Ve güzel şeyler

Güzel şeyler söyleyecektik...

Haberin Devamı

Olağanüstü güzel şeyler...

Şiirler...

Şarkılar...

Ve türküler...


Güzel şeyler yazacaktık...

Olağanüstü güzel şeyler...

Romanlar...

Hikâyeler...

Ve masallar...


“Anne ben geldim, ağdaki balık

Bardaktaki su kadar umarsızım” diyen Ahmet Erhan’ın umarsızlığına düşmeyecek...


“Acı çekmek özgürlükse

Özgürdük ikimiz de” diyen Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi acı çekmeden de özgür olacak...


“Bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene

Bir haftada yaza yaza tükeniverdi” diyen Nâzım Hikmet gibi içeri düşmeden de kurşun kalemle yazacak...


“Zindan iki hece, Mehmed’im lâfta!

Baba katiliyle baban bir safta!” diyen Necip Fazıl’ın uyardığı yaman çelişkiyle tanışmayacak...
 

“Yine akşam oldu,

Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine” diyen Sezai Karakoç’un akşamlarındaki yalnızlığı yaşamayacak...

Haberin Devamı

“Lâmbamda titreyen alev üşüyor

Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban!” diyen Abdürrahim Karakoç’un kâğıtlara yazılmayacak ve “değerli” aşkları yaşayacak kadar güzel şeyler...

 

“Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;

Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle” diyen Yahya Kemal’in kanayan rengiyle her gün açan gülleri koklayacak...

“Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden

İtler bile gülecek kimsesizliğimize” diyen Nihat Atsız’ın kimsesizliğiyle kendimize güldürmeyecek...

“Ne demekmiş

“Yasak!”

İşiniz mi kalmadı

Yapacak?” diyen Arif Nihat Asya’nın sorusunu bir daha sordurmayacak...

“Ne kadınlar sevdim zaten yoktular

Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir” diyen Attilâ İlhan’ın olmayan kadınları sevecek...

“Seni, anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara” diyen Ahmed Arif’in anlatamadıklarını anlatabilecek...

“İnsansız adalet olmaz

Adaletsiz insan olur mu?” diyen Özdemir Asaf’ın aradığı adaleti bulacak...


“Memleket isterim

Ne başta dert ne gönülde hasret olsun” diyen Cahit Sıtkı Tarancı’nın istediği memlekette yaşayacak...


“Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.

Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme” diyen Mevlânâ’yı bırakıp da başkalarına meyletmeyecek dostları bulana kadar güzel şeyler yazmalıyız, söylemeliyiz...

Haberin Devamı


Güzel şeyler söyleyerek gitmeliyiz dünyadan.

Ve güzel şeyler bırakarak...

Hiçbir ihanetin, hiçbir cinayetin, hiçbir kötülüğün, hiçbir hırsızlığın, hiçbir yalan ve iftiranın, hiçbir düşmanlığın kimsenin yanına kâr kalmayacağını bilerek...


Ve inadına güzel şeyler yaşatmak için güzel şeyler yaşamak gerektiğini bilecek kadar güzel şeyler yapmalıyız...

Güzel insanlar olmak zorundayız...

Yazarın Tüm Yazıları