Ağlanacak hale gülmek

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “güvence” verdi ve “Merak etmeyin, sizin güvenliğiniz de teminat altında” dedi.

Haberin Devamı

Yıldırım, Başbakan olduğunda “Güler yüzlü üslubuyla ortamı yumuşatacak” diye yorumlar yapılmıştı.

 

O yorumların en azından bir bölümünün doğru çıktığını söyleyebilirim, bu sözleri Kılıçdaroğlu’nu değilse bile beni gülümsetti.

 

7 Haziran seçimlerinin ardından “konsept” değişince, Türkiye neredeyse her gün şehit haberleri ve ölümlerle sarsılan bir ülkeye dönüştü.

 

En son bildiğim rakam on gün öncesine gidiyor, 550 asker ve polis şehit oldu.

 

Her gün şehit haberleri gelmeye devam ediyor, onun için kesin rakamı hiçbir kaynakta güncel olarak bulabilmek mümkün değil.

 

Haberin Devamı

Patlayan bombalarda, operasyonlarda ateş arasında kalarak ölenlerin sayısı da 500’ün üzerinde.

 

Sayısız kent, İkinci Dünya Savaşı’nda bombardımana maruz kalmış Alman şehirlerine benzemiş.

 

“Operasyon bitti” denilen şehirlerde bile hâlâ sokağa çıkma yasakları uygulanıyor.

 

Oteller boş, bombalı terör saldırısı korkusundan turist ayağını kesmiş.

 

Ve bu ülkenin Başbakanı, ayağına kurşun atılan ana muhalefet partisinin genel başkanına “Merak etmeyin, güvenliğiniz bizim teminatımız altında” diyebiliyor.

 

İnsan da aslında ağlanacak bu halimize gülüyor ister istemez.

 

BİZİM PARAMIZLA İFTAR YEMEĞİ

 

- TARAFSIZ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP milletvekillerine bir iftar yemeği verdi.

 

Ramazan başlarken “5 yıldızlı otellerde iftar yapmayın” demişti, ama Saray’daki iftar sofrasının da doğrusu ondan farkı yoktu.

 

Haberin Devamı

Bir tek farkı vardı tabii: Cumhurbaşkanı’nın siyasi amaçlarla verdiği bu iftar yemeğinin faturasını da biz vergi mükellefleri ödedik.

 

Tıpkı, torunu ve damadıyla gittiği Amerika’daki cenaze töreni için yapılan masrafları da ödediğimiz gibi.

 

Beğenmedikleri Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, çocuğunun Çankaya Köşkü’nde yapılan düğününün sadece masraflarını değil, yakılan elektriğin bile parasını kendi şahsi hesabından ödemişti.

 

“Tarafsız kalacağına” yemin eden Cumhurbaşkanı’nın bizlerin ödediği vergilerle verdiği iftar davetinde söylediği şu sözlere bakın bir de:

 

“Bu değişim geleneğinin (Ahmet Davutoğlu ile Binali Yıldırım’ın yer değişmesinden söz ediyor) diğer siyasi hareketlere de örnek olmasını diliyorum. Kasetle, manipülasyonla veya siyaset dışı güçler vasıtasıyla değil, siyasi hareketleri var eden teşkilatlarının, tabanlarının iradesiyle yaşanan değişimlerin çok daha sağlıklı olduğuna, olacağına inanıyorum.Bizim başlattığımız hareket bunu başarmıştır.”

 

Haberin Devamı

Böylece Ahmet Davutoğlu’na yapılan “saray darbesinin” kaynağının “AKP tabanının talep ve istekleri” olduğunu bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından öğrenmiş bulunuyoruz.

 

Ahmet Davutoğlu bu işe ne diyecektir bilemem ama benim hatırladığım kadarıyla bu değişim “tabandan” değil, Saray’dan gelen talep doğrultusunda olmuştu.

 

Demek ki Saray’dan bakıldığında durum daha farklı görünüyor.

 

REZİL OLDUĞU KADAR PİŞKİN DE!

 

ANKARA Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar, “Namaz kılmayan hayvandır” sözlerinin tepki görmesi üzerine Sabah gazetesine bir demeç verdi.

 

Aynen şöyle diyor:

 

“Ramazan Sevinci programında, konunun önemini vurgulamak amacıyla kullandığım ifadeler maalesef yanlış anlaşılmıştır. Yanlış anlaşılmaya ve maksadını aşan yorumlara sebebiyet verdiğim için kamuoyundan özür diliyorum. Hayırlı ramazanlar.”

 


Yani diyor ki

 

Haberin Devamı

(1) Benim sözlerimi yanlış anladınız, (2) Maksadını aşan yorumlar yaptınız!

 

Televizyon kaydından sözlerini aynen aktarıyorum, ne eksik, ne fazla:

 

“Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi... Orada birimiz bir şey söyledi. Dedi ki; ‘Alnı secdeye gelen bir varlık var mı insanın dışında?’ Yok. İnsan namaz ergonomik olarak yaratılmış. Secde eden tek varlık insan. O zaman ben düz söyleyeyim, ayette de bunu söylüyor. Ağır gelmesin. Yani namazı hayvanlar kılmaz, namaz kılmayan da hayvandır.”

 

Şimdi bu sözlerin neresini yanlış anlamış olabiliriz?

 

“Ağır gelmesin” diyor ve adlı adınca namaz kılmayanların hayvanlar olduğunu söylüyor.

 

Bu sözlere nasıl maksadını aşan yorumlar yapılmış olabilir?

 

Haberin Devamı

Bu maksadını aşan yorumu yapan Diyanet İşleri mi yoksa İlahiyat Fakültesi Dekanı mı?

 

Bir din adamı, önce bir halt yiyor ve sonra utanıp sıkılmadan hepimizin gözünün içine bakarak “Ben öyle demedim siz yanlış anlıyorsunuz” diyebiliyor.

 

Bu “canlı” o üniversitede, o fakültede öğrencilerini zehirlemeye devam edecek mi?

Yazarın Tüm Yazıları