Paylaş
Diyor ki:
İyi insanlar harekete geçmediğinde, zafer kazanan şeytan olur.
*
“Yaşam, her yerde olduğu gibi, dünyanın kıyısındaki Norveç’te de adaletsiz” diyen yazar Lenth, geçimlerini balık çiftliklerinde çalışarak sağlayan insanların, fiyordun iklimsel zor şartlarında nasıl hayatta kalma mücadelesi verdiklerinin hikâyesini anlatıyor ve diyor ki:
Halkın sırtından geçinen çiftlik sahipleriyse kirli hesaplar peşinde.
*
Gıda endüstrisinde daha fazla kâr elde edebilmek için sermaye sahiplerinin ne kadar ileri gidebileceğini de öğrenmiş oluyoruz.
Ve sermayenin arkasındaki gizli güçlerin arasında görünmeyen politikacıların da varlığını...
Gıda terörizminin uluslararası boyutunun da ürkütücü gerçeklerini ve çıkar ilişkilerinin piramidini anlatıyor...
İklimsel krizleri küresel piyasalarda fırsata çeviren güçlere karşı anlıyoruz ki kimse bir şey yapamıyor...
Ya da yapmak istemiyor...
*
Ekonominin çarkının dönmesi uğruna eko-terörizm gittikçe büyüyor...
Haliyle yoksul ülkelerin yoksul insanları gelecekte büyük bir gıda kriziyle karşı karşıya...
Bill Gates de bu durumu görmüş olacağından yapay et üzerine büyük bir pazar kurmaya çalışıyor...
Yazılım pazarındaki tek oyuncu olduğu gibi...
Çünkü, aç insanların bilgisayar veya telefon yazılımlarına ihtiyaç duymayacağı endişesi taşıyor...
Aşı da dahil...
*
Sermayenin azgınlığına karşı duruş sergileyemiyor...
Çevrenin kirletilmesi de doğal olarak kaçınılmaz oluyor.
Uluslararası çevreci aktivistler yerli halkların ormanlarının toptan kesilmesini ve yakılmasını durdurdukları için öldürüldüğü Amazon’da.
2018’de dünya çapında öldürülen 164 belgelenmiş çevreci olay olduğunu söylüyor...
Kimsenin umurunda bile değil.
TV’lerde ‘vık vık’ herkes konuşuyor ama sanki bu yaşanan cinayetlerin üstünü kapatmak ve gerçeklere ulaşılmaması ve gündeme gelmemesi için...
*
ABD’de, Güney Dakota’da Keystone petrol boru hattını inşa etme planlarını protesto eden silahsız yerli göstericilerin göz yaşartıcı gaz, fasulye torbası mermileriyle kasti hedef alan polisler tarafından nasıl karşılandığını da anlatan aktivistlerden Medea Benjamin diyor ki:
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, olağanüstü hal yasalarını iklim ile ilgili ayaklanmaları kapsayacak şekilde genişleterek ‘eko-terörist’ olarak adlandırılan ve karşı ayaklanma operasyonlarına maruz kalan çevre aktivistlerinin baskı altına alınmasını kolaylaştırıyor.
*
Yanlışa karşı çıkanlar terörist ama dünyayı kirleten ve krizlerden çıkar sağlayan sermaye sahiplerini ise suçsuz kabul eden anlayışı devletlerin güvenlik güçleri koruma altına alıyor...
Dünyadaki bu gelişmelere karşı tedbirli olmalıyız...
Yoksa, azim ve kararlılıkla yıllarca sürdüreceğimiz başka bir terörle karşı karşıya kalabiliriz.
Yani, eko-terörizm...
Paylaş