O kadar eşsizler ki, hiçbir ezbere sığmıyorlar. Bir o kadar da mağrur ve güzeller. Çiçeklerin sihirli dünyasında dolaşırken hangi renge çarptığınızı şaşıracak; kokularını takip ederek yolunuzu bulacak; onların mekanlarla kurdukları ilişkiyi kıskanacaksınız. Anlattıkları masallara inanmak da serbest...
Çiçek tasarımı, adına okullar açılan bir uzmanlık dalı oldu. Özellikle Londra ve New York’taki ünlü floristler farklı düzenleme stilleriyle ilgili seminerler ve kurslar da düzenliyorlar. Scarlet&Violet markasının sahibi Victoria Brotherson’ın verdiği dersi online izledim ve evinizi çiçeklendirirken yardımcı olabilecek şu ipuçlarını çıkardım: -İlk önce evinizin içinde bir tur atarak gözünüzün otomatik olarak takıldığı noktaları ve çiçeklerin yaratacağı renk ilavesiyle değişebilecek boş alanları belirleyin. Çoğu evin giriş holünde büyük ve yüksek çiçek düzenlemelerine uygun olabilecek boşluklar vardır. -Vazo seçimi çok önemli. Onları dolaplarda ve raflarda saklamayın; sürekli olarak içi dolu tutarak dekorasyonunuzun bir parçası haline getirin. Lale, fulya ve sümbül gibi bahar çiçekleri için kısa ve geniş ağızlı vazolara, yaz çiçekleri içinse daha yüksek vazolara ihtiyacınız olacaktır. -Evinize sürekli çiçek alma alışkanlığını edinin; ancak kendinize belirlediğiniz bütçeyi asla aşmayın. Her zaman komple bir buket almak zorunda değilsiniz; cam şişelerin içine koyacağınız tek tek çiçekler de şahane duracaktır. -Çiçeklerin taze olup olmadığını sormaktan çekinmeyin. Kendinize göre yöntemler de geliştirebilirsiniz. Örneğin bir gül dalının alt ucunu sıktığınızda sert ise taze, yumuşamış ise taze değil demektir. Çiçeklerin gövde renginin parlak yeşil olması da tazeliğini gösterir, solgunsa çiçek de solmaya başlamış demektir, -Mevsimine göre çiçek seçmelisiniz. Müge ve ortancalar mayıs ayında başlar, krizantemler içinse kasımı beklemelisiniz. Her çiçeği mevsiminde almak ömrünü uzatacaktır. -Seçtiğiniz çiçeklerin renklerinin evinizin duvarındaki ve kumaşlarındaki renklerle uyumlu olması da önemlidir. Eğer natürel bir renk paletiniz varsa, pembe ve lila rengi çiçeklerle hareketlendirebilirsiniz. -Renkler kadar önemli bir başka etken de kokudur. Eğer menekşe kokusundan hoşlanmıyorsanız, formunu ne kadar severseniz sevin bu çiçeği tercih etmeyin. Gardenya ve zambaklar en baskın kokulu çiçeklerdir. Yumuşak bir ferahlık içinse lavanta ve yasemin önerilir. -Eğer bir yemek daveti veriyorsanız, masanın tam ortasına koyacağınız büyük çiçek aranjmanının dışında, simetrik olarak orta boy vazolar içinde de çiçeklendirme yapın. Aralarına mumlar, sarmaşıklar ya da okaliptüsler de koyabilirsiniz. Ve meraklısı için bir not: Londra’nın en başarılı çiçek tasarımı okullarından Flower School’un kurucusu yazar Judith Blacklock’un, “The Judith Blacklock Encyclopaedia of Flower Design” adlı kitabı, çiçek bakımı ve tasarımıyla ilgili ipuçları veren harika bir kaynak!
Robbins’ten 5 ipucu
New Yorklu çiçek ve atmosfer tasarımcısı Matthew Robbins, yaz buketleriyle ilgili 5 ipucu veriyor: 1. Her şey renklerde başlar. Yaz pastellerini doğal beyazlarla birleştirip tazeleyici bir görüntü yaratabilirsiniz. 2. Bu mevsimde hâlâ tomurcuk dalları var. Romantik bir sadelik peşindeyseniz, bunları tek başlarına büyük cam vazolar içinde sergileyin. 3. Çiçek düzenlemelerinizin içine her zaman biraz sürpriz gizlemelisiniz. Örneğin kardelenler, begonyalar ve klivyalar eklendikleri her buketi etkileyici kılarlar. 4. Işık, atmosferin önemli bir elementidir. Bol çiçekli bir yaz sofrası kurduysanız, ağır ve dramatik bir ışık tüm havayı bozacaktır; yumuşak ve doğal ışığı tercih edin. 5. Çiçek doğru tekstillerle kombine edilmeli. Yaz çiçekleri için uygun olanlar beyaz ketenler ve ipek şantuklardır.
Metal ve cam ön planda
Marginal Flowers’ın kurucusu ve çiçek tasarımcısı Zeynel Özmen, yeni tasarımlarını şöyle anlatıyor: “Son yıllarda metal, cam gibi elementler balkon, teras ve bahçelerde sıklıkla kullanılıyor. Bu mekanların mimarisi ile örtüşen cam ve metal kaplara bitki tasarlayarak görsel uyum ve ahenk konusunda hassasiyetimizi vurguluyoruz. Artık kaktüsleri de de dışarıya çıkarma zamanı, örneğin siyah murano bir camın içine tasarlanmış ekinox kaktüs çok elegan ve şık bir görüntü sergileyecektir. Yine metal potların içine tasarlanmış bitkiler, tek ya da çoklu bir şekilde bu mekanlarda doğru konumlandırıldığında harika bir seyir zevki verecektir.”
Bir saksı yetmez, 12 tane alayım!
İsveçli mobilya üreticisi Offecct’in doğayı kucakladığı Oasis koleksiyonu, evin her odasını yeşil bitkilerle donatmayı amaçlıyor. Luca Nichetto tasarımı “Green Pads” saksı kombinasyonu da, dahil olduğu bir mekanda mobilyaları arka plana iterek başrolü kapacak kadar etkileyici yeşillikte!