Paylaş
Yüz yıldan beri İslam coğrafyasını eğitimsiz, okulsuz, kitapsız bırakan ve dünyaya açılan tüm pencerelerini kapatanların kim olduğunu yazmıyor...
Bu ülkelere sattıkları silahların kaç trilyon dolar olduğunu...
Ve kimlerin sattığını da...
*
Silahlarla büyüyen kaç neslin kara cahil bırakıldığını ve tüm farklılıkları gizlice silahlandırıp örgütleyip birbirleriyle savaştırdıklarını da hiç yazmıyor...
Ülkeleri karıştırıp, bölüp sonra da kendilerine göre yönetenlerin kim olduklarını da...
Din, mezhep, ırk farklılıklarının üzerinden çatıştırma stratejileriyle coğrafyayı ateş çemberine çevirirken, kendileri petrol, gaz, altın kaynaklarına nasıl çöktüklerinden de hiç bahsetmiyor...
*
Gerçek barbarlığın ne olduğunu ise ‘Emperyalizmin Yeniden Keşfi’ kitabında yazan John Bellamy Foster, ‘Barbarlığın İmparatorluğu’ başlıklı bölümde bu durumu şöyle özetliyor:
Çağımızı karakterize etmekte olan barbarlığı tüm derinliğiyle kavrayacaksak, küresel kapitalizme ve onun da ötesinde ABD ve Britanya’nın, halihazırda emperyalist çelişkinin temel alanı olan Irak’ta neler yapmakta olduklarına bakmalıyız.
*
Yani, kimlerin ‘barbarlık imparatorluğu’ kurduğunu açıkça yazan Foster diyor ki:
Küreselleşmenin ve bir anlamda hâlâ barbarca olan üretim tarzının sonucu, dünya nüfusunun büyük çoğunluğu için yoksulluk ile açlık ve uygarlaşmış dünyadaki halkların küçük bir kesiminin zenginleşmesiydi...
*
İşte yaşananların kısa özeti böyle...
ABD kendi şirketlerine dışpazar arayışında önlerini açarak girdiği ülkelerin kaynaklarına çöküyor, silah satıyor ve borçlandırıyor...
Fransa’nın, Afrika’nın 15 ülkesinden sadece bir yılda elde ettiği 500 milyar Euro’nun ne parası olduğunu dahi kimse sorgulamıyor...
Ortadoğu, Libya ve Doğu Akdeniz’deki ittifakın elde etmek istediği şeyin ne olduğunu da...
*
Arap Birliği Başkanı ve eski Mısır Dışişleri Bakanı Amr Musa’nın sözleri düşüyor aklımıza... Diyordu ki:
Irak’ı işgal eden ABD, cehennemin kapılarını açmıştır...
Eski ABD Savunma Bakanı Rumsfeld ise bu söze karşılık “Iraklılar öldürülmekten yorgun düşecekler” diyordu...
İçinde yaşadığımız modern çağın iflasını ilan eden bu açıklamaya da kimse bir şey diyemedi...
16 yıldan beri Irak’ta insanlar öldürülüyor...
Suriye, Afganistan ve Libya’da da...
Silah satışları ise alabildiğine artıyor...
Bu savaşlardan kimlerin kârlı çıktığını da küresel medya yazmıyor, içinde yaşadığımız çağımızı karakterize edemiyor, gerçek suçluların ve barbarların kim olduğunu da...
*
Daha geçen hafta Suriye’deki YPG ve PKK’lıların silahlarıyla Ermenistan’a gittiğine dair haberler basında yayınlanmıştı...
Ermenistan’ın Azerbaycan’ın köylerine saldırmasının zamanlamasına dikkat çeken uzmanlar, oyun içinde yeni savaş oyunlarının olabileceğini hatırlatıyor...
Anlayış, strateji, savaşların pusulası hiç değişmiyor...
Sadece içinde yaşadıkları çağa göre oyunlar, silahlar, araçlar ve kişiler değişiyor...
Kıyamete kadar da arzulanan bir arada yaşamayı işaret eden medeni çağın kapıları belki de hiç açılmayacak...
Paylaş