‘Şeytani’ düşünceler...

Kimse kendinden bir yere gitmiyor. Yaşıyoruz sessizce, yaramızı severek...

*

Sessizce yaşamaya çalıştığımız karantina günlerinde bile kimse sessizce yerinde duramıyor...

Ve kimsenin bir ders aldığı, çıkardığı veya çıkaracağı da yok gibi...

Ne savaşlar, ne de kavgalar bitiyor...

Bitirilmiyor...

*

Dünyanın birçok yerinde yaşananları seyrettikçe, okudukça bir şeylerin değişmediğine şahit oluyoruz...

Dünyanın en zengini Karun’un hazineleriyle birlikte yerin dibine gönderilmesinden, Kızıldeniz’in ikiye ayrılmasıyla Firavun’un helak olmasından ve daha nice musibetlerden ders çıkarmayan insanoğlu şeytani düşüncelerin değirmenlerine su taşımayı tercih etmiş...

*

“Zira dünya eski hamam eski tas” türküsündeki gerçeği yaşıyoruz...

Kaç yıldan beri söylüyor ve dinliyoruz ama bu türkünün bir şeylerin değişmediğine dair müzikal bir delil olduğunu söyleyebiliriz...

*

Eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa yaşadıklarını ‘Arap Birliği Yılları’ adlı bir kitapta yazmış...

Merkezi Londra’da bulunan ve Arapça yayınlanan Şarku’l Avsat gazetesi ise kitaptan ilginç bölümleri yayınlıyor...

Özellikle, Irak ve Sudan ile ilgili birçok olayın perde arkasındaki gerçekleri yazan Musa, göreve geldiğinde eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a “Irak’a Washington’ın hazırlandığı savaştan kaçma şansı vermeliyiz” diyerek Bağdat’a gittiğini ve Saddam Hüseyin ile yaptığı görüşmenin perde arkasını yazıyor... 

Saddam’ın bilinenin aksine BM’nin nükleer silah denetimi yapacak olan müfettişleri kabul ettiğini ama ABD ve müttefiklerinin savaş kararı verdiklerini anlatıyor...

Nitekim, ABD’de bazı yetkililer yıllar sonra kimyasal silah bulamadıklarını ve yanıldıklarını itiraf etmişlerdi...

Anlıyoruz ki, Saddam ‘ağzıyla kuş tutsa da’ ne kendi ne de Irak’ın akıbetini değiştiremeyecekmiş!

*

Dünya kamuoyunu bilgilendiren, yönlendiren ABD, AB ve İsrail medyasına göre Saddam suçlu idi ve nükleer silahlara sahipti...

O süreçte hem Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz hem de Irak Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan ile Bağdat’ta görüşmüştüm...

Ve TV programım ‘Baş Başa’ya konuk olmuşlardı... Programda Irak’ın kimyasal silahlara ve tesislere sahip olmadığını ısrarla vurgulayan Tarık Aziz’in “Kurtlar koyunları parçalamaya karar vermiş gerisi hikâye” sözlerini de hiç unutmuyorum...

*

Amr Musa perde arkasında yaşanan bu kadar önemli gerçekleri yıllar sonra bugün yazacağına ve söyleyeceğine o zaman çıkıp haykırarak söyleyebilseydi veya yazabilseydi belki birçok şey değişebilirdi...

Amr Musa ve Kofi Annan’ın ABD’nin korkusundan diplomatik söylemlerle olayın etrafında dolanmayı tercih ettikleri de gerçeğin başka bir yüzüydü...

*

“Geç gelen adalet, adalet değildir” diyoruz ya, bilmeliyiz ki geç söylenen sözler ve yazılar da adaletsizliktir...Sadece tarihtir...

*

Ürdün’de yeryüzünün en alçak noktası olan Ölü Deniz’de yapılan Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Amr Musa, görüşmemizde “Şeytani düşüncelerin içerisinde haklı olmanın bir işe yaramadığı günlerden geçtiğimizi” söylemişti...

ABD ve müttefikleri aynı oyunu Türkiye için yeniden sahneye koymaya çalışıyor...

Lakin Türkiye, Irak değil!

Çünkü biz “yaramızı da seviyoruz”...