Paylaş
Elbette, dünyanın her yerinde büyük yangınlar var...
Muhalefet partilerin siyasi söylemlerini ve iktidarı suçlamasını bir yana bırakıp halkımızın feryadını, acısını, sitemini iyi okumak lazım...
Yaşanan olaylara çoğu zaman üçüncü bir gözle bakmak gerekiyor...
Böyle bakmayı başaramazsak hiçbir olayı, krizi, sorunu ve yangını çözemeyiz...
Üçüncü bir gözle bakmayı başarabilirsek büyük kalabalıkların öfkesinin nedenini de öğrenmiş oluruz...
Ve öfkesini de dindirmiş olabiliriz...
*
Halk iktidara “Neden yangın çıktı?” diye feryat etmiyor...
Elbette dünyanın her yerindeki yangınları izledi, izliyor ve ağır sonuçlarını da takip ediyor...
Avustralya, ABD ve Rusya gibi güçlü devletlerde dahi büyük yangınların olabileceğini de görüyor...
Lakin bu devletlerin yangın söndürmeye karşı büyük tedbirler aldıklarını, uçak filolarının kurulduğunu da biliyor...
Halkın öfkesine üçüncü bir göz olarak bakabilirsek meseleyi çözeriz...
Çünkü, üçüncü göz her zaman bağımsızdır ve olaylara daha empati yaparak bakabilir ve gerçek sorunu, öfkeyi yetkili makamlara anlatabilir...
Anlatıldığında büyük kalabalıkların feryadı, öfkesi, acısı anlaşılabilir...
*
Halkın öfkesi, dünyanın her yerinde büyük yangınlar olmasına rağmen neden yangınlara müdahalede gecikme yaşanıyor?
Ve yangın söndürme filosu neden yetersiz?
İşte bu iki soruyu soruyor ve cevabını arıyor...
Yangınlara karşı ilgili tüm kurumların, belediyelerin hazırlıklı olması gerektiğini ve yangın çıktığında da hatasız bir organizasyon istiyor...
Ormanı, evi, hayvanı ve canı yanan büyük kalabalıklarla büyük bir siyasi kavgaya tutuşmak meselenin çözümü değildir...
Ve büyük kalabalıkların öfkesini söndürmeye yetmeyeceği gibi daha da alevlendirmeye ve provokasyonlara açık bir alan bırakmaya yarar...
Daha da ötesi halkı yeni bir siyasi kamplaşmaya götürür...
*
Çözüm üretmek gerekiyor...
Ve de krizlere hazırlıklı olmak...
Üçüncü bir göz olarak çözüm projelerine odaklanma zamanı...
Bu konuda bugüne kadar en iyi çözümü emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz yapıyor...
Diyor ki:
- Bazı görevler, sizi hiç ihtiyaç yokken her türlü hazırlık yapmaya zorlayan görevlerdir. Doğal afetlerin tamamı böyledir.
- Bu hazırlığı en iyi organize edebilecek kurumlardan biri TSK’dır.
- TSK’nın, ordunun altyapısı aracılığıyla Milli Savunma Bakanlığı ya da Jandarma ile eşgüdümlü olarak İçişleri Bakanlığı bünyesinde yangın söndürme filosu kurulması gerekiyor...
*
“Bugün bir yangın söndürme uçağının varlığı, bir savaş uçağı kadar değerli” diyen Yavuz:
- 1 milyar dolara 20 uçaklık bir yangın söndürme filosu kurulabilir.
*Türk ordusu bölgenin en güçlü hava kuvvetine sahip ama içinde doğru düzgün bir yangın söndürme uçağı yok...
“Paris Belediyesi’nin emrinde, kara kuvvetlerine bağlı, başında bir general bulunan itfaiye birimi var, maaşlarını da belediye ödüyor” diyen General Yavuz:
- Marsilya’da da ayrı bir sistem var...
- Ordular sadece savaş için hazır tutulmaz, aynı zamanda ülkenin geleceği ile ilgili her alanda görev yaparlar, göreve hazır hale getirilirler...
*
Ülkenin geleceğiyle ilgili projesi, fikri ve çözüm önerisi olan herkesi bir araya getirip tedbirler almalı ve halka güven verilmeli...
Yoksa sosyal medya adreslerinde kimin hangi amaçla ve maksatla provokasyon yaptığını çözemeyiz...
Çünkü bu adreslerde gerçeklerle yalanlar, acıyla, öfke birbirine karışır...
Bu da kaosu doğurur...
Sükûnetle herkesin yüreğindeki yangını söndürme ve olağanüstü yeni tedbirler alma zamanıdır...
Siyaset, kavga ve kaos zamanı hiç değildir!
Paylaş