Paylaş
Rusya’nın, daha sonra da ABD’nin kullandığı, yönettiği taşeron örgütün uyuşturucu satarak kendini finanse ettiğini...
Ve sigara, alkol ve akaryakıt kaçakçılığı yaptığını...
En büyük kötülüğü de ülkemizde namusu ve şerefiyle yaşayan Kürt vatandaşlarımıza yaptıklarını da...
*
Birkaç günden beri Diyarbakır’da tuhaf şeyler yaşanıyor...
Aydın, yazar ve siyasetçi adı altında 194 kişi basın toplantısı düzenliyor...
194 kişi PKK’ya hukuku hatırlatıyor..
Saldırılarını durdurmasını istiyor...
Ve kayıtsız şartsız silahları bırakmasını da... Seviniyoruz değil mi?
*
194 kişinin düzenlediği basın toplantısında silahların bırakılması ve saldırıların durdurulması talep ediliyor...
Lakin bu barış çağrısını Türkiye için yapmıyorlar!
Kuzey Irak yani Barzani için yapıyorlar...
Kendilerini aydın, yazar ve siyasetçi diye tanımlayan 194 kişi bir gün dahi üzerinde asırlardan beri yaşadıkları, büyüdükleri, yedikleri, içtikleri topraklar için böylesine açık bir çağrı yapmadı...
Ve Mehmetçikler şehit edilirken de...
Kentler bombalanırken, okullar yakılıp yıkılırken bile...
*
194 kişinin imzaladığı ortak açıklamada PKK’nın Kuzey Irak’taki hukuku, egemenliği ve iktidarı tanımadığından şikâyet ediliyor...
PKK’yı işgalci ilan eden 194 kişinin basın bildirisinde deniliyor ki:
PKK, Kürdistan Federe Bölgesi’nde yabancı, işgalci ve terörist bir güçtür.
Biz istiyoruz ki, Kürdistan’dan barışçıl bir şekilde çıksın ya da çıkarılsın...
*
Aklımızla, yüreğimizle asırlardan beri alay eden bu hain zihniyetin gerçek yüzü bu işte...
Ve içimizdeki hain yüzlü aydın, gazeteci, yazar, sanatçı diye geçinenlerin de...
20 yaşında hayatını dağlarda hain kurşunlarla veren Mehmetçikler için bir gün dahi tek bir satır yazmadılar, bir şarkı söylemediler...
İstanbul, Ankara’nın ortasında dağlardaki eşkıyalara, teröristlere bahar gelecek şarkılarını söylediler... Dağlarda şehit düşen Mehmetçikler için ıslık çaldılar...
*
Ve bu 194 kişi kendilerine Kürt aydın, yazar ve siyasetçi demiş...
Kimse bu 194 kişiye bir şey demedi, itiraz etmedi bile...
Oysa, ihanetin Kürt’ü ve Türk’ü yoktur...
Ne dini ve ne de milleti...
Ülkesine, bayrağına, milletine sadakati olmayanların ırkı hangi millet olursa olsun yine de bir anlamı yoktur...
Tuhaf şeyler oluyor işte...
*
Ve asırlardan beri içinde gezdirdikleri hayalini de açıklıyorlar...
PKK’lılara diyorlar ki:
Kürdistan Federe Bölgesi bu aşamada bütün Kürdistan parçalarının ve dünya Kürtlerinin umududur...
Onun bir zarara uğraması, bütün Kürtlerin zarar görmesine yol açar...
*
40 yıldan beri bu ülkeye 600 milyar dolar zarar veren, ormanlarını yakan, Mehmetçikleri şehit eden, binlerce insanı katleden ve her türlü pisliğe ve ihanete bulaşan bu eli kanlı taşeron terör örgütü PKK’ya bir şey demeyeceksiniz ama söz konusu Kuzey Irak olunca içinizdeki pisliği kusacaksınız...
Ve ihanetinizi de Kürt kimliği adı altında gizleyeceksiniz...
*
Neşet Ertaş’ın Karacaoğlan’ın mısralarından yola çıkarak söylediği bir türkü gelip yüreğimize bir kurşun gibi değiyor...
Karacaoğlan diyor ki:
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksuzluk bir ölüm...
Kaç asırdan beri bu milleti ayrılıklarla, yoksuzluklar ve ölümlerle bir araya getirmeyen PKK gibi sayısız terör örgütü yüzünden barışa giden tüm yollarımıza mayın döşemişler...
Her şeyin yoksuzluğu da yoksulluğu getirmiş...
Tuhaf şeyler oluyor işte...
Paylaş