Azap yolları

Altı yüzyıl Osmanlı Devleti’yle, son yüzyıldan beri de Türkiye’yle gizli hesaplaşmalarından vazgeçmeyen Batılı devletler sürekli bizlere karşı kışkırtacak birilerini buluyor...

Haberin Devamı

Araplar...

Ermeniler...

Kürtler...

Rumlar...

Yunanlar...

Vs...

Tarihi gerçekleri çarpıtarak ders kitaplarına yazdıkları yalanlarla yetinmeyenler, şimdi de yalan rüzgârı gibi diziler çekmeye, çektirmeye başladılar...

Üç Arap ülkesi, MBC televizyonunda Arap halkına Osmanlı ile ilgili yalan rüzgârı dizileri seyrettiriyor...

*

Prof. İlber Ortaylı’ya göre “Eğer Osmanlı asimile politikasıyla hareket etseydi, yeryüzünde 20 milyon nüfusa sahip Yunan ve diğer küçük milletlerin hepsi yok olurdu... Ama böylesine vahşi bir politikayı daima reddetmiştir.”

Altı yüzyıl boyunca asimilasyon stratejisinden uzak duran Osmanlı, gittiği her yeri imar ettiği gibi adaletle yönetmiş, ırk, mezhep ayrımcılıklarından ise uzak durmuştur...

Başka dinlere ve milletlere de eşit davranmıştır...

Haberin Devamı

Irk, mezhep ve din farklılıkları üzerine bir devlet kurmamıştır...

*

Geçen yazımızda, Osmanlı Devleti’nin uğradığı ihanetlerden söz etmiştik...

Ve krizol havuzlarında gözleri kör edilen 15 bin Mehmetçiğin dramından...

Osmanlı Devleti esir aldığı askerlere böyle bir zulmü yapsaydı, elli defa filme çeker ve soykırım diyerek dünyayı ayağa kaldırırlardı...

Bin yıllık azap yollarındaki yolculuğumuzda uğradığımız ihanetler anlatılmadıkça tarihi kördüğümleri çözemeyeceğiz...

Bunu da savaşarak değil, sanat yoluyla yapmaya mecburuz...

*

Osmanlı Devleti’ne ihanet eden hangi millet, ırk ve mezhepten olursa olsun o günden beri iki yakasını bir araya getirememiştir...

Ve iflah olmamışlardır.

Bunlardan birinin de Ürdün Kralı Abdullah’ın büyük dedesi Şerif Hüseyin olduğunu yazmıştık...

İngilizlerle birlikte Arap Devleti kurma çalışmalarından haberdar olan Osmanlı Devleti’nin kendisini yakalayıp, İstanbul’a getirtip göz hapsine aldığını da...

*

İşte o ihanet günlerini Murat Bardakçı bir yazısında şöyle anlatmış:

Sultan Abdülhamid’i devirip iktidara gelen İttihatçılar, akıl almaz bir iş yaptılar: Göz hapsindeki Hüseyin, ‘emir’ unvanıyla Mekke’ye yollandı, yani kurda kuzu emanet edildi.

Derken imparatorluk Birinci Dünya Savaşı’na girdi ve Hüseyin’in hayalleri de ‘Arap isyanı’ şeklinde yavaş yavaş hakikate dönmeye başladı.

Haberin Devamı

Bunda Londra’dan yollanan meşhur Lawrence’ın dağıttığı altınların etkisi büyük oldu. Hüseyin 1916’nın 9 Eylül’ünde kendisini ‘Hicaz kralı’ ilan etti, bir ‘isyan’ ve ‘cihat’ bildirisi yayınladı.

*

Ve on binlerce Mehmetçiğin Arap çöllerinde arkadan hançerlenerek şehit edildiğini belirten Murat Bardakçı diyor ki:

Hüseyin krallıkla yetinmedi, hemen arkasından hilafetini de ilan etti ama halifeliğini kendisine bağlı birkaç kabileden başka kimseler tanımadı.

Tahtını 1924’te Suudi Arabistan’ın şimdiki hâkimi olan Suudi hanedanının kurucusu İbn-i Suud’a terk etti, önce Kıbrıs’a kaçtı, oradan Amman’a geçti ve 1931’de orada can verdi.

Ölüm döşeğinde sayıklarken “Osmanlı’ya kılıç çekmemeliydim” dediği ve lanete uğrama endişesi içerisinde olduğu rivayet edildi, aradan geçen seneler bu rivayetleri de endişeleri de haklı çıkardı.

*

Haberin Devamı

Başka bir rivayet de ölüm döşeğinde bahçeye bando takımını getirtip son nefesine kadar mehter marşı çaldırdığı idi...

Kısacası, son yüzyıldan beri Irak, Yemen, S. Arabistan, Filistin, Mısır, Libya ve Suriye’de kan akmaya devam ediyorsa, huzur gelmiyorsa, birlik ve beraberlik bir türlü sağlanamıyorsa tek nedeni Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan ihanettir...

Belki de Arap halkı bu gerçekleri öğrendiği ve uyandığı için üç Arap ülkesi bir araya gelip MBC’de Osmanlı’ya iftira eden diziyi yayınlıyor...

Amaç, Arap halkının Türkiye ile olan bin yıllık bağını kopartmaktır...

Çözümü ise sanatın her alanında yeni çalışmalar yaparak bu pis oyunu bozmaktır...

 

Yazarın Tüm Yazıları