VAKİT Gazetesi dün Uğur Dündar ve eşine ait yurtdışına çıkış ve yurda giriş tarihlerini yayımladı.
Evli bir kadının yurtdışına tek başına çıkmasında nasıl bir kötülük olduğunu bilmiyorum.Ama belli ki bu iddiayı Ergenekon davasının iddianamesine kadar sokmayı başaranlar ve sonra da gazete manşetlerinde takip edenler için bu pek uygun görülmeyen bir davranış.İşin bu kısmıyla ilgili değilim. Bu tiplerin kafalarının içinin sapıklıkla dolu olduğunu, başı açık bir kadın gördüler mi kendilerinden geçtiklerini ve o nedenle bu tiplerin çevrelerindeki kadınların sıkı sıkıya örtünmelerini bu nedenle çok doğru bulduğumu söyleyeyim sadece.Sorun, sadece devletin bilebilmesine olanak olan kişisel bilgilerin, bir gazeteciye baskı yapmak için bu tiplerin eline nasıl olup da geçtiğidir.Bu kayıtlara ulaşabilme olanağı olanlar belli. Bilgisayarlarda yapılacak bir iz sürme, bu kişisel bilgilerin kimler tarafından elde edilip, bu gazeteye servis edildiğini bulmaya yeterli.İçişleri Bakanı: Beşir Atalay.İçişleri Bakanlığı Müsteşarı: Osman Güneş.Emniyet Genel Müdürü: Oğuz Kağan Köksal.Şu anda bu işten sorumlu tutmamız gereken üç kişinin isimleri bunlar. Makamları büyük, devlet tecrübeleri de var.Bir emirleri ile bu suçu kimin işlediğini bulma olanağına sahipler.Hiç zaman geçirmeden kişilik haklarımızı herkesin gözünün önünde ihlal edenleri yakalayıp, ortaya çıkarmak ve bu yaptıklarının hesabını sormak herkesten önce onların görevidir.Bu emri vermekte geciktikleri her gün, o bakanlıkta yuvalanmış çetenin marifetlerine ortak olacaklar demektir.Türkiye, her geçen gün karanlık bir şantaj ülkesine dönüşüyor.Bugün gazetecileri susturmak için uygulanan bu yöntemlerin yakın bir gelecekte "hoşa gitmeyen" herkese yöneleceğini söylememe gerek var mı?Bu faşizm ile mücadele etmekte tereddüt edeceğimizi düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar.Reina’da ’kolbastı’ zamanıPOYRAZKÖY’de bulunan mühimmat ile ilgili olarak yapılan takip sonunda emekli SAT komandosu Ergin Geldikaya da önceki gün gözaltına alındı.Zanlının evinde yapılan aramada da mühimmat ele geçtiği iddia ediliyor.Zanlının suçlu olup olmadığını, soruşturmayı takip edecek yargılama sürecinin sonunda öğreneceğiz.Buraya kadar her şey normal görülüyor.Zanlı aynı zamanda Reina isimli gece kulübünün "güvenlik müdürü".Dikkatinizi çekmek istediğim konu da bu zaten.Önceki gece Reina’nın açılış partisi varmış ve polisler "zanlının ofisini aramak gerekçesiyle" tam da parti sırasında Reina’yı "basmış" ve arama yapmışlar.Bunun bir tesadüf olmadığını düşünüyorum.Reina türü eğlence yerlerinin çok yükseklerdeki bazı kişileri rahatsız ettiğini, emir kullarının da zaman zaman bu tür yerleri "taciz ettiğini" geçmiş öykülerden biliyoruz.Bu soruşturmada üniversite hocalarının evleri bile sabaha karşı basılıp, aranırken Reina’nın bir çalışanına yönelik operasyonun tam da "açılış saatine" denk gelmesinin bir anlamı olmalı.Kimse kusura bakmasın ama artık bu kadarını da yiyecek bir kuş bulunabileceğini zannetmiyorum!Fethullahçı televizyon Ankara’daki mitinge katılmayı düşünecekleri tehdit ederken belli ki birileri de Reina gibi eğlence yerlerine gitmeyi düşünenleri korkutmak istiyor!Hem başarısız hem de başarılı bir sezonFENERBAHÇE futbol takımı için bu sezon tam bir "yenilgiyle" geçti.Kayda değer tek başarı, ligde oynanan maçlarda ezeli rakiplerine hiç yenilmemiş olması ki bu ucunda Şampiyonlar Ligi olan bir piyangoda amorti bile sayılmaz.Birçok kişi bu başarısızlıktan Aziz Yıldırım yönetimini sorumlu tutuyor. Doğrudur, başarı kimin hanesine yazılacaktıysa, başarısızlık da oraya aittir.Ancak bir Fenerbahçeli olarak gönlüm böyle kestirme bir suçlama yapmaya da elvermiyor.Fenerbahçe, bu sezon hem kızlarda, hem erkeklerde voleybol ve basketboldan tutun da bizde pek takipçisi olmayan amatör sporlara kadar birçok alanda Türkiye’nin tartışmasız en iyi performansını göstermeyi başardı.Bu da elbette bu yönetimin başarısıdır ve sporu sadece futboldan ibaret görmeyenler için görmezden gelinmeyecek bir durumdur.Fenerbahçe yönetimi futboldaki başarısızlığını teşhis etmekte gecikti. Yanlış olduğu en başından belli transferler, hatalı teknik direktör seçimi ve bu hatayı erken görüp hatadan dönme basiretinin gösterilememiş olması, başarısızlığın nedenidir.Bizde "domuzu vurana sürütmek" ádettendir.Dolayısıyla bu işi temizlemek de yine yönetime düşüyor. Nerelerde hata yapıldığını görmek için uzman olmaya gerek yok. İşe Aragones’i ve hiçbir işe yaramayan bazı oyuncuları göndererek başlamalılar.Gelecek sezon da forma, ürün ve kombine satışlarından iyi bir kaynak yaratılmasının tek yolu yepyeni bir takım ve umut yaratmaktan geçiyor.Fenerbahçe, bu yıkımın altından kalkabilecek bir kulüptür, yeter ki "en iyi ben bilirim" düşüncesi terk edilsin ve kulübün içindeki enerji harekete geçirilebilsin.