Paylaş
Batı derken, buna Türkiye’yi de dahil etmek gerekiyor.
Çünkü Türkiye, IŞİD’in Batı’daki diğer hedeflerine göre daha kolay lokma gibi görünüyor olmalı.
En temel nedeni coğrafi olarak örgütün silah ve insan kaynaklarına komşu!
Kontrolü son derece güç 3 milyon mülteci sınırlarımız içinde yaşıyor ve bunların kaçının “uyuyan” IŞİD hücresi olduğunu bilmemize de olanak yok.
Ve bundan da daha tehlikeli olanı, Türkiye’nin de IŞİD için bir insan kaynağı merkezi olması gerçeği.
Suriye iç savaşının başında, “Esad bugün yarın devrilecek” hesabıyla cihatçı örgütlerin faaliyetlerine kolaylık tanınması, sınırımızın iki yöne doğru adam ve silah geçişine açık kalması, cihatçı örgütlerin ve bu arada IŞİD’in de Türkiye’de kendisine örgütlenme olanağı bulmasına yaradı.
New York Times’ın ele geçirdiği istihbarat belgelerine dayanarak dün yayınladığı haber, Türkiye’nin IŞİD militanları için önemli bir lojistik merkezi olduğunu ortaya koyuyor.
Yabancı militanların önemli bölümü Türkiye üzerinden giderek IŞİD’e katılıyor, aileleriyle Türkiye’den alınmış SİM kartlar aracılığıyla haberleşiyor, aileleri onlara ya da onlar ailelerine para gönderecekleri zaman Türkiye’deki sınıra yakın kentlerdeki Western Union şubelerini kullanıyorlar.
IŞİD’in yükselişe geçtiği günlerde, yetkililerin, IŞİD’in “geçiciliği” ile ilgili olarak yaptıkları hatalı değerlendirmeler de önlemlerin zamanında alınmasını engelledi.
Adıyaman, Şanlıurfa, Gaziantep gibi yerlerde IŞİD’e katılımların hafife alınmasını da unutmayalım.
Ailelerin şikâyetlerine rağmen tedbir alınmadığını biliyoruz.
Öte yandan Türkiye, aynı zamanda mümbit bir toprak da!
Araştırma şirketi PEW’in her yıl yaptığı küresel trendler araştırmasının sonuçlarına göre Türkiye nüfusunun yüzde 8’i IŞİD’e sempati duyuyor!
Bugün sempati duyanın, yarın eylemci olmaması için ne yapılıyor? Tabii ki hiçbir şey.
Daha da ilginci Türkiye’de halkın yüzde 19’unun IŞİD ile ilgili bir fikri yok! Kafa kesen, insanları damlardan atan, kadınları cariye diye alıp satan, Türkiye’de defalarca bombalı eylem yapmış bir örgüt var ve bu halkın yüzde 19’u bu örgüte sempati duyması mı lazım, nefret etmesi mi lazım bilmediğini söylüyor!
Bunu daha önce de sormuştum: Bugün Türkiye’de kökten dincilerin yüzde kaçı, eline olanak geçse IŞİD yöntemlerini, muhaliflere, demokratlara, laiklere, Alevilere, Kürtlere, LGBTİ bireylere uygulamakta tereddüt etmez?
Gazetelerinde yazdıklarına, televizyonlarda söylediklerine bakarsanız IŞİD’e sempati duyan yüzde 8’in de üzerinde olmalı çıkacak oran! İşte bu nedenlerle Türkiye, diğer Batılı ülkelere göre daha savunmasız ve açık bir hedef IŞİD için.
Bu iklimin doğmasında kimin suçu var?
Bunu araştırması gereken kurum Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalı ama orada da dilinden milli iradeyi düşürmeyen AKP, Meclis araştırması yapılması ile ilgili önergeyi reddetti.
AKP, bunların araştırılmasından neden hiç hoşlanmıyor dersiniz?
DEMEK Kİ BU KADAR KOLAYMIŞ
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen Rusya Federasyonu Başkanı Putin emir vermiş, Türkiye’ye uygulanan ambargonun kaldırılması için çalışmalar başlamış.
Gazetelerde konuyla ilgili bilgi veren bir uzman, Rus turistleri Türkiye’ye getirecek organizasyonların bir ay içinde sonuçlarını vereceğini söylüyordu.
Demek ki bu kadar basitmiş!
Bir özür mektubu, bir telefon yetiyormuş.
Rusya’nın ambargoları, altı ay önce, yılbaşında yürürlüğe girdi. Ambargonun o günden bugüne ülkemize neye mal olduğunu yakında öğreniriz.
Kaç kişi bu arada işsiz kaldı, kaç kişi borcunu ödeyemedi, onları da öğreniriz.
Öğrenemeyeceğimiz şey kuşkusuz ki işlerin neden ve hangi hesaplarla bu hale getirildiği olacak.
Madem bu sorun bu kadar kolay çözülebiliyormuş, Cumhurbaşkanı ve hükümet, bugüne kadar neden beklemiş?
Madem bu iş diplomasiyle halledilebilecek bir işmiş, neden o hamasi nutuklar atılmış?
Niye uçağın düşürüldüğü gün (24 Kasım 2015) ve sonrasında diplomatik yollar işletileceğine iş meydan nutuklarına indirilmiş?
Hangisi doğruymuş: Bilmem kaç saniyelik ihlal için bir uçak düşürmek ve sonra bunun üstünde tepinmek mi, yoksa oturup medeni bir şekilde konuşmak ve sorunları öyle çözmeye yönelmek mi?
Bunları hiç öğrenemeyeceğiz çünkü bizim yöneticilerimiz asla hata yapmazlar! Bunları konuşma gereğini duymazlar. Halka neden o gün öyle, bugün böyle davrandıklarını açıklamazlar.
Halkımız da buna müsaittir aslında.
O gün uçak düşürüldü diye alkışlar, bugün özür dilendi, ambargo kalktı diye!
İZNİNİZİ İSTİYORUM
UZUN bayram tatili için buralarda olmayacağım. Bu nedenle önümüzdeki hafta yazı da yazamayacağım. Bayram tatili haftasından sonra buluşmak üzere hoşça kalın, iyi bayramlar, iyi tatiller diliyorum.
Paylaş