Paylaş
Birileri zeytinyağına başka yağları karıştırıp satıyor.
Ve birileri de telefonla milyonlarca lira dolandırıyor...
Kurdukları şirketlerle trilyonlar çarpıyor...
*
Birileri ‘Hocayım’ diyerek kadınların çıplak bedenine dua yazdığını söylüyor...
Birileri ‘Şeyhim’ diye kendini ilan ediyor ve garabet şeylere imza atıyor...
Birileri ‘Şifacıyım’ diyerek bitkileri karıştırıp satıyor...
Para ve güç dağına giden yolda her şeyi normalleştirmenin ve mubah görmenin sorumsuzluğunu yaşıyoruz...
*
Birileri sabahtan akşama kadar televizyon ekranlarında ‘Şunu yiyin’ diyor başka birileri ise tersini söylüyor...
Her kafadan farklı bir beslenme çantasının çıktığını gören toplumun aklı karışıyor...
Bin yıldan beri hâlâ neyi nasıl yiyeceğimizi, neyi yemeyeceğimizi bilmiyoruz...
Pusula kaybedilmiş adeta...
*
Birileri sabahtan akşama kadar medyanın her alanında ‘Şu caiz, bu değil’ diyor başka birileri de tam tersini söylüyor...
Her kafadan farklı bir fetvanın verildiğini gören toplumun aklı, kalbi, istikameti ve imanı da karışıyor...
Bin beş yüz yıldan beri mensup olduğu dinin hukukunu bilmeyen toplum kendini bir labirentin içinde kaybediyor...
*
Neyi yiyeceğini ve sağlıklı bir yaşamın reçetesini bilmeyen, neye, nasıl inanacağı konusunda her gün farklı bir fetvanın peşine sürüklenen büyük bir kalabalık haline ne zaman geldik?
Bilmiyoruz...
Bir post serip iki vaaz verenin şeyhliğini ilan ettiği, iki otu karıştırıp bir şeylere çare bulduğunu söyleyenlerin şifacıdan sayıldığı bir ülkeye ne zaman dönüştüğümüzü de...
*
260 üniversiteye, binlerce devlet okulları ve yüzlerce özel okula rağmen niye bu haldeyiz?
Bilmiyoruz...
Herkes konuşuyor ama sonuç ise sıfırla bitiyor...
İçinde bulunduğumuz asrın en büyük salgını virüs ise aramızda gezinmeye devam ediyor...
Bilim adamları çok şey söylüyor ama hepsinin bulduğu tek çözüm maske ve mesafe...
Gerisi sayısız hikâyelerden ibaret...
Ve dünyanın tüm insanları maskeyle uçurumların eşiklerinde gezinmeye devam ediyor...
*
Tarım Bakanlığı’nın denetimleri sonucunda bozuk gıda üreten firmalar ilan ediliyor...
İfşa edilen firmalara ve ürettikleri ürünlerin içine koyduklarına baktığımızda oldukça şaşırıyoruz...
Bu şirketlere, sahiplerine ve yöneticilerine en ağır cezalar verilmedikçe halkın sağlığı üzerinden para ve güç kazanmaya devam edilecek...
Gıda sektöründe ömür boyu şirket kurmalarına, faaliyet göstermelerine de engel olunacak yasaların çıkarılması gerekiyor...
*
Milletin canını hiçe sayan açgözlülerden, gıda teröristlerinden hesap sorulmalı...
Cinayet sadece insan öldürmekle işlenmiyor...
Namusuyla çalışıp evine ekmek götürenlerin ekmeğine kan doğrayanlar da aynı suçu işliyor...
Halkın sağlığını hiçe sayarak ürettikleri bozuk gıdalar yüzünden kaç kişinin hastane köşelerinde tedavi gördüğünü bilmiyoruz ama her geçen gün kanser, şeker, kalp, damar, tansiyon, mide, bağırsak, diş ve cilt hastalıklarıyla insanların mücadele ettiğini biliyoruz...
*
Ebussuud Efendi’nin yaptığı gibi ekmeği çamurdan yapan fırıncıyı kulağından duvara çivilemedikçe anlaşılıyor ki bir şeyler hiç düzelmeyecek...
Çivi ise yasadır, kanundur...
Yapanın yanına kâr kaldığı bir asırda halkın dini, imanı, sağlığı, eğitimiyle birileri oynamaya devam edecek...
Cezalandırılan suçlular beş on yılda bir ‘Cezaevleri doldu’ gerekçesiyle tahliye edildikçe her şey zor düzelir...
Ve hayatın her alanında büyük kalabalıklar uçurumların eşiklerinde gezinmeye devam ediyor...
Paylaş