Paylaş
Oy ve Ötesi gönüllüleri, yerel seçimlerde İstanbul’da oyların yüzde 97’sinin tasnif ve sayımında görev aldılar.
Tüm sandıkların tutanaklarını elde edip incelediler ve kendi yaptıkları çalışmalar ile ortaya çıkan sayım farklılıklarının hangi sandıkta meydana geldiğini, partilere hangi sandıklara itiraz etmeleri gerektiğini bildirdiler.
Yerel seçimlerde istanbul’da 27 bin Oy ve Ötesi gönüllüsü görev yaptı.
Yalova seçimlerinde tüm sandıklara ikişer gözlemci ve ciddi bir avukat ordusu ile yer aldılar, olası sahtecilikleri caydırdılar. Oy ve Ötesi, Cumhurbaşkanı seçimlerinde bu kez örgütlenme alanını genişletiyor.
İstanbul ile birlikte Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Antalya’da da gönüllüleri sandığa ve oylara sahip çıkmaya çağırıyor.
Bu altı kentimizde kullanılacak oylar, toplam oyların yüzde 40’ına karşılık geliyor.
YSK’nın da yardımıyla seçimi bir tür “tek adam gösterisine” çevirmeye çalışan Başbakan ve adamları, seçmenlerin bir bölümü üzerinde ciddi bir moral ve motivasyon sorunu yaratmayı da başardılar.
Çünkü biliyorlar ki seçime katılımın düşük olsası, birinci turda seçimi kazanmaları anlamına geliyor.
Sandığın sahipsiz kalması da cabası!
Son yerel seçimlerde sandıklarda görev yapan gönüllüler, sandığın sahipsiz kalması durumunda ne tür numaralar çevrilebileceğini gayet iyi gördüler.
Sandığa ve oyunuza sahip çıkmak için şu internet sitesini ziyaret etmenizi öneriyorum: www.oyveotesi.org
Bunun sebebini bilen var mı?
YÜKSEK Seçim Kurulu’nun, Cumhurbaşkanı seçiminde oy kullanacak toplam 56 milyon 160 bin 537 seçmen için, 73 milyon 849 bin 80 adet oy pusulasını neden bastırdığını sormuştum, tahmin edebileceğiniz gibi bir yanıt alamadım.
Toplam 17 milyon 688 bin 543 adet fazla oy pusulası basılıyor. Hileye çanak tutmasını bir kenara bırakalım, büyük bir kâğıt israfı.
Liberal Demokrat Parti, geçtiğimiz seçimlerde de böylesine büyük miktarlarda fazla oy pusulası basımından hareketle Yüksek Seçim Kurulu’na bu pusulaların ne yapıldığını sormuş. YSK ve Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ile uzun süren yazışmalar sonrasında anlayabildiğimiz bunların daha sonra kırpıntı kâğıt olarak “geri dönüşümünün sağlandığı”.
Ama neden fazla oy pusulası basıldığını hâlâ bilmiyoruz.
Cumhurbaşkanı seçimi için hangi sandıkta, kaç kişinin oy kullanacağı 10 Temmuz tarihinde belli olacak. Oy pusulalarının, kullanılacağı sandığa ilişkin bilgiyi de içerecek şekilde basılması, bunların sandıklara göre paketlenip dağıtılması çocuk oyuncağı.
Ama yine de 17 milyon fazla oy pusulası basılıyor.
Neden?
Din ticareti tam gaz!
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, dün şöyle bir tweet attı: “Cumhurbaşkanı adayımız Sn Erdoğan’ın logosunda Arapça ile “Muhammed” isminin kullanıldığını biliyor musunuz?”
Bunun üzerine Twitter’da ilginç yorumlar yapıldı.
Birkaç tanesini aktarıyorum, hep birlikte gülelim diye.
“Bonzai kullanımı bakanlar kuruluna kadar sıçradı!”
“Tamam Şampiyon. En müslüman sizsiniz.”
“Evet promosyon için kullanmalık, güzel olmuş, çok zekice.”
“Coca cola’daki gibi mi?”
“Bize üçüncü köprü yolunu anımsatmıştı ama?”
“Dini siyasete alet ederiz, hiç de gocunmayız diyorsunuz yani?”
Şimşek, yazdığıyla dalga geçilmeye başlanınca, dört ayrı tweet ile geri adım attı.
“Logo ile ilgili yorumda, Arapça bilenlerin bu çağrıştırmayı yapmaları nedeniyle böyle bir benzerliğe dikkat çektik.”
“Elbette ki logo’dan böyle kesin bir sonuç çıkarmak mümkün değil. Yorum tamamen öznel niteliklidir.”
“Sonuçta bir esere bakarken herkesin bakış açısı farklı olabilir. Bu nedenle maksadı aşan yorumları üzülerek okudum.”
“Daha fazla yanlış anlaşılmanın önüne geçmek adına sizlere bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Batman’dan selam ve sevgiler.”
Mehmet Şimşek herhangi bir insan değil, Maliye Bakanı.
Aklından bir şey geçince hemen teleonuna sarılıp “tweet” atmaması gerektiğini de bilecek yaşta.
Ama kolaylıkla bunu yapabiliyor, çünkü bu “o anda aklına gelmiş bir şey” değil.
Belli ki parti çevrelerinde bu konuda konuşulmuş, hatta belki de bilerek böyle bir logo hazırlatılmış.
Çıkıp meydanlarda, televizyonlarda söylenecek bir şey olmadığının da farkında oldukları için belli ki sohbetlerde filan kullanıyorlar, kendisini tutamayanlar da tweet atıyor.
Başbakan’ın adaylığını açıkladığı konuşmasında din ticaretinin bu kampanya boyunca ağır olarak kullanılacağı belli olmuştu, ama bu kadar yüzsüzce yapılanını da sanırım kimse beklemiyordu.
“Allah ıslah etsin” diyeceğim ama korkarım ki bunlar artık ıslah olabilir olmaktan çoktan çıkmışlar.
Paylaş