Soruşturma giderek mecrasından sapıyor

ESKİ TBMM Başkanı ve AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ı Allah korumuş!

Arınç, Balçiçek Pamir’e verdiği röportajda şöyle söylüyor: "Cumhuriyet Mitingleri’ne katılırdım, tepkiden korktum."

Demek ki Arınç’ın kalbine öyle bir korku gelip yerleşmeseymiş, dünkü "Ergenekon dalgasına" takılanlardan birinin Arınç olması da mümkünmüş.

Dün Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınan isimlere bakınca bunun pek álá mümkün olabileceğini düşünüyorum.

Aralarında demokratlıklarından hiç kuşku duymayacağım insanlar da var çünkü.

Öyle görünüyor ki Ergenekon soruşturmasının, asıl mecrasından çıkartılarak hükümete karşı olan herkese yönelik bir sindirme operasyonuna dönüştüğünü düşünenler bir kez daha haklı çıkacaklar.

Savcılığın çok zor bir soruşturma yürütmekte olduğunun herkes farkında.

Devlet içinde örgütlenmiş çeteleri açığa çıkarmak, terörle mücadele bahanesinin arkasına saklanarak işlenen cinayetlerin faillerini bulmak, bir askeri darbe ile demokrasiye son vermek isteyen cuntaları ortaya çıkarmak gibi zor bir görev üstlerinde bulunuyor.

Bunu yaparken dava üzerinde kuşkular yaratacak tutumlardan kaçınmak en başta savcıların görevi olmalıdır.

Türkiye’de demokrasiden yana olan herkes bu tür suçların ortaya çıkarılmasından yanadır.

Ancak bu yapılırken temel hukuk kurullarının ve insan haklarının çiğnenmemesini talep etmek de demokrat olmanın ayrılmaz parçasıdır.

Bu dava dedikoduların üzerinde yürüdüğü ve gözaltına alınanlar ile ilgili somut delillere dayalı suçlamaların yapılması geciktikçe asıl suç ve suçlular gözden kaçacak.

Ben bir kez daha uyarmış olayım.

AKP iktidarında başka türlüsü olamazdı

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçimden önce açılışını yaptığı "hızlı tren" yavaşladı.

Eskişehir-Ankara arasını 1 saat 20 dakikada alan trenin aynı yolu şimdi 2 saatte kat ettiği belirtiliyor.

Bunun nedeni demiryolu hatlarında saptanan deformasyon.

Onarım için acilen gereken rakam ise 2.1 milyon lira
.

Hızlı Tren Müdür Yardımcısı’nın yazdığı yazıda şöyle bir cümle var: "Yolda yer yer deformasyonlar oluştu. Yeni açılmış olması sebebiyle dinamik tren kuvvetlerine karşı hattın ne gibi tepkiler vereceği henüz bilinmemektedir."

Demek ki uzmanlar yeteri kadar deneme seferi yapılmadığını söylerlerken haklıymışlar.

Ortaya çıkıyor ki sırf seçim propagandası uğruna bu hattı kullanan binlerce insanın yaşamı tehlikeye atılmış.

Pamukova’daki "hızlandırılmış tren" kazasının bir benzerini yaşamadığımız için şanslıyız.

Bu elbette bir tesadüf değil.

Özel uzmanlık ve bilgi gerektiren kadroların partizanca bir kadrolaşma uğruna ehil olmayan kişilerce doldurulmasının bir sonucu bu.

AKP iktidarının iş yapma ve devlet yönetme biçiminin bir fotoğrafı.

Her konuda böyle oluyor ama birçok kamu görevi halkın gözünün önünde cereyan etmediği için durumun farkına varamıyoruz.

Hızlı trenin, bir kaza çıkmadan yapılan yanlışları ortaya koymasına şükrederken, iktidarın bundan önemli bir ders çıkarmasını da dileyelim.

Söz gösteri merkezinin sahibinde

YEŞİLKÖY’de yanan İstanbul Gösteri Merkezi’nin ruhsat durumu ve çadırın yangına dayanıklılık sertifikası ile ilgili olarak yazdığım yazılar üzerine merkezin işletmeciliğini yapan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özbey’den bir açıklama aldım.

Özbey, gösteri merkezinin defalarca geçici ruhsat aldığını, sabit ruhsat alamamış olmasının da İstanbul’un 1000’lik ve 5000’lik planlarının olmayışından kaynaklandığını belirtiyor.

Yangına anında müdahale edilmeme nedenini "su kuyularının belediye tarafından kapatılmış olması ve müteaddit başvurulara rağmen açılmamış olması" olarak açıklayan Özbey, söz konusu "çadırın" Büyükşehir Belediyesi’nden yangına dayanıklılık ile ilgili belge almış olduğunu da söylüyor.

Özbey, İstanbul Gösteri Merkezi’nin yangına karşı yağmurlama sistemine sahip olduğunu, kuyular kapatılmamış olsaydı buradan alınacak su ile sistemin harekete geçerek yangını en başından söndüreceğini de bildiriyor.

Okuyucularımın bilgilerine sunarım.

Öyle görünüyor ki bu konuda uzman ve tarafsız bir kurulun ciddi bir inceleme yapması gerekiyor.

Benzeri olayların tekrar etmemesi ve bu tür merkezler için standart bir denetim mekanizmasının kurulabilmesi için buna ihtiyaç var.

İçinde binlerce insanın gösteri izlediği bir merkezin sadece kamu yetkilileri işlerini tam olarak yapmadıkları için bir ölüm tuzağına dönüşme olasılığını ortadan kaldırmanın başka yolu yok.
Yazarın Tüm Yazıları