Hayıflanmamak için !f İstanbul’u kaçırmayın!

Sinemaseverlerin merakla beklediği bağımsızları ve büyük yapımları Ankara’ya taşıyan !f İstanbul, yılın en iyileri listesinde adı geçecek filmleri şaşırtıcı bir öngörüyle, erkenden önümüze getiriyor. !f İstanbul, pazar gününe kadar Cinemaxiumum Armada’da sizi bekliyor!
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenen !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nin Ankara ayağı dün başladı. Festivalin hızlıca biten filmleri belli; biz ise kaçırmamanız gerekenleri listeledik. Keşfetmeye hazırsanız ve yıl biterken “!f’te oynamıştı, tüh kaçırdım” dememek için aşağıdakilere göz atın, biletlerinizi hemen alın deriz.

Eden/Cennet: Üç yıl önce “Un amour de jeunesse/Elveda İlk Aşk”ıyla gönlümüzü fetheden Mia Hansen-Løve’ın yönettiği ve Daft Punk, Cassius gibi efsanelerin doğuşuna tanıklık etmiş, elektronik müzik akımının kurucularından Fransız DJ Paul’ün 18 yıllık yükseliş ve düşüş hikâyesini anlatan film, dans ve müzik tutkunları için bir hazine.

Look of Silence/Sessizliğin Bakışı: Geçen yılın en iyileri listesinde ilk sıralarda yer alan “The Act of Killing” ile bizi şoke edip uykusuz bırakan Joshua Oppenheimer, Venedik’te 5 ödüllü yeni filminde bu kez darbenin mağdurlarına çeviriyor kamerasını ve yaramıza tuz basıyor. Yılın en çarpıcı belgesellerinden.

The Tribe/Kabile: !f’in İstanbul’daki gösterimlerinde seyirciyi adeta koltuklara çivileyen, kimilerini bayıltan, kimilerine da salonu terk ettiren “Kabile” Ankara’da! Tamamı işitme engelli insanlardan oluşan kadrosu ve çarpıcı görüntüleriyle şoke eden, vurucu hikâyesi ve anlatımıyla Cannes Eleştirmenler Haftası’nda Büyük Ödül’ü alıp, Avrupa Sinema Ödülleri’nde de Yılın Keşfi seçilen film, hafızalardan çıkmayacak çarpıcılıkta.

Dark Star - HR Giger’s World/Karanlık Yıldız - HR Giger’ın Dünyası: Geçen yıl kaybettiğimiz, işleriyle her zaman tartışmalar yaratmış ressam, heykeltraş, mimar, tasarımcı ve Akademi ödüllü Yaratık’ın yaratıcısı H.R. Giger’ın gündelik yaşamına eşlik edeceğimiz bu belgesel, sanatla ilgilenen herkesin dönüp bakması gereken bir hayat hikâyesi barındırıyor.

Burroughs: The Movie/Burroughs: Söze ne hacet, filmin adı yeter! Karanlık ve rahatsız edici eserleriyle ünlü, beat kuşağının yaratıcılarından Amerikalı yazar William S. Burroughs’un trajik ve sıradışı yaşamının bilinmedik derinliklerine inen film, 31 yıl sonra restore edilmiş kopyasıyla gösteriliyor. İnternette bile karşınıza çıkmaz, öyle söyleyeyim.

The Smell of Us/Bizdeki Koku: “Ken Park” ve “Marfa Girl”ü izlemiş ve sevmişler kaçırmayacaktır ama Park’la ilk kez tanışacaksanız rahatsız edilmeye açık olun deriz. Kuir sinemanın üstatlarından Clark, kamerasını bu kez Paris sokaklarına çeviriyor ve bir grup kaykaycı gencin cinsel uyanışlarının hikâyesini anlatıyor. Tabii ki yine seyircinin ahlak algısını umursamadan…

Silvered Water, Syria Self-Portrait/Gümüş Suyu: Suriye Otoportresi: !f’in İstanbul ayağında düzenlenen Aşk ve Başka Bi’ Dünya Yarışması birincisi olan film, sadece festivalin değil, bu yılın da hazmı en zor deneyimlerinden. Suriyeli yönetmen Ossama Mohammed’in, Suriye’de yaşayan Kürt yönetmen Wiam Simav Bedirxan’ın internet yoluyla gizlice gönderdiği görüntülerle birlikte çektikleri filmin gücünü anlatmaya sözümüz yetmez.

VİZYONDA BU HAFTA

Aşk aslında nedir?
Aşk Başkadır
Love is Strange
Yönetmen: Ira Sachs
2014/ABD-Fransa-Brezilya/94’

Berlin’den Teddy ödüllü “Keep the Lights On/Işık Açık Kalsın” filmiyle tanıdığımız Ira Sachs’ın son filmi “Love is Strange”, 39 yıllık bir beraberliğin ardından evlilik kanunundaki değişimle birlikte evlenmeye karar veren ve sonrasında yaşadıkları homofobiye karşı bir arada kalma mücadelesi veren Ben ve George’un yaşadıklarını anlatıyor. Gey çifti canlandıran John Lithgow ve Alfred Molina’nın performansları gerçekten de olağanüstü. Sachs’ın Hollywood sularına ilk dalışı başarılı ama yeterli değil, yine de hikayesi ve oyuncularıyla etkileyici, tatlı bir film.

Aşkın teorisi
Her Şeyin Teorisi
Theory of Everything
Yönetmen: James Marsh
2014/İngiltere/123’

“Birdman”le Michael Keaton’ın adı okunacak diye beklerken onun adını duymak pek çok kişiyi şaşırttı tabii. Stephen Hawking rolüyle “En İyi Erkek Oyuncu” dalında Oscar’a uzanan Eddie Redmayne’ı başrolde izleyeceğimiz film, Hawking’in hastalığı öncesindeki hayatına ve aşk dünyasın odaklanıyor. Redmayne’a Felicity Jones, Charlie Cox ile Emily Watson gibi isimler eşlik ediyor.

Asteriks Sezar’a karşı
Asteriks: Roma Sitesi
Astérix: Le Domaine Des Dieux
Yönetmen: Louis Clichy, Alexandre Astier
2014/Fransa/85’

Astérix’in beyazperde macerası bu kez animasyonla devam ediyor. Jules Sezar’ın Galyalılardan sonsuza dek kurtulmak için oynadığı oyunlara karşı Asteriks ve Oburiks’in mücadelelerini anlatan film, çocuklar kadar kahramanların hayranlarına sesleniyor.

Iñárritu’nun en iyi filmi
Birdman veya cahilliğin umulmayan erdemi
Yönetmen: Alejandro González Iñárritu
2014/ABD/114’

“Amores perros/Paramparça Aşklar ve Köpekler”, “21 Grams/21 Gram”, “Babel/Babil” ve “Biutiful” filmlerinin yönetmeni Iñárritu’nun Oscar galibi filmi “Birdman”, bir zamanlar ikonik bir süper kahramanı canlandırmış ama artık gözden düşmüş bir aktörün Raymond Carver’ın hikâyesinden uyarlanan bir Broadway oyunu sayesinde eski günlerine dönme çabasını anlatıyor. Michael Keaton’ı yeniden sahnelere döndüren film, starlık sistemini kıyasıya eleştirerek süperkahraman hikâyelerini ters yüz eden nefis bir kara komedi. Keaton kadar Emma Stone, Zach Galifianakis, Edward Norton, Naomi Watts’e, kadrodaki herkes çok iyi. Iñárritu’nun da en iyi filmi olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.