Aşk bir ömür sürer mi?
Seninle Bir ÖmürThe Longest RideYönetmen: George Tillman Jr2015/ABD/139’
Nicholas Sparks’ın çok satan romanından uyarlanan film, hayatları iç içe geçmeden önce pek de ortak noktası olmayan iki çiftin yaşadıkları üzerinden “Ömür boyu aşk ve mutluluk mümkün müdür” sorusunun peşine düşüyor. Henüz ilişkilerinin başında olan Luke ve Sophie, rastlantı sonucu tanıştıkları, hayatının sonlarında olan Ira’nın mektuplarıyla geçmişe gidecek, bu aşk hikâyesinden yola çıkarak hayatlarını gözden geçireceklerdir. Geçtiğimiz günlerde “Tomorrowland”de izlediğimiz Britt Robertson ve Hollywood’un genç jönlerinden Scott Eastwood başrollerde.
Şifa geçmişte değil gelecekte
Paramparça AloftYönetmen: Claudia Llosa2014/İspanya-Kanada/112’
İlk filmi “The Milk of Soorow/Acı Süt” ile dikkatleri üzerine çeken ve Oscar’a aday olan Perulu kadın yönetmen Claudia Llosa’nın ikinci filmi “Paramparça”, oyunculukları, gizemli hikâyesi ve görüntüleriyle ilgiyi hak eden bir film. Nana’nın oğlu Ivan’ı terk etmesinin üzerinden 20 yıl geçmişken, genç bir gazeteci Ivan’ın izini bulur ve anne oğulu buluşturmak için onunla birlikte Nana’nın yaşadığı yere, dünyanın öteki ucuna yolculuğa çıkar. Jennifer Connelly, Cillian Murphy ve Melanie Laurent’in başrollerini paylaştığı film, haftanın da en iyi seçeneği.
Sudan’dan Amerika’ya
İyi Bir YalanThe Good Lie Yönetmen: Philippe Falardeau2015/ABD/110’
Yarının DünyasıTomorrowlandYönetmen: Brad Bird2014/ABD/95’
“İnanılmaz Aile” ve “Ratatuy” gibi iki başarılı animasyon yönettikten sonra “Görevimiz Tehlike 4 - Hayalet Protokol” ile kurmacaya başarılı bir geçiş yapan Brad Bird, yeteneğini bu kez de bilimkurgu türünde gösteriyor. George Clooney ve Britt Robertson’ın başrolünde olduğu filmin konusu ise şöyle: Hayal kırıklıklarından yorgun düşmüş, bir zamanların dahi çocuğu Frank Walker ile zeki, iyimser ve bilime meraklı Casey Newton, Yarının Dünyası olarak bilinen, zamanda ve uzayda esrarengiz bir şekilde var olan yerin sırlarını ortaya çıkarmak üzere tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar. Türün hayranları kaçırmasın.
Gosling kamera arkasında
Kayıp NehirLost River Yönetmen: Ryan Gosling2014/ABD/95’
“Drive”, “Crazy, Stupid, Love/Çılgın Aptal Aşk” filmlerinden tanıdığımız oyuncu Ryan Gosling, bu kez kendi yazıp yönettiği bir filmle karşımızda. Evini kaybetmemek için acil paraya ihtiyacı olan olan genç bir kadının, bir gece kulübünde çalışmaya başlaması ve bu klüpte dönen esrarengiz olayları konu alan film, Mad Men’in Joan Harris’i Christina Hendricks’i başrole taşıyor. Filmin aldığı eleştiriler Gosling’in yönetmenliğinin oyunculuğu kadar iyi olmadığı yönünde.
Birini seçmelisin
Gece TakibiRun All Night Yönetmen: Jaume Collet Serra2015/ABD/110’
Uzun süre mafya babası Shawn Maguire’ın en iyi arkadaşı olan tetikçi Jimmy, bir polis memuru tarafından esir alınmıştır. Jimmy, kendisinden uzun zaman önce uzaklaşmış oğlu hedef haline geldiğinde, suç dünyasındaki ailesi ve kendisini terk etmiş gerçek ailesi arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Jimmy’nin geçmiş hatalarının tek kefareti oğlunun hayatını bir silahın ucundan korumak olacaktır. Aksiyon arıyorsanız beklentilerini yüksek tutmadan izleyebilirsiniz.
Carey Mulligan ile “Çılgın Kalabalıktan Uzak” ve Michelle Williams ile “Aşk Uğruna”, romantik filmlerden hoşlananlar için birebir. Hayranlarının 20 yılı aşkın süredir beklediği “Mad Max: Fury Road” ise, yılın en iyi bilimkurgularından olmaya aday!
Mad Max: Fury RoadYönetmen: George Miller2015/Avustralya-ABD/120’
Post-apokaliptik türünün yaratıcısı ve efsanevi “Mad Max” filmlerinin ardındaki asıl isim George Miller, efsane yol savaşçısı Max Rockatansky ile yeniden aramızda. En son 1985’te bıraktığımız serinin dördüncü filmi, hayranları tarafından yılardır bekleniyordu. Furiosa adlı liderlerinin peşinde çorak topraklardaki savaş ortamından, sürekli kaçarak hayatta kalmaya çalışan bir grubun arasına sürüklenenen Mad Max’in bu seferki düşmanı, Immortan Joe. Mel Gibson’la özdeşleşen Mad Max’e bu kez Tom Hardy hayat verirken, Charlize Theron’u da Furiosa rolünde izleyeceğiz. İlk izlenimler beklediğimize değdiği yönünde, kaçırmayın!
Bir kadının portresiÇılgın Kalabalıktan UzakFar From The Madding CrowdYönetmen: Thomas Vinterberg2015/İngiltere-ABD/119’
En son “The Hun/Onur Savaşı” ile hayranlığımızı artıran Thomas Vinterberg’in yeni filmi, Thomas Hardy’nin romanından uyarlama. Özgür ve cesur bir genç kadın olan Bathseba’nın, amcasından miras kalan çiftliğin başına geçip de özgürlüğünü ellerine alışı ve bu yeni hayatında, birbirinden çekici üç adam arasında kararsız kalan tutkusunu konu alan film, Carey Mulligan ve Matthias Schoenaerts gibi iki yeteneği bir araya getiriyor. Kostümlü dramalardan hoşlananlar kaçırmasın.
90’lar diskosuna hoş geldinizEdenYönetmen: Mia Hansen-Løve2014/Fransa/131’
“Un amour de jeunesse/Elveda İlk Aşk”ıyla hatırlayacağınız Fransız yönetmen Mia Hansen-Løve, dördüncü uzunu “Eden/Cennet”te, ‘Fransız dokunuşu’ denilen Daft Punk ve Cassius gibi efsanelerin doğuşuna tanıklık etmiş elektronik müzik akımın kurucularından Fransız DJ Paul’un 18 yıllık yükseliş ve düşüş hikayesini anlatıyor. French House’un en ünlü isimlerinden Daft Punk’ı da bu hikayeye yerleştiren Hansen-Løve, 90’ların atmosferini ve müziğini etkileyici bir şekilde kullanıyor. Müzik tutkunları için bulunmaz fırsat.
Dış görünüşe aldanmaTinker Bell ve Canavar EfsanesiTinker Bell and the Legend of the Never BeastYönetmen: Steve Loter2014/ABD/79’
Burgonya DüküThe Duke of BurgundyYönetmen: Peter Strickland2014/İngiltere/104’
Otuzlu yaşlardaki Evelyn, her gün, günlük ev işlerini yapmak için Cynthia’nın evine gider. Cynthia’nın Evelyn’e verdiği görevler mahrem, sınırları aşan ve aşağılayan noktalara gelir ancak Evelyn hiç itiraz etmez. İkilinin her gün uyguladıkları bir ritüel haline getirdikleri bu durum her defasında Evelyn’nin cezalandırılmasıyla son bulur. Evelyn’nin bağımlılığı ikilinin ilişkisini kopma noktasına getirir. “Katalin Varga” ve geçen yıl !f İstanbul’da görücüye çıkan “Berberian Sound Studio” filmleriyle şaşırtan ve bir sonraki işini merakla beklediğimiz Peter Strickland, bizi hayal kırıklığına uğratmıyor ve çarpıcı bir film ortaya koyuyor. Kuşkusuz, haftanın en iyisi!
KUSURLU BİR ANDERSON FİLMİ
Gizli KusurInherent ViceYönetmen: Paul Thomas Anderson2014/ABD/148’
“Boogie Nights/Ateşli Geceler”, “Magnolia/Manolya”, “There Will Be Blood/Kan Dökülecek” ve “The Master” gibi her biri modern klasiğe dönüşmüş filmlerin dahi yönetmeni Paul Thomas Anderson’ın son filmi, bizi 60’lar sonu Kaliforniya’sına götürüyor. Thomas Pynchon’ın romanından uyarlanan “Gizli Kusur”, özel dedektif Doc Sportello’nun kayıplara karışmış eski sevgilisinin yeni hayatındaki gizemi çözmeye çalışmasını konu alıyor. Joaquin Phoenix, Josh Brolin, Owen Wilson, Reese Witherspoon’u sıradışı rollerde izleyeceğimiz filmin, seyirciyi adeta ikiye böldüğünü, hayranları kadar nefret edenlerinin de olduğunu hatırlatalım. Seçim sizin.
SEVİŞMEYLE GEÇEN LANET
Peşimdeki ŞeytanIt FollowsYönetmen: David Robert Mitchell2014/ABD/100’
Wim Wenders’in dokunaklı belgeseli “Toprağın Tuzu” ve Nesimi Yetik’in yönettiği, Tansu Biçer’in muhteşem oynadığı “Toz Ruhu” ise haftanın en iyi seçenekleri.
Yenilmezler: Ultron ÇağıAvengers: Age of UltronYönetmen: Joss Whedon2015/ABD/141’
Üç yıl önce izlediğimiz ilk filmin gişe başarısı, yapımcıları fena halde memnun edince Yenilmezler’in uzun soluklu bir seriye dönüşmesi de kaçınılmaz oldu. İkinci filmde Yenilmezler ekibinde Thor, Black Widow, Iron Man, Kaptan Amerika ve Hulk, Hawkeye ve Nick Fury’nin yanı sıra Quicksilver ve Scarlet Witch de maceraya katılıyor. Tony Stark uyku halinde olan bir barış programını başlatmayı deneyince, işler ters gider. Kahramanlarımız bir yandan gezegenin kaderini dengede tutabilmek için bir teste tabi tutulurlar. Bu arada bir önceki filmde bıraktığımız Ultron’un korkunç planlarını durdurmak Yenilmezler’e düşer. Kahramanlarımızın hayranları kaçırmayacaktır.
Toz ruhlu bir adamToz RuhuYönetmen: Nesimi Yetik2014/Türkiye
İstanbul’da gündelikçi olarak çalışan ve arabesk müzik dinleyerek ve şarkılar besteleyerek kendi halinde, mutlu dünyasında yaşayan 30’larının sonundaki bir adamın yaşadıklarını anlatan “Toz Ruhu”, Adana ve Malatya film festivallerinde “En İyi Film” seçilmişti. Ödüllü kısalarıyla tanıdığımız Nesimi Yetik’in ilk sinema filmi, beyaz perdede pek de göremediğimiz incelikte bir erkek karakter yaratıyor. Özellikle başroldeki Tansu Biçer’in oyunculuğuna dikkat.
Dokunaklı bir yolculukToprağın TuzuThe Salt of the Earth Yönetmen: Wim Wenders, Juliano Ribeiro Salgado2014/Fransa-Brezilya-İtalya/110’
Uluslararası uyuşmazlıklara, açlığa ve toplu göçlere tanıklık eden ünlü fotoğrafçı Sebastio Salgado’nun, oğlu Juliano ile çıktıkları bir seyahate usta yönetmen Wim Wenders da eşlik ediyor ve ortaya benzersiz, dokunaklı bir film çıkıyor. Wenders’in yönetmen koltuğunu Salgado’yla paylaştığı film, Cannes’dan iki ödül almış, Oscar’larda da belgesel dalında aday olmuştu. Haftanın en iyilerinden, kaçırmayın!
Çocuklara masalKarlar Kraliçesi 2The Snow Queen 2Yönetmen: Aleksey Tsitsilin2014/Rusya/78’
Festivalin dolu dolu programında kaybolduysanız aşağıdaki liste tam size göre.
45 Yıl: ‘Weekend/Hafta Sonu’ filmiyle kalbimizi ele geçiriveren, ‘Looking’ dizisiyle de TV dünyasına ‘hayatta geyler de vardır’ restini çeken Andrew Haigh’in yeni filmi, 45. yıl dönümlerini kutlamaya hazırlanan bir çiftin, geçmişten kalma bir sırla sarsılan düzenlerini anlatıyor. Charlotte Rampling ve Tom Courtenay’in Berlin’de Gümüş Ayı’yla taçlandırılan oyunculuklarına dikkat.
* Karanlık Vadi: Avusturya sinemasının geçen yılki gururu olan film, 19. yüzyılın sonlarında, karlı Alpler’de bulunan bir köyde geçiyor ve köye sığınmak zorunda kalmış bir yabancının başına gelenleri anlatıyor. Western türüne yeni bir soluk getiren film, yurt dışı festivallerinin de gözdesiydi.
* Aylak Vampirler: The Guardian eleştirmeni Peter Bradshaw’un ‘Yılın en iyi komedisi’ saydığı, Paracinema’nın ise ‘Shaun of the Dead’ten beri yapılmış en iyi korku komedisi’ sözleriyle kaşıladığı bu çılgın korku komedi mockumentary’si, aynı evde yaşayan Yeni Zelandalı üç yaşlı vampirin yaşadıklarını anlatıyor.
* Beden: ‘In the Name of’ ve ‘Elles/Kadınlar’ filmleriyle tanıdığımız Malgorzata Szumowska’ya Berlin’den yönetmen ödülü getiren film, Anna adlı psikiyatristle yolları kesişen bir sorgu yargıcı ve anoreksiya hastası kızının yaşadıklarını konu alıyor. Polonya sineması tutkunları kaçırmasın.
* Victoria: Gece kulübünde tanıştığı bir arkadaş grubuyla maceraya sürüklenen, ancak bu maceranın bir kabusa dönüşeceğini sonradan fark eden Victoria’nın hikayesine odaklanan film, Berlin’den üç ödülle birden dönmüştü.
* Yüzündeki Sır: En son ‘Barbara’sını çok sevdiğimiz Christian Petzold’un yönettiği film, Nazi kampından sağ kurtulmayı başaran bir kadının savaş sonrasında kocasını arayışını ve geçmişiyle yüzleşmesini konu alıyor. Başroldeki Nina Hoss çok başarılı.
* Kaydet, Ben Bir Arabım:
Tek AşkımThe One I LoveYönetmen: Charlie McDowell
Parçalanmaya yakın ilişkilerini kurtarmak amacıyla tatile çıkan genç bir çiftin başından geçen garip olayları anlatan “Tek Aşkım”ın kamera arkasında Malcolm McDowell’ın oyuncu kimliğiyle tanıdığımız oğlu Charlie oturuyor. McDowell bu ilk uzununda, karabasana dönüşen bir oyun içinde çırpınan çiftin komik hikâyesini Mad Men’den Elisabeth Moss ile bağımsız sinemanın tanınmış yüzlerinden Mark Duplass’ın harika uyumu eşliğinde anlatıyor. “Tek Aşkım”, kadın-erkek ilişkilerine dair uzun zamandır sinemalara uğrayan en yaratıcı film, kaçırmayın!
Kuzular şehirde
Kuzular FirardaShaun The Sheep The Movie Yönetmen: Mark Burton, Richard Starzak2015/İngiltere-Fransa
2007’den beri İngiltere’de büyük ilgi gören TV dizisinin sinema uyarlaması olan “Kuzular Firarda”, çiftçi sahiplerini bulmak için şehre giden ve insanların arasına karışan koyunların hikayesini anlatan eğlenceli bir animasyon.
Ölünce sevemezsem seni
Senden Bana KalanYönetmen: Abdullah Oğuz2015/Türkiye
Film, yasaklarla dolu günümüz Türkiye medyasını sıklıkla hatırlatıyor.
RosewaterYönetmen: Jon Stewart2014/ABD/103’Sadece ekran başarısıyla değil, Amerikan popüler kültürünün en etkili isimlerinden biri sayılan 13 Emmy ödüllü Jon Stewart’ın ilk yönetmenlik denemesi olan “Gül Suyu”, İran asıllı Kanadalı gazeteci Maziar Bahari’nin anılarına dayanıyor. Bahari’nin İran’da 118 gün boyunca işkence görerek gözaltında kalışının hikâyesini anlatan ve Gael Garcia Bernal’in başrolde olduğu filmde Haluk Bilginer’i de Bernal’in babası rolünde izliyoruz.
SUÇLU KİM?Daire The Loft Yönetmen: Erik Van Looy2014/Belçika-ABD/108’
2008 tarihli Belçika filmi “Daire” aynı yönetmenle ama bu kez Amerikalı oyuncularla bir kez daha beyazperdede. Tek gecelik ilişkileri için bir daire tutan 5 adamın, bir sabah burada bir kadın cesediyle karşılaşmaları sonrası yaşadıklarını anlatan bu gerilim, aslının başarısına ulaşamıyor ne yazık ki. Başrollerde ise Karl Urban, James Marsden, Wentworth Miller gibi ünlü aktörler sıralanmış durumda.
KURT KADINLAR DA VARDIRHayvan DüşüWhen Animals DreamYönetmen: Jonas Alexander Arnby2014/Danimarka/88’
Genç bir kadının büyüdükçe vücudunda belirmeye başlayan değişikliklerin ardındaki gizemi konu alan Danimarka filmi “Hayvan Düşü”, kurt adam türüne incelikli ve etkileyici bir yorum getiriyor. “Let the Right One In/Gir Kanıma” ve “Ginger Snaps” gibi klasiklerle karşılaştırılan filmde, özellikle kurt kadın rolündeki Sonia Suhl çok başarılı.
BU PİRAMİTTEN ÇIKAMAZSINPiramitin LanetiThe Pyramid Yönetmen: Gregory Levasseur2014/ABD/89’