Paylaş
Alman halkı ise ülkelerinde nükleer silah istemediklerini açıkça söylüyor...
ABD, Avrupalıları Rusya ile korkutuyor...
Rusya ise Avrupalıları korkutarak ayakta kalmaya çalışıyor...
*
Alman siyaset bilimcileri ise NATO’daki füzelerin Rusların füzelerini durduramayacağını ısrarla vurguluyor...
ABD’nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’nı (INF) bozmasını ileri süren Avrupalılar bu yüzden bir hayli ürkmüş gözüküyor...
Alman uzman Christian Mölling diyor ki:
- NATO, Rusya’dan yükselen ‘tehditlere’ karşı koyamayacak güçte...
- Ve Rus komuta merkezlerini imha edebilecek füzelere acil olarak ihtiyaç duymaktayız...
Yani, ABD’yi göreve çağırıyor...
*
ABD ise bu korkuları yöneterek Avrupa Ordu Komutanlığı’ndaki askerlerini ve teçhizatını güçlendirmek için nakliye şirketlerini ihaleye davet ediyor...
Rusya’nın Avrupalıları korkutması en çok ABD’nin işine geliyor...
ABD’nin bu korkuları yönetmek için Avrupa’ya yerleşmek daha çok işine geliyor...
Karşılıklı korkular konusunda olağanüstü bir tespitte bulunan Victor Hugo der ki:
- Korkutanlarla korkanlar arasında ister istemez, gerçek, sessiz bir suç ortaklığı vardır.
Mölling diyor ki:
- NATO öncelikle nükleer olmayan silahlar alanında harekete geçmeli, Rus füzelerini etkisiz hale getirmek için hava savunma sistemlerini geliştirmeli.
Kısacası, Rusya ve ABD arasındaki güç çatışmalarının yeni adresi Avrupa...
Büyük güçleri idare eden ordular, istihbarat kuruluşları, finans piyasaları ve silah sanayisinin dev şirketleri yine savaşlardan beslenmeye devam ediyor...
Ve korku şarkılarını da besteliyorlar...
“Kazanmak için önce düşman gerek” sözündeki saklı gerçekleri bir daha hatırlıyoruz.
Birileri iyi adamı, birileri de kötü adamı oynamaya devam ettikçe kimin iyi olduğunu asla bilmeyeceğiz...
Ve ne yapmak istediklerini de...
*
Hayalperestlerin karanlığın dibinde olduğundan artık hiç kuşkumuz yok...
Foreign Policy yazarı Joshua Geltzer ise Moskova’nın dizginlenmesinin şart olduğunu belirterek diyor ki:
- Rusya’nın ABD’den korkması lazım.
- Ve ABD aynı zamanda Rus halkının güvenini de kazanması lazım...
Kısacası, ya Rusya’nın dizginlenmesi ya da ilişkilerin düzeltilmesi gerektiğinin altını çiziyor...
Avrupa, hayaletleri kızdırmaktan çekiniyor...
Kendi içlerindeki çatışmaları ağırlaştırmaktan; esrarengiz durumlarını, bölünmüşlüklerini daha farklı dehşet günlerine sürüklenmemek uğruna sessizliklerini korumaya çalışıyor...
“Dehşette sessizlik vardır” diyen Hugo şöyle özetliyor:
- Çok korkanlar az konuşurlar, dehşet onlara “Sus” der sanki!
*
ABD ve Rusya karşılıklı korkularından Avrupa’ya, Ortadoğu’ya doğru paylaşımı tercih ettiklerine inanıyoruz...
Sonuçta, her olaydan ve savaşlardan kendileri kârlı çıkıyor...
Türkiye’yi de yıllarca bu korku senaryolarıyla yönettiklerinin şahidiyiz...
Paylaş