Sapıklığa ’ulvi’ örtü

Bunlardan biri Prof. Dr. Süleyman Uludağ!

Dün Hürriyet internet sitesinde bu şahsın yazdığı "Sûfi Gözüyle Kadın" isimli kitaptan aktarılan bazı bölümleri okudum.

Prof. Uludağ kitabında "bekáretini bozduğu 14 yaşındaki bir kızla ilk gece 60 kere cinsel ilişki kurabilen 80 yaşındaki bir şeyh"ten söz ediyor

Tesadüf olmalı her halde, Üzmez’in cinsel saldırısına maruz kalan kız çocuğunun da yaşı 14 idi.

Yine kitaptan öğreniyoruz ki Şeyh aslında gecede 100 kere yapabilirmiş ama kıza acımış!

Kitapta 120 yaşındayken bir kızın bekáretini bozan bir "evliya"dan da söz ediliyor.

Hazreti Süleyman da bir gecede bin (evet, 1000) karısını hamile bırakmış.

Yasin Suresi’nin 55. ayetinin de bazı "ulema" tarafından "Cennete gidenler bakire kızlarla yatacaklar" diye yorumlandığı da saygıdeğer profesörümüzün kitabında yazılı.

Bir kere daha ortaya çıkıyor ki bu beyler, akıllarını bu işle bozmuş durumdalar.

14 yaşındaki bir kız çocuğu ile gecede 60 defa ilişki kurabilmenin "şeyhin kerameti" olduğuna inanıyorlar.

Neresinden baksanız, iğrenç ve aşağılık bir durum! Din de bu iğrençliği örtmek için kullanılan araca dönüştürülmüş.

Bu çevrelerdeki kadınların neden kara çarşaflar içinde dolaştığını merak etmiyorum artık.

Kendilerini sapıklardan korumanın bir yolu olmalı bu.

Şeyhin bile sapık olduğu bir ortamda, sıradan müridin bir kadının saçını görünce tahrik olmasından daha doğal ne olabilir?

DTP yanlış yerde dolaşıyor

DTP TBMM Grup Başkanı Ahmet Türk, bir grup DTP milletvekili ile birlikte Irak’a gitti.

Irak Cumhurbaşkanı Talabani ile görüştü.

Kuzey Irak Kürt Parlamentosu’nu ziyaret etti.

DTP’liler Irak’a gitmeden önce gazetelere yansıyan haberler, heyetin Iraklı Kürt liderlerden Türkiye’nin askeri operasyonlarına karşı bir ortak tavır alınmasını talep edeceği yazılıydı.

Bu gezi gerçekten Türkiye’nin, Kuzey Irak’ta yürüttüğü operasyonları durdurabilmek için yapılıyorsa, boşa kürek çekiliyor demektir.

Bunun için dolaşılması gereken yer orası değil, Kandil ve civarı olmalı.

Başta Ahmet Türk olmak üzere, DTP milletvekilleri, PKK’nın "savaş lordlarını" silah bırakmaya ikna etmeye çalışmalılar.

"Çocuklar, bu işin sonu yok, silahları bırakın, bakın artık TBMM’ye girdik, sorunu orada çözebiliriz" demeliler.

Dağlarda eli silahlı para militer bir güç dolaşırken, o bölgede barış ve huzurun sağlanamayacağını, hiçbir devletin böyle bir şeye izin veremeyeceğini dilerim kısa süre içinde anlarlar.

Elbette PKK’nın elinde, kafalarına silah dayanmış bir rehine değillerse!

Ortalama Türkler ortalama siyasetçiler

BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı’nın "Türkiye’de Gençlik" raporunda 15-24 yaş arası 12 milyon gençten 5 milyonunun "boşta gezer" olduğu belirtiliyor.

Gelecek ile ilgili bir umudu olmayan, üniversiteye girme olanağını kaybetmiş, bir iş bulup, düzgün bir hayat yaşamanın hayalini bile kuramayan genç insanlar.

Tek umutları televizyonların yarışma programları. Hatırlayacaksınız, geçenlerde gazetelerde yayımlanan bir haber bu tür yarışma programlarına başvuranların sayısının 2 milyonu geçtiğini anlatıyordu.

Bu kadar genç insan ne olacak? Üstelik Başbakan bir de emir verdi, her kadından üç çocuk doğurmasını istiyor!

Sonucun ne olacağını ben söyleyeyim:

Çok sayıda "ortalama Türk" olacak: Bu dünya ile ilgili ümitlerini tükettiği için hacılardan, hocalardan medet uman; bu dünyada tutamadığı kadın elini, cennetteki bakirelerin hayali ile unutan; seçim öncesi ve Ramazanlarda kapısına bırakılan bir koli gıda maddesiyle mutlu olan, milyonlarca "ortalama Türk"!

O ortalama Türklerin seçtiği "ortalama siyasetçiler" de bu düzenin devamını sağlayacaklar.

Ortalama Türkler, ortalama siyasetçiler, ortalama bir hayat!