Gel geç köprüsü

Ve bir türlü kaçamıyoruz.

“Beka sorunu var” denildikçe birileri hâlâ işin dalgasında...

Son yüzyılda bu ülkenin yaşadıklarını günümüze kadar sıralarsak ayakta kalmasına bile hayret etmeliyiz...

Dünyanın kutuplaştırıldığı yıllardan küreselleştiği günümüze kadar büyük aktörlerin psikolojik savaşlarıyla uğraşıp duruyoruz...

Ya masalarda,

Ya cephelerde...

*

Şartların eşit olmadığı strateji hesaplarında kardeşlik, dostluk, ittifak ve müttefiklikten söz edilemiyor dahi.

Türkiye’yi yıllarca gel geç köprüsü gibi kullanmaya alışan küresel güçler bizi oyalayıp duruyor sınır boylarında...

Yüzyıllardan beri içimizi karıştırıp duruyorlar...

Ve terörize ediyorlar...

Biz her defasında bu pis oyunlarına yenik düşüyoruz.

*

Türkiye kendisine verilen bu pozisyona sürekli itiraz ediyor...

Son yirmi yıldan beri Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ilişkileri düzeltmek, pozisyonu güçlendirmek uğruna her türlü siyasi yola başvurmuştu.

Komşu devletler başta olmak üzere her devlete dost elini uzatmıştı.

Lakin elini uzatanların diğer ellerinde hançer saklıydı.

Her türlü ekonomik, siyasi kriz senaryolarını, darbe planlarını deneyen küresel güçlere artık itiraz etmiyoruz, isyan ediyoruz.

Ve bıçakların kemiğe dayandığı günden beri kendi duruşunu gizlemeyen Türkiye artık dünyaya sesleniyor:

Bu ülke gel geç köprüsü değil...

*

Ve sadece birkaç başlıkla özetleyelim:

Biz dost eli uzattıkça tüm iletişim kanallarını kapatarak bu ülkeyi sürekli cezalandırmak istemeleri...�

Bir darbeye bile seyirci kalarak ve alay edercesine ‘kontrollü’ diyerek meseleyi basite indirgemeleri...

“Kontrollü” darbecilere de kapılarını sonuna kadar açarak, pasaport vererek, koruyarak, iade etmeye yanaşmayacak şekilde ısrar etmeleri...

Ve bir günde tüm kapıların kapanma ihtimalinin olağanüstü yüksek olması gibi daha yüzlerce açık delil bu ülkenin beka sorunu değil de nedir?

*

Dostluklarla başlayan her şey günü geldiğinde alabora olabiliyor.

Devletlerin pis oyunları hiç bitmiyor, bitmeyecek de...

Sömürmeye, bölmeye, parçalamaya, yönetmeye alışmışlar bin yıldan beri.

Bunlara kızamıyorum artık, tüm kızgınlığım bin yıldan beri gel geç köprüsüne dönüştürüldüğümüzü görmeyenlere ve birlikteliği başaramayanlaradır...

Ve anlamakta zorlananlara...

Gerçekleri görmek için her gün davul-zurna mı çalmak lazım...