ABD ve Rusya arasında sıkışıp kalan terör örgütü PKK ve uzantıları, bir gün kullanıldıklarını anladıklarında kendileri de olmayacak...
Çünkü ihanet üzerine hiç kimse bir şey inşa edemeyecek...
Ya biz?
Kime güveneceğimizi bin yıldan beri şaşırmış durumdayız...
Kimin duruşuna, sözüne de...
*
Bir yandan ABD, diğer yandan İsrail ve AB ülkeleri, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK ve uzantılı YPG, PYG ve PJAK ile görüşüyor...
İhanetlerini ve gizli hesaplar peşine düştüklerine dair haberleri okuduğumuzda ise aklını cebine koyup gidenlerin yalnızlığını yaşıyoruz...
Daha satmadan kaybettiği parayla dünyada kaç yoksul ülkenin kurtarılabileceğini söylemeye gerek dahi yok...
“Uzaya gidiyoruz” diyor, hisseleri fırlıyor...
İki yılda bir birkaç amatör astronotu uzaya gönderiyor, yeniden hisseleri uzaya kadar uçuyor ve bir günde milyarlarca dolar kazanabiliyor.
Veya bir zaman sonra anlamsız bir şekilde hisseleri çöküyor...
*
Gerçek değerinin sayısını kimsenin bilemeyeceği kadar değerlenen, daha doğrusu değerlendirilen hisseler, gökyüzünde uçan balonlar misali dolaşıyor...
Küçük bir haberle hisseler çıkabiliyor ya da inebiliyor...
Balonlara üfleyebildikleri kadar üfleyip piyasalardan milyarlarca dolar parayı vakumlayanların dünyasına karşı aykırı bir duruş sergileyecek yeni bir model ise henüz yok ...
2022’de endemik olabilir!
*
Kısacası kızamık, suçiçeği gibi hayatımızda artık hep olacak...
Dr. Fauci, aşılarla birlikte 2022 yılının ilkbahar aylarında belki de öldürücü etkisini yitireceğini söylemiş...
Anlıyoruz ki eski hayata dönüş eskisi gibi olmayacak...
Belki de hijyen ve gıda denetimlerine daha çok ağırlık verilecek ama büyük kalabalıkların çok da aldırış etmediğini ve ders çıkartmadıklarını görüyoruz...
*
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da eve kapanmak istemeyenler, sokaklarda polislerle çatışıyor ve araçları yakıp yıkıyor...
Diyordu ki:
Kendini bildiğin gün, kurtulacaksın.
Ve bütün insanlığı kurtaracaksın.
Yoksa insanlık, büyük bir felakete doğru gidiyor.
*
Yüce Diriliş Partisi’ni kurduğunda demokrasinin sadece siyasi bir rejimden ibaret olmadığını ve insan psikolojisiyle kaynaşarak hayat tarzını oluşturma aşamasına geçildiğine dikkat çeken Sezai Karakoç:
Kişilerin eşitliği, çok partililik, düzenli ve açık muhalefetin meşruluğu, karşı fikirlerin, eleştirilerin yararlılığı, kurallar çerçevesinde yarışmanın yönetim kadrosunun oluşumu ve kalitesi bakımından verimliliği önemlidir...
Halkın, yöneticilere etkisinin gerekliliği sağlanmalıdır...
“Yangınlar aleminden geçip giden dost” misali Sezai Karakoç’un gidişine üzülmeyen yok gibiydi.
Sonbaharın ayazında güller kurumuş ve yapraklar dökülmüştü...
O artık yoktu ama şiirleri kalmıştı...
*
Ölümünü duyan herkes ‘Mona Rosa’ şiirini ya içinden ya da mırıldanarak bir daha okumuştu.
Buruk bir hüzün çöktü herkesin yüreğine...
Dünya sürgün yeriydi herkes için.
O da sürgününü tamamlayıp Rabb’ine kavuşmuştu...
Hangi gerekçeyle?
Rusya’nın Ukrayna sınırına asker ve mühimmat göndermesiyle...
Ya ABD?
Yunanistan ve Suriye’ye olağanüstü silah, tank ve asker sevkiyatını niye yapıyor?
Ve hangi gerekçeyle?
Rusya’nın saldırıda bulunabileceği ihtimaliyle...
*
Putin,
Ve de insanlık...
*
Peşmergeler ABD’ye güvenerek Irak’ta boş bulduğu, daha doğrusu kendilerine vadedilen şehirlere doğru ilerliyor...
Musul ve Kerkük, yani petrol yataklarının en zengin olduğu iki şehir ele geçiriliyor...
Türkmenler ise büyük tehdit altında...
ABD’nin götürdüğü demokrasinin son noktası buymuş...
Türkmenleri yok saymakmış...
*
- Yalnızca olan şeyleri bilir insanlar...
Yani olacakları değil...
Olduktan sonra da insanların yapacağı bir şey kalmamış demektir...
Dünyanın bir çok yerinde kronik sefalet yaşanıyor.
Özellikle yoksul ülkelerde...
Ve de zengin ülkelerin varoşlarında...
*
Dünyayı bir gemiye benzetenlerin dilinde sürekli aynı şarkı: