Mehmet Uğur Yüksel

Hadi gel dünyamıza geri dönelim

28 Haziran 2013
Shyamalan’ın bir kere daha çuvalladığı bilimkurgu “Dünya - Yeni Bir Başlangıç”, romantik komedi “Aşk Taktikleri”, korku tutkunlarına “Ölüm Kapanı” ve “Dehşet Kaseti”, polisiye-gerilim türündeki “Kirli Oyun” vasat filmlerden ibaret haftanın el mecbur seçenekleri...

Dünya - Yeni Bir BaşlangıçAfter EarthYönetmen: M. Night Shyamalan2013/ABD/100’

“The Sixth Sense/Altıncı His”, “The Village/Köy” gibi filmleriyle kült bir isme dönüşen ama birbiri ardında çektiği kötü filmlerle kariyerini yerle bir eden M. Night Shyamalan, “The Last Airbender/Son Hava Bükücü” faciasından sonra çektiği ilk filmle karşımızda. “Dünya - Yeni Bir Başlangıç”ın hikâyesi, bin yılı aşkın zaman sonra, aslında insanoğlunun o güne dek bildiği tek yuvayı terk etmeye mecbur kalmasından bin yıl sonra başlıyor. Uzay gemileri düşen Kitai Raige ile babası Cypher Dünya’ya ayak basmışlardır. Cypher ciddi biçimde yaralı olduğu için, Kitai’nin yardım çağrısı yapmak üzere tehlikeli bir yolculuğa girişmesi gerekir. Genç delikanlı ıssız topraklar, artık gezegeni yöneten evrimleşmiş hayvan türleri ve araçlarının düşmesi sırasında kaçmış olan durdurulamaz bir uzaylı yaratıkla karşı karşıyadır. Will Smith’in oğlu Jaden Smith ile birlikte oynadığı film, aksiyon sahneleriyle dikkat çekse de kof bir bilimkurgu olmaktan öteye geçemiyor.

Bana baba diyebilir misin?

Aşk TaktikleriLa Strategie De La PousetteYönetmen: Clement Michel

Haftanın romantik komedi seçeneği “Aşk Taktikleri”, aradan bir yıl geçmesine rağmen onu terk eden sevgilisi Marie’yi unutamayan Thomas’ın başından geçen komik olayları anlatıyor. Thomas bir gün kendini kollarında bir bebekle bulduğunda, onu hayallerindeki kadını geri kazanmak için kullanmaya karar verir. Bir anda baştan çıkarıcı bir baba profiline bürünen Thomas, tüm boşanmış annelerin ve elbette Marie’nin dikkatini çekecektir. “Bu hafta illa romantik komedi izleyeceğim” diyorsanız beklentinizi yüksek tutmamanızı öneririz.

Sakın tıklama, ölürsün!

Ölüm KapanıDon’t ClickYönetmen: Kim Tae Kyung2012/Güney Kore/93’

İnternette popüler olan “yasak video” adlı bir videoyu izledikten sonra başlarına korkunç olaylar gelen bir grup gencin hikâyesini anlatan filmin türe yeni bir şey katmadığını söyleyebiliriz. Yine de Uzakdoğu korku filmlerinden hoşlananların ilgisini çekebilir.

Yazının Devamını Oku

Dünyayı kurtaran adam ‘Brad Pitt’

21 Haziran 2013
İki yıldır gösterime girmesi geciken ve sonunda 3’te 1’i yeniden çekilip kurgulanan “Dünya Savaşı Z”de ünlü oyuncu Brad Pitt dünyayı kurtarmaya soyunuyor. Korku filmi takipçilerine “Sessiz Ev” ve “Hipnozcu”, küçük izleyicilere “Sevimli Canavarlar Üniversitesi” haftanın seçenekleri arasında yer alıyor. Alternatif arayanlara da Berlin’den iki ödüllü “İnşallah” gösterimde.

Dünya Savaşı ZWorld War Z Yönetmen: Marc Forster2013/ABD-Malta/116’

“Monster’s Ball/Kesişen Yollar”, “Finding Neverland/Düşler Ülkesi”, “Quantum of Solace” filmleriyle tanıdığımız Marc Forster’ın yönettiği “Dünya Savaşı Z”, problemli yapım süreciyle iki yıldır sinema gündemini meşgul ediyordu. Yapımcıların ısrarıyla 3’te 1’i yeniden çekilen ve sonu değiştirilen film nihayet gösterime giriyor. Orduları ve hükümetleri deviren ve insanlığı yok etmekle tehdit eden bir hastalığı durdurma yarışında dünyayı dolaşan Birleşmiş Milletler çalışanı Gerry Lane’in hikayesini konu alan filmde Brad Pitt ve “The Killing” dizisinin dedektif Sarah Linden’ı Mireille Enos başrolde.

BU DÜŞMANLIK NİYE?

İnşallahInch’allahYönetmen: Anaïs Barbeau-Lavalette2012/Kanada-Fransa/102’

Doktor olan Chloe, yaşamını Ramallah’taki Türkiyeli doktorlara yardım etmekle ve Kudüs’te yaşayan İsrailli bir asker olan kapı komşusu Ava ile geçirmektedir. Her gün uçurumun iki farklı yanını gören Chloe, birbirlerine düşman arkadaşları arasında köprü kurmaya çalışsa da her iki tarafa da aslında yabancı olduğunu fark edecektir. Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde FIPRESCI ve Ekümenik Jürisi ödüllerini kazanan “İnşallah”, Kanadalı Anaïs Barbeau-Lavalette’nin ikinci uzun metraj filmi.

BİR KATİLİN BİLİNÇALTINA YOLCULUK

Hipnozcu The HypnotistYönetmen: Lasse Hallström2012/İsveç/122’

Acımasız bir katil bütün bir aileyi katleder. Kurtulan sadece biri vardır: Evin küçük oğlu. Fakat o da komadadır. Dedektifler polisin sorguya başlayabilmesi için çocukla hipnoz aracılığıyla iletişim kurmaya çalışır ve psikiyatrist Erik Maria Bark’ı çağırır. Böylece hala kayıp olan kız kardeşe katilden önce ulaşabileceklerdir. Ancak bir sorun vardır. Erik on yıldır bir daha hipnoz yapmamaya yeminlidir ama şimdi bir hayatı kurtarması gerekmektedir. Erik çocukla hipnoz aracılığıyla iletişim kurar fakat öğrendikleri kanını donduracaktır. Film, İsveçli evli çift Alexandra ve Alexander Ahndoril’in Lars Kepler takma adıyla yazdıkları aynı adlı romanın merakla beklenen uyarlaması. 30’dan fazla ülkede yayımlanan ve çok satanlar listesinde uzun süre üst sıralarda kalan kitap “Ejderha Dövmeli Kız”la karşılaştırılmıştı. Polisiye-gerilim türünden hoşlananların ilgisini çekecek olan “Hipnozcu”nun İsveç’in Oscar adayı olduğunu hatırlatalım.

Yazının Devamını Oku

Superman köklerine dönüyor

14 Haziran 2013
Yazın gişe canavarlarından “Man of Steel”, önceki Superman filminin yarattığı hayal kırıklığını yok etmek için elinden geleni yapıyor. Usta yönetmen Danny Boyle’un son filmi “Trans” özlediğimiz bir psikolojik gerilimken, Fransız yapımı “Havada Aşk Var” haftanın romantik seçeneği olarak karşımızda…

Man of SteelYönetmen: Zack Snyder2013/ABD-Kanada-İngiltere/143’

En son Bryan Singer’ın yönettiği filmle büyük hayal kırıklığı yaratan Superman macerası bu kez “300”, “Watchmen”, “Sucker Punch” filmlerinin yönetmenine emanet. Senaryoda ise son iki Batman filmlerini yazan David S. Goyer bulunuyor. Film, Superman’in köklerine, geçmişine dönerek kahramana farklı bir bakış açısı getiriyor ve genç bir adam olarak, nereden geldiğini ve buraya ne yapmak üzere gönderildiğini keşfetmek üzere bir serüvene koyuluyor. Clark Kent/Superman rolünde “Immortals”tan hatırlayabileceğiniz Henry Cavill oynarken gazeteci Lois Lane’i Amy Adams, genel yayın yönetmeni Perry White’ı Laurence Fishburne, öz babası Jor-El’i Russell Crowe canlandırıyor. Superman’in bu seferki kötüleri ise General Zod ve Zod’un şeytani ortağı Foara.

‘BUGÜN’ ARTIK ÇOK DAHA BULANIK

TransTranceYönetmen: Danny Boyle2013/İngiltere/101’

En son “127 Hours/127 Saat” filmiyle karşımıza çıkan usta İngiliz yönetmen Danny Boyle’un son filmi “Trans”, müzayede memuru olarak çalışan Simon’ın hırsızlarla işbirliği yapmasıyla birlikte gelişen olayları anlatıyor. Değeri birkaç milyon dolar olan bir tablonun çalınması için bir suç çetesiyle anlaşma yapan Simon çalınan tabloyu büyük bir yere saklar. Ancak hırsızlık çetesi yüzünden kafasına aldığı darbe sonucu hafızasını kaybeder ve uyandığında tablonun yerini hatırlayamaz. Psikolojik tedavilere ve onlarca işkenceye cevap vermeyen Simon, çetenin liderinin getirttiği bir hipnoz uzmanı ile geçmişinde derinlere inmeye başlar. Hipnoz nedeniyle, eski kırgınlıklarını ve tutkularını tekrar hatırlayan Simon için “bugün” artık çok daha bulanıktır. James McAvoy, Vincent Cassel ve Rosario Dawson’ın başrolünde olduğu film pikolojik gerilimlerden hoşlananları fazlasıyla memnun edecek.

ESKİ AŞIKLAR UÇAKTA KARŞILAŞIR

Havada aşk varYönetmen: Alexandre Castagnetti2013/Fransa/96’

New York’ta avukatlık yapmakta olan yakışıklı Antoine, bir toplantı için Paris’e giderken uçakta deliler gibi aşık olduğu eski kız arkadaşıyla tesadüfen yanyana oturur. Acaba Antoine yıllar sonra Julie’yi yeniden görünce yarım kalan aşk hikayeleri kaldığı yerden devam edebilecek midir? Ludivine Sagnier ve Nicolas Bedos’un başrolünde olduğu film, haftanın romantik komedi seçeneği.

Yazının Devamını Oku

SİNEMADA AŞK KOKUSU VAR

24 Mayıs 2013
Bu hafta aşk filmi tutkunları havalara uçacak. Michel Gondry’nin merakla beklenen Boris Vian uyarlaması “Günlerin Köpüğü” bunu gerçekten de yapacak, seyirciyi pembe limuzine bindirip Paris semalarında dolaştıracak. Sıradışı bir ayrılık hikayesi anlatan “Vazgeçmem Senden” ve Danimarka yapımı “Sadece Aşk” haftanın diğer aşk filmi seçenekleri…

Günlerin Köpüğü L’ecume Des JoursYönetmen: Michel Gondry 2013/Fransa/130’

“Eternal Sunshine of the Spotless Mind/Sil Baştan”, “La science des rêves/Rüya Bilmecesi” gibi sıradışı filmleriyle tanıdığımız Michel Gondry’nin Boris Vian’ın aynı adlı meşhur kitabından uyarladığı bu filmi dört gözle bekliyorduk. Pembe bir bulutun üzerinde seyahat edilen bir dünyada, idealist ve mucit genç bir adam olan Colin ile meşhur Duke Ellington melodisinin fiziksel tezahürü diyebileceğimiz genç bir kadın olan Chloé’nin sürreal ve şiirsel aşk masalını anlatan filmde Romain Duris ve Audrey Tautou başrolde.

AYRILSAK DA BERABERİZ

Vazgeçmem SendenCeleste & Jesse ForeverYönetmen: Lee Toland Krieger2012/ABD/92’

Türkiye’de ilk kez !f İstanbul’da seyirci önüne çıkan, geçen yılın bağımsız hitlerinden “Vazgeçmem Senden”, ayrılmalarına rağmen ayrı kalamayan bir çiftin hikâyesini anlatıyor. Celeste ve Jesse okuldayken tanışmışlar ve önce en yakın arkadaşlarken sonra kendilerini aşkın kollarına atarak genç yaşta evlenmişlerdir. Fakat bir gün boşanma kararı alırlar. Buna rağmen her anlarını birlikte geçirmeye ve hiçbir şey olmamış gibi arkadaşlık etmeye devam ederler. Bu olay çevrelerindekilere ne kadar garip gelse ve alay konusu olsa da Celeste ve Jesse bu komik durumdan gayet memnundur. Ta ki bir gün birisi için aşk kapıyı yeniden çalıncaya kadar. Filmin başrol oyuncuları Rashida Jones (senaryoda da imzası bulunuyor) ile Andy Samberg’in arasındaki kimya filmi bir adım öteye taşıyor.

HERKESE AŞK LAZIM

Sadece AşkLove Is All You NeedYönetmen: Susanne Bier2012/Danimarka/116’

Haftanın bir diğer romantik komedisi Danimarkalı kadın yönetmen Susanne Bier’den geliyor. İngiltere’de yalnız başına yaşayan orta yaşlı bekâr bir baba olan Philip ile kemoterapi tedavisi yeni bitmiş, kocasının onu kendisinin yarı yaşında bir kadın için terk edeceğini yeni öğrenmiş Danimarkalı bir kuaför olan Ida’nın çocuklarının düğünleri vesilesiyle tanışmalarını konu alan “Sadece Aşk”, ideal bir “kendini iyi hisset” filmi.

Yazının Devamını Oku

Gatsby’e muhteşem yorumu

17 Mayıs 2013
Haftanın filmi yolunu dört gözle beklediğimiz “Muhteşem Gatsby” hiç kuşkusuz. Enfes fragmanıyla epeydir aklımızı alan film, Fitzgerald’ın romanının neye dönüştüğü kadar oyuncuları ve tasarımıyla da merakımızı cezbediyor.

Muhteşem GatsbyThe Great GatsbyYönetmen: Baz Luhrmann2013/Avustralya-ABD/142’

Her çektiği tartışmasız deha ürünü olan Avusturyalı yönetmen Baz Luhrmann’ın merakla beklenen son filmi “Muhteşem Gatsby”, F. Scott Fitzgerald’ın sinemaya çekilmesi imkânsız sayılan aynı adlı romanından uyarlandı. Luhrmann bir kez daha kendi görsel yorumunu katarak klasik hikâyeyi daha once hiç görülmemiş bir şekilde yorumluyor. Film, yazar olmak isteyen Nick Carraway’in Midwest’ten ayrılıp NewYork’a yerleşmesini anlatıyor. Hikâyenin geçtiği 1922 senesi baharı, ahlaki değerlerin çöktüğü, ışıltılı jazz hayat tarzı, kaçakçıların ve yükselen hisse senetlerinin dönemi. Amerikan rüyasının peşinden giden Nick, kuzeni Daisy ve onun soylu çapkın kocası Tom Buchanan sayesinde partici, gizemli milyoner Jay Gatsby’e komşu olur. Nick artık son derece zengin insanların aşk ve entrika ile dolu hayatlarına çekilmiştir. Nick bu hayata şahit oldukça imkansız aşk, bozulamaz hayaller ve trajedilerle dolu bir hikayeyi kaleme alarak günümüzün modern hayatına ayna tutar. Jay Gatsby karakterinde Leonardo DiCaprio’yu izleyeceğimiz filmde Tobey Maguire, Carey Mulligan gibi ünlü isimler de rol alıyor.

Bana korkuyu anlat

Korku HikâyeleriHorror Stories Yönetmen: Jung Bum Shik, Lim Dae Woong, Hong Ji Young, Kim Gok2012/Güney Kore/108’

Genç bir kadın kendisini kaçıran katille bir anlaşma yapar ve zaman kazanabilmek için ona korku hikâyeleri anlatmaya başlar. Tıpkı Binbir Gece Masalları’ndaki Şehrazat gibi… 4 yönetmenin kendi hikâyesini çektiği ve bakıldığında bir bütünlük taşımayan “Korku Hikâyeleri”, türün iflah olmaz tutkunlarına sesleniyor.

Eskisi gibi değil ama yine de Bertolucci

Ben ve SenIo e te Yönetmen: Bernardo Bertolucci2012/İtalya/96’

Usta İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci’nin “Dreamers/Düşler, Tutkular, Suçlar”dan 7 yıl sonra çektiği film, ünlü yazar Niccolò Ammaniti’nin aynı adlı romanından uyarlanmış. Film, okuldan nefret eden, ailesiyle arası bozuk olan ve dünyanın sonuna dair tuhaf fikirlere sahip 14 yaşındaki Lorenzo’nun kendinden hayli büyük yaştaki üvey kız kardeşi Olivia’nın eve gelişiyle değişen hayatını anlatıyor. Bertolucci’yi özleyenler kaçırmasın ama ustanın eski günlerini arayanları hayal kırıklığı bekliyor, söyleyeyim.

Yazının Devamını Oku

Baharın müjdecisi UÇAN SÜPÜRGE

10 Mayıs 2013
Ankara’ya baharın gelişinin habercilerinden birisi de hiç kuşkusuz Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali. Bu yıl “Rağmen” temasıyla yola çıkan festivalin programı ise oldukça merak uyandırıcı. Seçmekte zorlananlar için Uçan Süpürge’nin kaçırılmaması gereken filmlerini seçtik.

Bir Hayalimiz Vardı/Ginger & Rosa:

En üretken kadın yönetmenlerden Sally Potter’ın son filmi 1960’lar Londrasında geçiyor ve iki genç kızın hikâyesini anlatıyor. Potter takipçileri kaçırmasın.

Montrö Kraliçesi/Queen Of Montreuil:

Venedik’ten Lina Mangiacapre Ödülü’nü kazanan bu eğlenceli film, “eşini kaybeden bir kadın, bu acının üstesinden gelebilirse artık ‘kraliçe’dir” deyişinden yola çıkıyor.

Sabah Yıldızı/Morning Star:

Denis Lavant, Tcheky Karyo, Natacha Regnier, Beatrice Dalle gibi Fransız sinemasının ayrıksı oyuncularını bir araya getirmesi bile izlemek için yeterli.
Saraybosna’nın Çocukları/Children Of Sarajevo: Cannes’dan Saraybosna’ya pek çok festivalden ödüllerle dönen film, Bosna savaşı sırasında anne-babaları öldürülen ve yetimhanede büyüyen iki kardeşin hikâyesini anlatan etkileyici bir dram.

Savaşın Gölgesinde/Lore:

Yazının Devamını Oku

Hafızalara kazınacak bir aşk filmi

3 Mayıs 2013
Yalnızca bu haftanın değil yılın da en iyilerinden “Pas&Kemik”, yüreklere işleyen bir aşk hikayesi anlatıyor. Başrollerdeki Matthias Schoenaerts’ın ve Marion Cotillard’ın kusursuz uyumuna özellikle dikkat! Haftanın bir diğer merak uyandıran yapımı “Iron Man 3” ise, serinin en karanlık ve en iyi filmi olmayı başarıyor.

Pas & Kemik De Rouille Et D’os Yönetmen: Jacques Audiard2012/ Fransa-Belçika/120’

2009’da çektiği “Un Prophète/Yeraltı Peygamberi”yle uluslararası bir başarı yakalayan Jacques Audiard’ın yeni filmi “Pas&Kemik”, beklentileri boşa çıkarmayan bir aşk filmi. Kız kardeşinin yanında yaşayan ve neredeyse hiç tanımadığı, beş yaşındaki oğlu Sam’in yanına, Antibes’e gelen Ali, güçlü fiziği sayesinde fedai olarak işe başlar ve bir gece kulüpte çıkan kavga sonucunda yardımına yetiştiği katil balina eğitmeni olan Ste´phanie’yle tanışır. Aralarındaki ilişki, bir balina gösterisi sonrasında iki bacağını da kaybeden Ste´phanie’nin Ali’nin desteği ile hayata yeniden bağlanmasıyla aşka dönüşür. Matthias Schoenaerts’ın ve Marion Cotillard’ın kusursuz bir uyumla oynadıkları “Pas&Kemik”, yılın en iyileri listesine şimdiden adını yazdıran modern bir başyapıt.

İnsan mı kostümü yaratır, kostüm mü insanı?

Iron Man 3 Yönetmen: Shane Black2013/ABD-Çin/130’

Çizgi roman dünyasının lideri Marvel’ın beyazperdede en çok iş yapan süper kahramanlarından Iron Man, üçüncü macerasıyla karşımızda. Kadronun temel taşları Robert Downey Jr., Gwyneth Paltrow, Don Cheadle ile Jon Favreau yerinde duruyor. Serinin yeni kötüsü Ben Kingsley ise filmin en iyisi olarak rol çalıyor. Küstah ama zeki sanayici Tony Stark, bu kez korkunç terörist Mandarin’e karşı mücadele ediyor. Stark, özel hayatının düşmanı tarafından yok edildiğini anlayınca bu işin sorumlularını bulmak için yürekleri burkan bir arayışa soyunuyor. Köşeye sıkışan Stark’ın en yakınlarını korumak için tek şansı zekasına ve içgüdülerine güvenerek kendi yetenekleriyle hayatta kalmaktır. Bu yolda mücadele ederken Stark’ın kafasında şu soru çınlıyor: “İnsan mı kostümü yaratır, yoksa kostüm mü insanı?” Yılın beklenen gişe filmlerinden “Iron Man 3”, serinin tutkunlarını memnun edecek bir aksiyonla geliyor.

Gangsterler emekli olmaz

Eski DostlarStand Up GuysYönetmen: Fisher Stevens2012/ABD/95’

Al Pacino, Christopher Walken ve Alan Arkin gibi üç usta aktörü bir araya getiren “Eski Dostlar”, üç yaşlı gangsterin geçmişleriyle karşı karşıya kalmalarını konu alıyor. Ortaklarını ele vermeyip hapis yatmayı göze alan Val, 28 yıl sonra özgürlüğüne kavuştuğunda, eski dostları Doc ile Hirsch’le yeniden bir araya gelir. Ancak içlerinden birinin sakladığı sır onları tehlikenin göbeğine sürükleyecektir.

Yazının Devamını Oku

İntikam haftası

26 Nisan 2013
Bu hafta vizyona giren filmler arasında “Ejderha Dövmeli Kız”ın yönetmeni Niels Arden Oplev’in yönetmenliğini üstlendiği “İntikam Benim” dikkat çekerken, Charles Dickens’in “Büyük Umutlar” adlı romanı bir kez daha beyazperdeye uyarlanıyor. Sinemanın en üretken yönetmenlerinin başında gelen Soderbergh’in son filmi “Acı Reçete” de ise Rooney Mara, Channing Tatum, Jude Law ve Catherine Zeta Jones gibi ünlü isimler rol alıyor.

Yemin ettiler

İntikam BenimDead Man DownYönetmen: Niels Arden Oplev2013/ABD/118

Orijinal “Ejderha Dövmeli Kız”ın yönetmeni Niels Arden Oplev ile bu filmle birlikte uluslararası bir başarı yakalayan Noomi Rapace’i yeniden bir araya getiren “İntikam Benim”, merkezinde bir aşk hikâyesi barındıran, New York şehrinin yeraltı dünyasında geçen bir aksiyon filmi. Rapace’a eşlik eden aktör ise Colin Farrell.

Efsane aşk yeniden beyazperdede

Büyük UmutlarGreat ExpectationsYönetmen: Mike Newell2012/İngiltere/128

Charles Dickens’ın aynı adlı ünlü romanı bir kez daha beyazperdede. Bu kez kamera arkasında “Dört Nikah Bir Cenaze”, “Harry Potter Ateş Kadehi” filmlerinden hatırlayacağımız Mike Newell bulunuyor. Yakın zamanda “Now Is Good/Aşk, Şimdi”de izlediğimiz Jeremy Irvine ile “Jane Eyre”, “Anna Karenina” gibi kostümlü dramaların gedikli oyuncusu Holliday Grainger, romanın meşhur aşıkları Pip ve Estella’yı canlandırıyor. Helena Bonham Carter ve Ralph Fiennes da usta sınıfından onlara eşlik ediyorlar. Romanın en iyi uyarlamalarından biri değil kuşkusuz ancak tutkunlarının ilgisini çekecektir.

Her hapı yutma

Acı ReçeteSide EffectsYönetmen: Steven Soderbergh2013/ABD/116

Yazının Devamını Oku