DÜN Hürriyet’te "İpekçi’nin simitçileri" başlığının altında yayımlanan fotoğrafı görünce gürültülü bir kahkaha attım.
Bir pazar gününe gülerek başlamamı sağladığı için teşekkür borçlu olduğum fotoğraf, "yeni giysileri içinde simitçileri" gösteriyordu.
Beyoğlu Belediye Başkanı’nın ifadesiyle "Eski İstanbul’u yaşatmak amacını taşıyan" proje çerçevesinde modacı Cemil İpekçi, simitçiler için "tek tip" giysiler hazırlamış. İstiklal Caddesi’nde çalışan tramvayların küçültülmüş modellerine benzeyen tezgáhlarda simit satacak olan simitçiler artık böyle giyineceklermiş.
Fotoğraftan simitçilerin de bu hallerinden pek mutlu olmadıkları anlaşılıyordu. Kırmızı şapkalarını nereye yatıracaklarını bilememiş gibi bir halleri vardı. O giysiler içindeki eğreti duruşları, acemi birliğindeki yeni askerleri hatırlatıyordu.
Beni güldüren şey giysilerinin komikliğinden daha çok, "eski İstanbul" fikri ile bu giysilerin yan yana gelmiş olmasıydı.
Halk sağlığını korumak için simitçilerin temiz giyinmeleri ve temiz tezgáhlarda satış yapmaları elbette önemli.
Ama "temizlik ve düzen" denilince aklımıza sadece "tek tip giysilerin" gelmesi ve bu giysilere mutlaka bir de "asker şapkası" eklenmesi, sanırım "Türkler asker millettir" önermesinin iliklerimize işlemiş olmasından kaynaklanıyor.
Zaten kendimizinkinden başka hiçbir fikri beğenmiyor olmamızın da ardında böyle bir "tek tip insan" arayışı var ki şimdi o konuya girmeyeyim, sayfalar yetmez çünkü.
Belediye ve Cemil İpekçi hazır Beyoğlu’nu "tek tipleştirmeye" başlamışken öteki alanlara da el atmalılar bence.
Tek tip tinerci, tek tip dilenci, tek tip kapkaççı giysileri de bekliyoruz onlardan.
Beyoğlu’na çıkacaklar için ’tek tip kıyafet’ önerisi
BEYOĞLU Belediyesi’nin "tek tip simitçi" giysileri ile ilgili haberleri okurken bir de "tek tip Beyoğlu gezgini" giysisi gerekli diye düşündüm.
"Çizgi engelli" olduğum için bunu çizerek göstermem mümkün değil.
Şöyle bir giysi tasarladım Beyoğlu’na çıkacaklar için:
Bölgedeki yol çalışmaları ve kazıların yol açtığı çamura karşı uzun çizmeler öneriyorum.
Giysilerin özellikle göğüs kısımları kalın-sert kauçukla güçlendirilmeli ki tinercilerin savurdukları bıçaklara karşı bir kalkan görevi görsün.
Kapkaççılara karşı "gizli çanta"lar da bu giysinin ayrılmaz parçası olmalı.
Harap ve yıkılmak için güçlü bir rüzgár bekleyen binalardan başınıza düşecek taş ve kiremitlerden korunmak için, asker şapkası yerine inşaatçıların giydikleri baretler kullanılıyor bu "tek tip"te.
Hanımların giysilerinde başka birisi dokununca harekete geçen ve pille çalışan bir elektrik düzeneği de olmalı ki sarkıntılık yapmaya teşebbüs edenleri çarpsın!
Ayrıca en gürültülü diskotekten bile daha çok gürültü çıkaran "kasetçi" terörüne karşı aksesuvar olarak uçaklarda dağıtılanlara benzer kauçuk kulak tıkaçları var.
Alkolü fazla kaçıranların ortalığı kirletmemeleri için de naylon torbalar var ki bunlar yandan bir kurdele ile baretlere bağlanabilir!
Bu giysilerle Beyoğlu’na çıkarsanız, oranın aslında ne kadar huzurlu ve temiz bir yer olduğunu da kendi gözlerinizle görme olanağına sahip olacağınızı şahsen ben garanti ediyorum!
Küçük yatırımcı zarara uğratılıyor
ÖNCEKİ hafta Hürriyet’in "Ekonomi" sayfalarında bir haber yayınlandı.
Haberde Galatasaray Sportif A.Ş.’nin, Denizbank’tan 10 milyon dolarkredi aldığı anlatılıyordu.
Bundan bir gün sonra Hürriyet’in Spor sayfasında, Galatasaray’ın futbolcularına olan borçlarının bir bölümünün ödendiğine ilişkin haber yayımlandı.
Bu iki haberi üst üste okuyunca "Sportif A.Ş.’den kulübe para transferi mi yapıldı acaba" diye düşünmüştüm.
Ancak küçük yatırımcıyı zarara uğratacak ve SPK kurallarına aykırı böyle bir işlemin yapılmış olabileceğine ihtimal vermek istemediğim için bir şey yazmadım.
Dün de Hürriyet’in Spor sayfasında Sportif A.Ş. Genel Müdürü Ebru Köksal’ın görevinden istifa ettiğine ilişkin bir haber yayımlandı.
Habere göre Köksal, şirketine açılan kredinin, kendisinden habersiz olarak kulübe aktarılmasından rahatsız olduğu için istifa etmişti.
Köksal’ın istifası, ihtimal vermek istemediğim için yazmadığım konunun doğru olabileceğini düşündürtüyor.
Galatasaray Sportif A.Ş.’nin hisselerine sahip küçük yatırımcıyı zarara uğratacak, SPK’nın kurallarına aykırı bir para transferi bu.
Eğer böyle bir şey yapıldıysa, bunun hangi gerekçeyle yapıldığı kredi alınırken Borsa’ya açıklanmalıydı.
Bu iddialar karşısında SPK’nın bir inceleme başlatması gerekiyor.
Ve bu inceleme, küçük yatırımcıyı korumak için sadece Galatasaray ile sınırlı tutulmamalı.
Borsada hisseleri işlem gören Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor da bu tür işlemler yapıyorlarsa bunun hesabını vermeli.