Esin kaynağı, İstanbul'un, minarelerden camilere, modern kente ve boğaza hakim olan genel görünümüydü." Rashid'in Gaia&Gino için İstanbul'dan esinlenerek yarattığı diğer ürünler arasında, çeşme ve musluklarımızdan ilham aldığı tuzluk ve biberlikler, çevrildiğinde meyvelik olabilen ve İstanbul'un yedi tepesini tüm güzelliğiyle sunan mumluk bulunuyor.
Geçtiğimiz aylarda 70. yılını kutlayan İtalyan banyo-mutfak ustası Boffi'nin baş tasarımcısı Piero Lissoni de, markanın Türkiye temsilcisi Mozaik'in davetlisi olarak geçen hafta İstanbul'a geldi ve bir sunum yaparak Boffi'nin arkasında nasıl bir teknoloji, ustalık ve tasarım ekibi olduğunu gösterdi. Lissoni, esprili sunumu sırasında Boffi'nin tasarım felsefesini net bir şekilde anlattı: "Her zaman tasarımda ve üretimde kusursuzluğu hedefliyoruz. Yüksek sesle bağırmayan ve yalın çizgilerin ön planda olduğu sistemler ve ürünler tasarlıyoruz. Detaylarıyla ünlü banyo ve mutfaklara, yine detaycı ama dingin yeni çözüm önerileri sunuyoruz." Harbiye'deki Bentley Oteli'nin de tasarımını yapan Lissoni, İstanbul'da insana ilham veren pek çok şey olduğunu, bu şehre geldiği zaman yeni fikirlerle geri döndüğünü de vurguladı konuşmasında.
Bu senenin başında Maison&Objet Fuarı'nda Yılın Tasarımcısı ödülünü alarak ilerleyen yaşına rağmen enerjisinin tükenmediğini kanıtlayan Andree Putman ise, Christofle için hazırladığı 925 isimli takı koleksiyonunun tanıtımı için gelmişti İstanbul'a. Topkapı Sarayı'nı gezerek çok etkilendiğini, bu şehirde keşfedilecek pek çok şey olduğunu ve keşfettikçe daha da fazla etkileneceğine emin olduğunu söyleyen Fransız tasarımcı, özellikle tarihimizin çok zengin bir ilham kaynağı yarattığını düşünüyor.
Şair Konstantinos Kavafis İstanbul için der ki, "Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın. Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda dolaşacaksınÖ Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma... " İstanbul'un, renkleri, dokusu, kültürü ve silüetiyle pek çok uluslararası tasarımcının daha ziyaret listesinde yer almasını ve esin kaynağı olmaya devam etmesini diliyorum.
Londra'da Stepevi
Step, Beyrut, Moskova ve Viyana'daki mağazalarından sonra Batı Avrupa'daki ilk mağazası Stepevi'ni Londra'nın en lüks alışveriş caddelerinden King's Road'da açtı. 350 m2 büyüklüğündeki mağaza, Türk kültürünün bir ürünü olan halıyı günümüze uygun şekilde yeniden tanımlayarak Türkiye'nin Batı'ya açılan gerçek yüzünü en güzel şekilde yansıtıyor. Bize de Step'e bu yeni yolculuğunda iyi şanslar dilemek düşüyor.
Yılbaşında evde davet mi var?
Ve sofranız misafirleri büyülesin mi istiyorsunuz? Antika takımlardan en yeni sofra tasarımlarına kadar pek çok şık öneriyi Maison Française'in aralık sayısıyla birlikte verdiği 64 sayfalık "Davetler&sofralar" ekinde bulacaksınız.
Ufo yeryüzüne indi!
Değişik firmaların tasarımlarını ülkemize getiren Sihir Mobilya'dan ilgi çeken bir ürün daha. Bonaldo firmasının Stefan Heiliger imzalı Ufo isimli koltuğunun oturma kısmı açılabiliyor ve kendi ekseni etrafında dönerek uzayabiliyor. Sırt kısmı ise öne ve arkaya hareket edebiliyor. Tel: (0212) 282 50 00