Bu hafta iki korku klasiği uyarlamasıyla karşı karşıyayız. Dışarıda oldukça iyi eleştiriler almış olan “Kötü Ruh” ile yeni nesli 3 boyutla yakalamaya çalışan “Teksas Katliamı 3D” korku tutkunlarına sesleniyor.
Arnold Schwarzenegger ikonundan sonunda dek yararlanan “Geçit Yok” ve Nicolas Cage’in artık bıkkınlık veren filmlerine bir yenisini daha eklediği “Suç Ortağı” haftanın aksiyon seçenekleri. Yılın merakla beklenen yerli yapımlarından “Yabancı” ise dikkat çekiyor.
Arnold geri döndü
Geçit YokThe Last StandYönetmen:Kim Jee-Woon2013/ABD/107’
“A Tale Of Two Sisters/Karanlık Sırlar”, “I Saw Devil/Şeytanı Gördüm” gibi korkularının yanı sıra A Bittersweet Life/Acı Tatlı Hayat adlı suç filmiyle de sinemaseverlerin yakından tanıdığı Koreli yönetmen Kim Jee-Woon’un Hollywood’a ne zaman transfer olacağı merak konusuydu. “Geçit Yok” işte bu transferin ürünü. Dahası Arnold Schwarzenegger’in California eyaleti valiliğinden sonra sinemaya dönüşünü de müjdeliyor. Film, Los Angeles Polis Departmanı’nda narkotik şubesinde çalışırken yapılan operasyonda işler ters gitmesi sonucu Sommerton Junction adındaki küçük ve sakin bir sınır kasabasında şeriflik yapmaya başlayan Ray Owens’ın batı yarıküresinin en azılı, en çok aranan uyuşturucu kartelinin lideri Gabriel Cortez’in konvoyunu durdurmaya çalışmasını anlatıyor. Arnold ikonundan sonuna dek yararlanan film, oyuncuyu özleyenleri ve aksiyon tutkunlarını bekliyor.
Kötülük serbest kalırsa
Kötü RuhEvil DeadYönetmen: Fede Alvarez2013/ABD/91’
Sam Raimi’nin 1981 tarihli aynı adlı kült korku filminin yeni uyarlaması, dışarıda olumlu eleştiriler almış görünüyor. Çektiği kısa korkularıyla dikkatleri çekmiş Uruguaylı Fede Alvarez’in ilk uzun filmi de olan “Kötü Ruh”, ormanın uzak bir köşesindeki kulübeye gelen bir grup gencin korkunç güçleri serbest bırakmalarını anlatıyor. Döneminde kısıtlı bir bütçeyle çekilen, hatta iki devam filmini de peşine takan klasiğin yeni nesle uyarlanmış halini merak edenler kaçırmasın.
“Zerre” ilk filmden fazlası
ZerreYönetmen: Erdem Tepegöz2012/Türkiye/80’
Erdem Tepegöz, Antalya’da “en iyi yönetmen” ve “en iyi ilk film” dahil olmak üzere dört dalda ödül kazanan bu ilk kurmaca uzun filminde, seyirciyi mutsuzluklarla dolu, karanlık bir dünyanın içine sokuyor. Annesi ve kızıyla hayatını devam ettirmeye çalışan Zeynep’in, bir tekstil atölyesindeki işinden kovulduktan sonraki iş bulma mücadelesini anlatan “Zerre”, etkileyici senaryosu ve görselliğiyle dikkat çekiyor. Tepegöz’ün ilk filmlerde ender görebileceğimiz bir olgunluk taşıyan yönetimi de, sinemamızın en iyi kadın oyuncularından Jale Arıkan’ın performansı da takdire şayan. “Zerre” yılın en iyi Türkiye filmlerinden biri, sakın kaçırmayın!
Nicole Kidman şaşırtıyor
Gazeteci ÇocukThe PaperboyYönetmen: Lee Daniels2012/ABD/107’
Daha önce “Paris Trout”, “Mulholland Falls/Kurtlar Şehri” gibi filmlere kaynaklık eden kitapların yazarı Pete Dexter’ın 1995’te yayımlanan ve çok satanlar listesine giren romanından uyarlanan “Gazeteci Çocuk”, 1960’lar Florida’sında geçen bir gerilim hikâyesi anlatıyor. Üniversiteden atıldıktan sonra Florida’daki Lately kasabasına geri dönen Jack Jansen, kasabanın yerel gazetesini çıkaran babasının yanında çalışmaya başlar. Başka bir gazetede çalışan ve saygın bir isim edinmiş olan ağabeyi Ward, idamla yargılanan timsah avcısı Hillary Van Wetter’ın hüküm giydiği davayı araştırmak üzere çıkagelince, kasabayı avucunun içi gibi bilen Jack’ten şoförlük yapmasını ister. Ward’ın bu davayı araştırmasının nedeni ise, Hillary’nin suçsuz olduğunu iddia eden Charlotte Bless’tir. Herkesin sonunu hazırlayacak olan gizemli kadın! Nicole Kidman’ı sıradışı bir rolde izleyeceğimiz “Gazeteci Çocuk”, Matthew McConaughey, Zac Efron ve John Cusack gibi ünlü isimleri de bir araya getiriyor. Filmin yönetmenliğini “Precious/Acı Bir Hayat Öyküsü”yle gönlümüzü çalan Lee Daniels’ın üstleniyor.
Tarihin ilk modern ailesiyle tanışın
Crood’larThe CroodsYönetmen: Kirk De Micco, Chris Sanders2013/ABD/98’
İki kadın arasında geçen kedi-fare oyunu
Öldüren Tutku PassionYönetmen: Brian De Palma 2012/Almanya-Fransa/100’Usta yönetmen Brian De Palma’nın 6 yıl aradan sonra çektiği ve klasik gerilimlerine dönüşünü müjdeleyen “Öldüren Tutku”, iki kadın arasındaki intikam oyunlarını konu alıyor. Üç sene önce Alain Corneau imzalı Fransız orijinalini izlediğimiz film, onun yeniden ve başarılı çevrimi. Isabelle, müdürü Christine’ye delicesine hayran olan hırslı bir işkadınıdır. Naif ve kullanılmaya açık Isabelle’nin parlak proje fikirleri Christine tarafından çalınınca intikam almaya karar verir ve farkına varmadan Christine tarafından tehlikeli bir oyunun içine çekilir. Orijinal “Ejderha Dövmeli Kız”ın Lisbeth’i Noomi Rapace ile Sherlock Holmes serisinin Irene’si Rachel McAdams’ı buluşturan film, kara film tutkunlarının kaçırmaması gereken bir gerilim.
Büyümek hep zordur
Koşulsuz SevgiBroken Yönetmen: Rufus Norris2012/İngiltere/90’En son İngiliz Bağımsız Film Ödülleri’nde “En İyi Film” seçilen ve başarılı İngiliz aktör Rory Kinnear’a yardımcı erkek oyuncu dalında ödül getiren “Koşulsuz Sevgi”, Avrupa Film Ödülleri’nde de “Yılın Keşfi” dalının güçlü adaylarındandı. Ünlü tiyatro ve opera yönetmeni Rufus Norris’in ilk yönetmenlik denemesi olan film, 11 yaşındaki şeker hastası Skunk’ın, mutlu süren yaz tatilinin komşuları Bay Oswald’ın sevimli ama rahatsız Rick’i tecavüzle suçlayıp dövmesiyle birlikte boyut değiştirmesini konu alıyor. Daniel Clay’in aynı adlı romanından uyarlanan ve bir kız çocuğun büyüme hikâyesine odaklanan bu etkileyici film, ilk filmiyle ağır bir rolün altından başarıyla kalkan Eloise Laurence’ı sinemaya kazandırıyor.
Aşk ölümden sıcaktır
Sıcak KalplerWarm Bodies Yönetmen: Jonathan Levine2013/ABD/97’Isaac Marion’un internette yayınlanan kısa hikâyesi kısa sürede o kadar çok popülerleşti ki romana dönüşmesi de, bu hafta izleyeceğimiz filmin çekilmesi de çok hızlı oldu. “Sıcak Kalpler”, zombi filmleri klişelerinin hemen hepsini taşıyor görünse de içine Romeo&Juliet aşkı ve bolca komedi karıştırarak türdeşlerinden ayrılıyor. Filmin konusu ise şöyle: Gizemli bir virüs tüm medeniyeti harap etmiş, kurbanlarını et yiyen ve geçmişlerini hatırlamayan birer yaratığa dönüştürmüştür. Kurtulanlar büyük bir korku içinde saklanmışlardır, her an yakalanma korkusu içindedirler. Tam bu sırada, salgından etkilenmiş bir zombi, kendisini yok etmeye gelen Julie’ye aşık olur. Ve bu aşk, kaybettiği insani özelliklerini yavaş yavaş yerine getirmeye başlar. Gençler arasında şimdiden kültleşen film, türün sıkı tutkunları kadar perdede eğlence arayanlar için birebir.
Aşk ölümü yener mi?
Aşk, Şimdi!Now Is Good Yönetmen: Ol Parker2012/İngiltere/103’
Görünmeyen düşman
The HostYönetmen: Andrew Niccol2013/ABD/125’
“Gattaca”, “S1m0ne”, “Lord of War/Savaş Tanrısı” gibi kalburüstü filmleriyle tanıdığımız Andrew Niccol’ün yönettiği “The Host”, “Alacakaranlık” serisinin yazarı Stephanie Meyer’in yeni çok satan serisinin ilk kitabından uyarlandı. Devamının geleceği şimdiden garantili filmin konusu şöyle: Dünya görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. Neredeyse herkes teslim olmuştu. Geriye kalan birkaç insandan biri olan Melanie’nın de bedenini alan ruh, yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmış olsa da bedeninin sahibi zihninden vazgeçmeyi reddeder. Başrolünde “Atonement/Kefaret”, “Hanna” filmlerinin yetenekli genç oyuncusu Saoirse Ronan’ın olduğu “The Host”u, bilimkurgu tutkunları kaçırmayacaktır.
Hitchcock Sapık’ı çekmek isterse
HitchcockYönetmen: Sacha Gervasi2012/ABD/98’
İngiliz senarist Sacha Gervasi’nin ilk yönetmenlik denemesi de olan film, sinema tarihinin en etkileyici isimlerinden Alfred Hitchcock’un çığır açan filmi “Psycho/Sapık”ın çekim sürecini anlatıyor. Sanat yönetimiyle dikkat çeken filmde Hitchcock’u Anthony Hopkins, bu süreçte en büyük destekçisi olmuş eşi Alma Reville’i de Helen Mirren canlandırıyor. Scarlett Johansson, James D’arcy, Jessica Biel, Toni Collette gibi ünlü isimlerin de rol aldığı “Hitchcock”u, sinema tarihine meraklı olanlar ve biyografik filmlerden hoşlananlar kaçırmasın.
Aksiyonun dozu artıyor
G. I. Joe: MisillemeG. I. Joe: RetaliationYönetmen: Jon M. Chu
Yolda On The RoadYönetmen: Walter Salles2012/ABD-Brezilya-Fransa/124’
“Central do Brasil/Merkez İstasyonu”, “The Motorcycle Diaries/Motosiklet Günlükleri” filmleriyle tanıdığımız Walter Salles’ın beat kuşağının yaratıcılarından Jack Kerouac’ın aynı adlı kült romanından uyarladığı “Yolda”, yazarın 40’ların sonunda çıktığı ve 3 yıl süren yolculuğunun hikâyesi... Geleneksel anlatım tekniklerine uymayan kurgusu ve anlatımıyla filme çekilmesi imkânsız sayılan kitabın beyazperde macerası yıllarca başka yönetmenlerin adlarının geçtiği projelerle adeta bir efsaneye dönüşmüştü. Bu anlamda Salles’ın filmi cesaret işi sayılabilir. Senaryo ise yönetmenin gedikli senaristi Jose Rivera’nın kaleminden çıkma. New York’lu genç bir yazar olan Sal Paradise’ın babasının ölümünün ardından, büyüleyici ve eski sabıkalı Dean Moriarty’le tanışmasını ve onunla birlikte çıktığı yolculuğu anlatan filmin kadrosu ise, Sam Riley, Kristen Stewart, Garrett Hedlund, Amy Adams, Kirsten Dunst gibi genç yıldızlardan oluşuyor.
Zekâsı yüksek, mizahı bol komedi
Yedi PsikopatSeven PsychopathsYönetmen: Martin McDonagh2012/İngiltere/100’
2008’de yönettiği ilk filmi “In Bruges”la dikkatleri üstüne çeken İngiliz yönetmen Martin McDonagh’ın merakla beklenen ikinci filmi yine zekice hazırlanmış bir kara komedi. “Yedi Psikopat” adlı kitabını bitirmek için esin perisini bekleyen Marty’nin işsiz aktör arkadaşı Billy’nin gizli yardımıyla hayalindeki karakterleriyle karşılaşmasını anlatan film, zekası yüksek, mizahı bol senaryosu ve Colin Farrell, Sam Rockwell, Christopher Walken, Woody Harrelson’dan oluşan oyuncu kadrosuyla yılın en iyi komedilerinden biri.
Gerçeklik algınız karışacak
Hayat AvcısıThe ImposterYönetmen: Bart Layton2012/İngiltere/99’
JînYönetmen: Reha Erdem 2012/Türkiye/122
“A Ay”dan “Korkuyorum Anne”ye, “Hayat Var”dan “Kosmos”a, çektiği her filmde kendine özgü hikayeler yaratmayı başarmış, Türkiye sinemasının en önemli auteur’lerinden Reha Erdem’in Türkiye galasını !f İstanbul’da yapan filmi “Jîn”, annesini görmek için PKK kampından kaçan genç bir kadın gerillanın çaresiz yolculuğunu anlatıyor. Bu yolculukta örgüt elemanlarından ve askerden gizlenerek, dağlarda, ormanlarda yapayalnız günler ve geceler geçiren Jîn, hayata katılmak için çıkışları zorlayacak ve sonunda ağaçlar ve hayvanlardan başka kimsesi olmadığını kısa sürede fark edecektir. Reha Erdem’in “En zorlandığım filmim oldu” dediği “Jîn”, görselliğiyle büyülüyor, barışın konuşulduğu bu dönemde umut veriyor.
Anlık olaylar hayatlarımızı değiştirebilir
Yalnız GezegenThe Lonliest PlanetYönetmen: Julia Loktev2011/Amerika-Almanya/113’
Geçtiğimiz yıl İstanbul Film Festivali’nin uluslararası yarışmasında Altın Lale Ödülü’nü kazanan ve jüri başkanı Nuri Bilge Ceylan’ın “Bu filmle, sinemada kadın bakış açısına neden ve ne kadar ihtiyaç duyulduğunu öğrendim” sözleriyle övdüğü “Yalnız Gezegen”, nihayet gösterimde. 2006’da “Day Night Day”le yine etkileyici bir kadın karakter yaratan Julia Loktev’in yönettiği, yeni nişanlanmış Alex ve Nina çiftinin Kafkas dağlarına yapacakları gezide bölgeyi iyi bilen Dato’yu rehber olarak tutmalarıyla başlıyor. Başta her şey yolunda görünse de üçünün yaşadığı bir olay sonrası gezinin seyri tamamen değişecek, huzur dolu saatler yerini gerilime ve kestirilemeyen olaylara bırakacak ve hiçbirinin hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır. Anlık olayların hayatlarımızı nasıl da değiştirebileceğini anlatan bu etkileyici film, Gael García Bernal ve Hani Furstenberg’in oyunculuklarıyla da öne çıkıyor.
Gerçek mi paranoya mı?
Şeytanın Ormanı The BarrensYönetmen: Darren Lynn Bousman2012/ABD-Kanada/94’
İkinci filmden itibaren “Saw/Testere” serisini yöneten Darren Lynn Bousman’ın son filmi “Şeytanın Ormanı” mitlere dayanan bir hikâyeyi anlatıyor. Richard Vineyard ailesiyle beraber hafta sonunu geçirmek için New Jersey’nin güneyindeki Barrens korusuna kamp yapmaya gider. Bazı rivayetlere göre burada 400 yıllık bir geçmişi olan korkunç Jersey Şeytanı yaşamaktadır. Jersey Şeytanı, yöre halkı tarafından 13. çocuğunu şeytana kurban etmeye zorlanan bir annenin hikâyesine dayanan bir efsanedir. “True Blood”ın Eric’i Stephen Moyer’in başrolde olduğu film, ortalamanın oldukça altında gezinen bir korku filmi.
Aşkın peşinden gitmek mümkün de...
Aşkın İzleri To The WonderYönetmen: Terrence Malick2012/ABD/112’
Dağıtımcı şirket Tiglon’un bilinçli seçimi mi bilinmez ama “Aşkın İzleri”nin 8 Mart’ta gösterime giriyor olması çok anlamlı. Çünkü; Terrence Malick’in 1998’de hayatını kaybeden eski eşine adadığı film, erkekten ziyade kadının iç dünyasına yaklaşarak yitirilmiş bir aşk, duyguların iniş çıkışlı doğası ve hatıralar üzerine hikâyeler anlatıyor. Paris’te tanışan Marina ve Amerikalı Neil tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Marina yıllarca tek başına ayakta kalarak kurmaya çalıştığı hayatı geride bırakır ve aşkının peşine düşüp, Neil ile birlikte yeni bir hayat kurmak üzere Amerika’ya yerleşir. Fakat bir süre sonra ilişkileri alışkanlığa dönüştüğü vakit Neil, çocukluk aşkı olan Jane ile karşılaşır. Neil, bu ikilem arasında kaldıktan sonra son derece bencilce davranıp Marina’yı yüz üstü bırakır. En son “The Tree of Life/Hayat Ağacı” filmiyle başımızı döndüren Malick’in yeni başyapıtı “Aşkın İzleri”, imgelerle dolu hikâyesi ve çok katmanlı yapısıyla zorluyor görünse de şans veren izleyiciye unutamayacağı bir deneyim sunuyor. Ben Affleck, Olga Kurylenko, Javier Bardem ve Rachel McAdams’lı kadrosu da cabası!
Köklerine dönüyoruz
Muhteşem ve Kudretli Oz Oz: The Great and PowerfulYönetmen: Sam Raimi2013/ABD/130’
“The Evil Dead/Şeytanın Ölüsü” ve “Spider Man/Örümcek Adam” üçlemesiyle tanıdığımız Sam Raimi’nin yeni filmi, adından da anlaşılacağı gibi Frank Baum’un klasik yapıtı “Oz Büyücüsü”nün köklerine dönüş... Oscar Diggs küçük çaplı bir sirk sihirbazıdır. Ayrıca pek de ahlaklı biri değildir. Toz toprak içindeki Kansas’tayken kendini bir anda canlı Oz diyarında bulan Oscar, turnayı gözünden vurduğunu düşünür. Şöhret ve servet kazanması çok kolay olacaktır. Tabi, üç cadıyla tanışana dek… Oscar’ı James Franco’nun, cadıları da Mila Kunis, Rachel Weisz ve Michelle Williams’ın canlandırdığı film, fantastik film tutkunlarını memnun edecek görünüyor.
Araştırma konusu olarak seks işçileri
KadınlarEllesYönetmen: Malgorzata Szumowska2011/Fransa-Polonya-Danimarka/99’
Serra Ciliv: Ankara sinema bilgisi ve keyfi yoğun bir şehir
Ankaralı sinemaseverlerin festivale ilgisinden memnun musunuz?
Olmaz mıyız! İlk bir kaç yılımızda Ankaralıların arasında birçok sinefil olduğunu fark ettik hemen. Sinema bilgisi ve keyfi yoğun bir şehir burası. Filmlerimizin yarısını götürebiliyoruz Ankara’ya ama neredeyse İstanbul’a yakın bir heyecanla karşılanıyoruz.
Bu sene !f Ankara’da bizleri neler bekliyor?
Keş!f yarışmamızın birincisi “Komşu Sesler”, çok sevdiğiniz hit filmlerde “Laurence Anyways”, “Frances Ha”, “Gazeteci Çocuk”, “Gökteki Tüm Işıklar”, !f ² kapsamında yalnızca İstanbul’u değil, 31 şehri birden sarsan filmlerimizden “Öldürme Eylemi”, “Benim Çocuğum”, “Anlattığımız Hikâyeler” ve festivalin diğer bölümlerinden çok içimize sinen bir seçkiyle geliyoruz Ankara’ya. Ayrıca tüm kısalarımızla ve change.org ile birlikte yapacağımız bir etkinlikle oradayız.
Kaçmaz diyeceğiniz 5 !f Ankara filmi nedir?
Benim Çocuğum, Öldürme Eylemi, Frances Ha, Komşu Sesler, Samsara.