Bir nehrin kenarında

Kırmızı bir tekne Sen Nehri’nin kirli sularında usulca gidiyor...

Haberin Devamı

Evlerin ışıkları nehrin kirli sularını aydınlatıyor ve tüm pencereler suyun içinde yüzüyor gibi...

Nehir kenarındaki kaldırımlarda yürüyen insanlar çadır kurup dilenen düzensiz göçmenlerin yani bir nevi modern çağın “Sefiller”inin yüzüne bile bakmıyor...

Oysa Louvre, Orsay müzelerinin önlerinde kilometrelerce kuyrukta saatlerce bekleyen insanlar içerdeki resimleri seyretmek için para veriyor...

Bu ne yaman çelişki diyebiliyoruz...

*

Fransa’nın başkentinde bir yandan yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçim telaşı diğer yandan düzensiz göçmenler...

Macron’un rakipleri özellikle “göç karşıtlığını” sürekli gündeme getiriyor ve seçildikleri takdirde göçmenlere karşı ağır yaptırımlarda bulunacaklarına dair sözler veriyor...

*

New York Times geçtiğimiz günlerde bu durumu özetleyen analiz bir haber yayınladı...

Haberin Devamı

Haberine göre özellikle 2015 yılındaki terör saldırılarından sonra ülkede yaşayan müslümanlara karşı sert davranıldığını belirtiyor ve diyor ki:

Müslümanlar Fransa’yı sessizce terk ediyor!

*

Son yıllarda gittikçe artan din, ırk ayrımcılığını sebep olarak gösteren çok sayıda Müslüman Fransız’ın da bulunduğunu yazan gazete haberinde deniliyor ki:

Bu kişiler güvenliklerini, ait olmama duygusunu sürekli sorguluyor ve kendilerine yönelik önyargı engelinin varlığı nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda hissediyor.

*

Fransa’yı terk edip ABD ve İngiltere’ye yerleşen Müslümanların kendilerini güvenli hissetmediklerini belirtiyor...

Ve ülkenin adeta “kaynayan bir kazan” olduğunu söylüyor...

Senegal asıllı Fransa’nın eski İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Müslüman Rama Yade kendi partisi merkez sağ Cumhuriyetçileri için diyor ki:

Fransız kimliğinin hayali bir versiyonu dışındaki her şeye düşmanca tavır aldığından dolayı ülkeyi terk ettim!

*

“Tutunacak dal yoksa uçurum bekler seni” diyen Fransız yazar Victor Hugo’nun şehrinde Müslümanlar ve diğer ülkelerden gelen düzensiz göçmenlerin hepsi Notre Dame’ın Kamburu romanındaki Quasimodo’nun itilmişliğini yaşıyor...

Ülkeyi terk eden veya etmeyen göçmenlerin hepsi şehrin uçsuz bucaksız parklarındaki çiçeklere gözyaşlarını bırakıp da gitmiş gibi...

Haberin Devamı

Ve Paris’in unutulmuş sokaklarında adeta gözyaşı kokuyor...

Tutunacak bir dal bulamayan insanlar çareyi ülkeyi terk etmekte bulmuş...

*

Kırmızı bir tekne Sen Nehri’nin kirli sularında usulca gidiyor...

Şehrin sayısız restoran, bar, cafe ve müzelerinde ise insan haklarına yönelik hikâyeler anlatılıyor...

Ve nehrin kenarındaki kaldırımlarda çadır kurup içinde yaşamaya çalışan göçmenlerin halini gördükçe “Bir an gelip de küllenince” şarkısı sanki içimizdeki sokaklarda çalıp söyleniyor...

Ve çıkmaz sokaklara çıkıyor cevapsız kalan sayısız sorular...

Karanlık bir gökyüzünün “kül rengi bulutlar”ından yağmur yağıyor sanki ve ıslanıyor düşlerimiz...

Bir kez daha anlıyoruz:

İnsan, insana sığmıyor!

Yazarın Tüm Yazıları